I

301 42 58
                                    

Michel Fugaın-Una Bella Historie

Americano,,, Sadece damak tadını bilen az kişinin sevebileceği bir kahve Americano. Seungwan gibi bir kahve gurmesinin en sevdiği olması pek şaşırtıcı değildi...

Meşhur Belçika kahvesinin geldiği tek bir yer vardı Seul'de. Her zamanki dakikliği ile saat 07:58 de mesai saatinin başlamasına sadece 32 dakika kala Americanosunu almaya gelmişti.

Americanosunu alıp sadece 3 dakika uzaktaki dişçi kliniğine varmıştı. Elinde iki tane Americano ile kliniğin kapısını açtıktan sonra içeri doğru seslendi. "Haerim! Ben geldim." Karşı tarafta kliniğin mutfak kısmından koşarak yanına gelmişti Haerim Seungwan'ın. Haerim Seungwan'ın elindeki kahvelere bakıp dudaklarını büzdü hafiften. "Karamelli latte Al demiştim ama sana."

Seungwan biraz tebessüm ederek "Hadi ama Americano bu hayattaki en mükemmel şey. Bir şey olmaz." diyip mutfağa doğru yol aldı.

Haerim Seungwan'dan sadece 10 dakika önce gelmesine rağmen neredeyse tüm kahvaltıyı hazırlamıştı. Seungwan kırmızı paltosunu askılığa asıp kısa pudra pembesi eteğini düzeltip sandalyeye oturdu. "Haerim sabah sabah şımartılmış gibi hissediyorum. Bunlar ne?" dedi masayı göstererek.

Haerim üstündeki beyaz tişörtün yakasını düzeltip Seungwan'ın karşındaki sandalyeye oturdu. "Ah, şımartılmayı hak ediyorsunuz Seungwan hanım."

Seungwan hanım. Bunun altında bir şey yatıyordu. Çok iyi biliyordu bunu Seungwan.

Ufak bir gülümseme ile Haerim'e dönerek "Ne istiyeceksin Hae?" Haerim Seungwan'ın ellerine uzanarak "Bugünlük beni idare etsen pek fazla hastam yok zaten. Lütfen yalvarırım." dedi ikna edici bir ses tonu ile.

Seungwan Haerim'i kırmamıştı. Daha doğrusu kıramamıştı. Her zaman en ufak işinde Haerim bakıyordu kliniğe. Bu onun için küçük bir şeydi.

Seungwan kafasını sallayarak Evet demişti. Haerim kahvaltısını bırakıp odasına doğru ilerledi. İçeriden iki tane dosyayı Seungwan'a uzattıktan sonra siyah keten paltosunu askıdan alıp gitmeye başladı. Çantasını tek omzuna taktıktan sonra paltonun altında kalan kızıl saçlarını arkasına vererek Seungwan'a döndü.

"Bugünkü hastaların dosyası bunlar. İncelersin kaçtım ben." diyip hızlı olduğu belli olan -bordo topukluların lamine zeminde çıkardığı sesten- adımlarla dışarı çıktı.

Seungwan kahvaltıyı bırakıp kahvesinden bir yudum içtikten sonra  Haerim'in verdiği dosyanın içini incelemeye başladı. Bir isimle karşılaşmıştı...

Bae Joohyun...

Bae Joohyun

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
i'm a little monster ➳​ wenrene ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin