Seungwan elindeki silahı karşısındaki narin ve zarif kadına doğrulttu. O narin ve zarif kadın hiçte korkuyormuş gibi durmuyordu açıkçası.
Bu Seungwan'ı oldukça şaşırtmıştı.
Kim olsa şaşırmaz ki. Birine silah doğrultuyorsunuz ve o narin bir kadın. Üstüne üstlük gayet cesurca karşılıyor bu durumu.
"Bae Joohyun." O narin kadının ismini fısıldamıştı Seungwan. Narin kadın bunu duymuş olacaktı ki dudağının kenarında ufak bir gülümseme oluşmuştu.
"Benim Seungwan." diyip önündeki ekoseli ceketin düğmelerini açtımıştı. İçine giydiği o siyah dantelli büstiyer onu gayet çekici gösteriyordu.
Seungwan'a biraz daha yaklaşarak Seungwan'ın elindeki silahı tutarak tam olarak kalbinin üstüne yerleştirdi.
"Hadi güzelim. Çek şu tetiği."
Seungwan sinirliydi. Sinirleri parmak uçlarına kadar hissediliyordu. Ama o tetiğiçekemiyordu. Beceremiyordu bu işi.
Joohyun, Seungwan'ın elindeki silahı yere atarak Seungwan ile olan mesafeyi kapattı. Ellerini Seungwan'ın yanaklarına yerleştirdi. Gözlerini Seungwan'ın o kusursuz yüzünde gezdirdikten sonra o narin mango aromalı dudak balımı sürdüğü dudaklarına bastırdı. Birbirlerinin nefeslerini hissetmişlerdi...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.