Haerim cenaze çıkışı Seungwan'ın anlamsız bir şekilde Joohyun'un arabasına binmesine anlam veremiyorken bunu kafasına takmış, ağrayan başının ağrısını üst seviyeye çıkarmıştı.
Kafasını arabanın koltuğunun arkasına yasladıktan sonra nefes alıp veriyordu derin. Bir ihtimal rahatlamak için.
Normalde bu kadar çok başı ağrıdığı zaman eve gidip dinlenmeyi düşünürdü ama zaten iki gündür hasta almadıkları için fazlasıyla iş birikmişti.
Jinyoung, Haerim'i kliniğin önüne getirdiği zaman telefonuna gelen bir mesaj ile telefona bakarken Haerim cenazeden önce yanına aldığı poşeti arıyordu.
Ayağının altına koymuştu. Bundan adı kadar emindi ama belki de bulurum amacıyla arka tarafa baktığında bir poşet fark etmişti.
İçinden 'Ben arka tarafa koymadım ki' diye geçirdi. Ama yine de poşeti arka tarafa uzanıp aldı. Jinyoung'a son vedasını ettikten sonra arabadan indi.
★
Seungwan sessiz bir şekilde Joohyun ile birleşen dudaklarından ayrılırken Joohyun ise kapalı gözlerini açıp Seungwan'a baktı.
Yüzleri hala birbirlerine çok yakındı. Seungwan'ın gözlerinden süzen yaşları hissedebiliyordu Joohyun. "Ağlama Seungwan..."
Seungwan sertçe yutkunmuştu. "Benim seni öldürmem lazımdı... Senin beni değil..." Joohyun dudaklarını ıssırdıktan sonra devam etti. "Ben hiç kimseyi öldürmedim Seungwan."
Seungwan, Joohyun'dan adım adım uzaklaşmaya başladı. Tek bir kelime dahi etmeden hemde. Yere attığı çantasını alıp elinden yere düşen silahı aldı. Ve geri koydu.
Ve yavaşta olsa bir şekilde Joohyun'un gözünün önünden kayboldu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
