Ordu'nun Dereleri🎸

12.2K 743 232
                                    

"Nehir ya niye hemen sinirleniyorsun ki?"

"Sence Doğu?"

"Vallahi bilemiyorum."

Sanki ben neye sinirlendiğimi biliyorum ya. Sorduğu soruya bak hele.

"Uff vallaha beni çok bunaltıyorsunuz. Belki özel günümdeyim değil mi?"

Ananın aklı az önce ne dedim ben. Ah salak Nehir illa rezil edeceksin ya kendini. Neyse ya niye rezil olacakmışım ki. Sanki hiç bilmiyordu ya.

Ona göz ucuyla baktığım da bana bakıyordu. Hem de gülümseyerek. Lan bari başka konu aç değil mi?"

"Geziye giderken kiminle oturacaksın?"

"Seninle oturmayacağım kesin Doğu!"

Müdürün uyarısıyla gözlerimi devirerek dinlemeye başladım.

"Evet şimdi susun çocuklar. Bildiğiniz üzere okulumuzda bir gezi düzenleniyor."

Allahım yarabbim. Hz.Adem'in doğuşundan başlatsaydın keşke hocam böyle olmaz yani.

"Ve gezi okul kurulunun kararıyla kesin bir sonuca vardı. Cuma akşamı herkes saat 10 da okulun orada olacak. Gelmeme gibi bir söz konusu dahi olamaz. Eğer kendi imkanlarınızla gelemezseniz  gelen hocalarınıza söyleyin. Onlar sizi getirecektir."

Acaba ben de mi gelemiyorum desem. Kim yer bu numarayı ya ben bile yemedim. İşin yok şimdi taksite de para ver.

"Gezi toplam 4 gün sürecek.  Derslerinizi düşünmeyin. Zaten düşündüğünüz yok ama ben yine de açıklayayım. Önümüzdeki hafta da cumartesi ve pazar okula gelip telafi edeceksiniz."

Herkesten çıkan aaa uuu sezlerinin arasına bende katılarak gürültü çıkarmaya başlamıştım.

"Tamam susun susun belki yapmayız. Biz size haber veririz. Şimdi o önemli değil. Gezi bildiğiniz üzere karadeniz turu ve Trabzon: Sümele Manastırı ,uzun göl ve Ordu perşembe yaylası. Tabi ki buralarda şehir içinde de gezmeniz izin verilecek. "

Yes ulan memlekete gidiyorum. Ah Ordunun dereleri. Ne de çok özledim burnumda tüttü memlketim vallahi.

"Evet otel masrafı vs sizin cebinizden toplanacaktır. Hepinize keyifli tatiller."

El çırparak sevinçle Doğu'ya doğru döndüm.

"Yaşasın ulan memlekete gidiyoruz."

Oda aynı şekilde sevinerek karşılık verince somurtarak herkesin dışarıya çıkmasını bekleyip bende ayaklandım.

"Kız Nehir beni de beklesene."

"Uf Deniz gel işte. Sınıfa gidiyorum."

"Tamam bekle işte lan çok kalabalık gelemiyorum."

"He he!"

Onun öyle demesiyle tüm kalabalığı yararak daha hızlı bir şekilde sınıfa doğru ilerledim.

Toprağı görmemle tuhaf bir şekilde birbirimize baka kalmıştık. Yanına gitmek çok istiyordum ama bana yaklaşma demişti. Ne yapmam gerekiyordu şu an. En iyisi aramızda para toplayıp ona vermekti. En fazla tefecilere kaç lira borcu olabilirdi ki?

Ben tam düşünürken o bir anda gülümseyerek yanıma doğru gelerek bana sarılmıştı.

"Nehir çok teşekkür ederim."

Ne için teşekkür ediyor lan bu çocuk?

"Neden teşekkür ediyorsun anlamadım?"

"Bugün beni tehdit eden adamlar aradı ve çok şanslı olduğumu söyledi. 1 milyon olan borcumu birisi ödemiş. Çok teşekkür ederim."

Nasıl yani borcu kim ödemişti ki.Tam o sırada Doğu'nun yanımdan geçip bana göz kırpmasıyla şaşırmış bir şekilde suratına baka kalmıştım.Nasıl yani borcu Doğu mu ödemişti?

Çaktırmadan bende aynı şekilde Toprağa cevap vermek için dudaklarımı aralamıştım.

"Ha ondan bahsediyorsun sen. Yok canım lafı bile olmaz."

"Nehir saçmalama 1 milyon liradan bahsediyoruz. Annemlerle barışır barışmaz sana borcunun geri ödeyeceğim."

"Toprak dedim ya lafı bile olmaz diye."

"Ay Nehir ödeyeceğim dedim ya. Seni çok seviyorum canım arkadaşım."

Ulan bu Doğu çok iyi biriydi lan harbi. Bi insan bu kadar muhteşem olabilir miydi?

Etrafıma bakınıp Toprağa gülümseyerek yarı yamalak bir cevap vermiştim.

"Ben de seni seviyorum Toprak. Benim biraz işim var sen sınıfa git ben hemen geliyorum."

Gülümseyerek mutlu bir şekilde yanımdan uzaklaşmıştı.

•••••••

Ulan sınıfta yok, dışarıda yok, okulda da yok. Nereyi gitti bu çocuk? Yer yarıldı da içine mi girdi anlamadım ki.

Tam koridorun sonuna son bir ümitle bakacaktım beni serçe çeken kişiye doğru hızla döndüm.

"Seer...gen?"

~Bölüm Sonu~

💛

Texting||Poğaça Yanaklı Prensesim 🎸Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin