Tefeci🎸

12.9K 820 83
                                    

"Ben....yani burada çalışmaya başladım."

"O ne demek lan?"

"Nehir kiminle geldin sen buraya ?"

"Ya bizim çocuklarla geldim işte."

"Nasıl onlar burada mı? Beni gördüğünü sakın söyleme duydun mu beni?"

Ağzımı açıp bir şey söyleyeceğim sırada toz bulutu olup içeriye doğru ışık hızında uçmuştu.

Nasıl yani kanunlar kadar zengin olan Toprak sıradan bir kafede garson olarak mı çalışıyor?

Tamam çalışsın çalışabilir de neden kafe de çalışma gereği duyuyor anlam veremedim .

Ben bu saçma olayı düşünürken Toprağın polise dedikleri aklımdan hız şeridi gibi geçmişti.

Ailesiyle arası bozuktu yani ama neden? Ah be Toprak ne işlere bulaştın sen?

Ayakta kapının önünde dikelmemle kapıyı sertçe açan hayvana döndüğümde Denizi görmemle omzuna sertçe yapıştırdım.

"Lan dikkat etsenize biraz!"

"Kızım sen mal mısın da kapının önünde duruyorsun?"

"Kes sesini gerizekalı bir arkadaşımı gördüm onunla konuşuyordum."

"Kız mıydı?"

Sabır çekerek Doğu ve Tunç ile birlikte masaya doğru ilerledim.

"Kız Nehir sana diyorum kız mıydı? Güzel miydi?"

Durup durup konuşmaya devam ediyordu beyinindeki cıvataları bozulmuş salak.

"Bana ayarlasana Nehir. Hadi nolur?"

"İyi kanka sana ayarlarım İsmaili!"

Hepsinin aynı anda kahkaha atmasıyla somurtup dil çıkartarak öbür tarafa doğru döndü. Aklı sıra bize trip atacak gerizekalı.

Garsonun yanımıza gelip sipariş listesini bırakmasıyla hepsi zoraki susarak ne isteyeceklerine karar vermeye başladılar.

İlk konuşan her zaman ki gibi Deniz salağı olmuştu.

"Hm ben böyle en büyük hamburgerler varya işte onlardan istiyorum birde çilekli milkshake."

İlk başta hepimiz ikisinin iyi gitmeyeceğini düşünsekte yedikten sonra hepimizin kararı değişmişti. Yok böyle bir tat. Herkes sandalyeye yaslanmış bir şekilde doyduğunu belli edercesine karnını ovuşturuyordu.

Biraz daha oturduktan sonra hesabı ödeyerek arabaya doğru gidiyorduk ki merakım sağ
olsun lavaboya gideceğimi söyleyerek Toprağı aramak için tekrar içeriye girdim. Garson olduğunu tahmin ettiğim çocuğun omzuna hafifçe dokunarak "Toprak nerde biliyor musun?"diye kısa bir soru yönelttim.

"Evet içeride oturuyor"

"Teşekkürler."

İçeriye doğru giderken adımlarım beni geri geri götürüyordu ama merakımdan çatlamak üzereydim. Aklımda her şeyin oturması gerekiyordu ve tonla şey geçiyordu.

Yavaş adımlarla kapının önünde durakladım ve  Toprağın sırtını görmemle aralık kapıyı yavaşça açarak içeriye doğru girdim.

"Toprak biraz konuşabilir miyiz?"

"Nehir senin burada ne işin var?"

"Sen ağlıyor musun?"

Gerçekten de ağlıyordu. Koskoca Toprak Yılmaz ağlayabiliyormuş demek ki. Kaç senedir arladaşımdı bir kere bile ağladığını görmemiştim.

"Hayır gözüme toz kaçtı sadece."

Ulan bari yalan atıcaksan düzgün bir yalan atta inanalım.

"İyi peki ağlamamış ol! Neden üzgün bir şekilde burada duruyorsun?"

"Anlatamam."

"Neyi anlatamazsın yada dur bir dakka neden anlatamıyormuşsun?"

"Nehir ben senin kötülüğünü hiç bir zaman istemedim."

"Bence saçamalamayı bırak.Çünkü benim artık senin gibi bir arkadaşım yok. Buraya sadece eski dostluğumuz adına geldim."

"Eğer sana anlatırsam......başın belaya girer."

Lan nasıl benim başım belaya giriyor?

"Toprak sinirlenmeme nah şu kadar kaldı!"

"İyi tamam peki anlatacağım ama sadece aramızda kalacak. Kimseye bir şey söylemeyeceksin. "

"İyi tamam anlat."

Bu salak ne işler çevirmişti. Şu anı filmlerde izlesem heyecandan ve panikten ölebilirdim ama şu an zar zor dayanıyordum.

"Nehir bundan 1 ay önce ailemle çok büyük kavga ettim ve sinirlenerek even çıktım. Biliyorum bu yaptığım çok saçmaydı ve bende çok pişmanım.Her gün arıyorlar ama onların suratına bakmaya yüzüm yok."

"Onlar senin ailen ne olursa olsun yanında olacaklardır."

"Sandığın gibi değil eğer o eve gidersem aileme de zarar gelir. Lütfen hiç bölmeden dinle! İşte evi terk ettikten sonra saçma sapan tefeci işlerine bulaştım. Kendimden nefret ediyorum.  Böyle bir şeyi nasıl yapabildim inan bende bilmiyorum."

"Toprak sen ciddi misin?"

"Sence şaka yapar bir halim mi var? Bir gün bana kötü işlerini yaptırmaya zorladılar ve bende yapmak istemeyince beni senin hayatınla tehtid ettiler. Çünkü beni sadece seninle gördüler ve benimle bir oyuncakmışım gibi oynadılar."

"Vay şerefsiz pislikler. Oğlum söyleseydin para meselesiyse hepimiz aramızda toplar verirdik."

"Bilmiyorum Nehir ben çok korktum.Çok pişmanım.Bunu senin iğiliğin için yaptım ve seni tehdit etmek zorundaydım.Arkadaş olmamanız lazımdı."

"Toprak ben ne diyeceğimi bilemiyorum..."

"Nehir özür dilerim ama bir müddet benimle görüşememen gerekiyor. Lütfen buradan git ve bu mevzuyu unut."

Allahım neler oluyor? Meğer senin iyiliğin için yapıyorum derken bunu kasdetmişti

~Bölüm Sonu~

Instagram|helly743

hoşçakalığğğğğnnnnnnn

💛

Texting||Poğaça Yanaklı Prensesim 🎸Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin