III

164 35 30
                                    

Lim Jaebeom-Ride

Bae Joohyun...

İşte o isim...

İsim belkide ona o kadar çok tanıdık gelmiyordu ama yüz, yüz hatları, gözleri, vücudu, burnu her şeyi hazırlıyordu. Küçük bir çocuğun annesinin kokusunu unutamayışı gibi oda onu unutamamıştı...

Seungwan yüzündeki gergin ama belli etmeyen gülümsemesini bozmadan Joohyun ile odasına girdi. Joohyun'a önündeki dişçi koltuğunu göstererek oturmasını işaret etti. Joohyun kafasını öne eğerek onayladıktan sonra boyuna göre uzun olan koltuğa zıplayarak oturdu.

"Ah açıkçası küçükken dişçilerden korkardım."

"Neden?"

"Abim Jinyoung'un dişini çektikleri zaman acıdan günlerce yemek yiyememişti. Bende hep aç kalıcam korkusuyla hiç dişçiye gitmedim."

Seungwan eline plastik beyaz eldivenleri geçirirken Joohyun'a döndü.

"Anlıyorum. Çocukça düşünceler. Hala korkmuyorsunuz değil mi?"

Joohyun samimi -daha çok flörtöz- bir gülümseme ile Seungwan'a baktı. "Bilmem her korku yensen bile içinde kalmaz mı?"

"Bilemiyorum. Rahat olun siz ama."

"Siz? Lütfen dişçim ile siz diye konuşmak çok resmi. Bana adımla seslen Seungwan."

"Zaten sadece bir kerelik sizin randevunuza girdim. O kadar samimi olmamıza gerek yok."

Joohyun biraz yıkılmış şekilde "Olsun."

Seungwan topluları ile beraber bile yetişemediği için sandalyeyi çekip oldukça yükseğe getirdikten sonra eteğini düzelterek sandalyeye oturdu.

"Başlayalım mı?"

Joohyun yine o flörtöz gülümsemesini suratına yerleştirmişti.

"Sizi bekliyorum Seungwan Hanım."
Son dediğini daha yumuşak tonda ve fısıltı şeklinde söylemişti.

"Öbür kontrolde ben olmayacağım Bayan Bae."

Çıkışa doğru yol beraber yürüyorlardı. Tam çıkış kısmına geldiklerinde krem rengi paltosunu giyerken Joohyun Seungwan'a bir yandan laf yetiştiryordu.

"Değişme gibi bir şansım var mı?"

"Jung Haerim'de benim kadar işinde iyi birisi. Ayrıca benden daha samimi. Siz kelimesini size kullanmayacaktır."

"Hiç şüphem yok. Oda işinde gayet iyidir. Ama neden beni hastanız olarak istemiyorsunuz?"

Seungwan bıkkın bir şekilde soluduktan sonra

"Yoğunum ben Bayan Bae. Haerim daha boş vakitti olduğu için hastası siz oldunuz zaten?"

"Demek ki o kadar boş değilmiş ki bugün bana yardımcı olamadı. Hem Haerim abimin kız arkadaşı diye geldim. Eğer sizinle karşılaşmış olsaydım büyük ihtimalle sizi seçerdim."

Arkadan topuklu ayakkabı sesleri ile gelen Hyojung Seungwan'ın yanına gelerek ona bir dosya uzattı.

"Efendim Bayan Kim yarım saattir sizi bekliyor. Baya söylendi acil bakar mısınız?"

Binlerce kere dua edecekti Seungwan, Hyojung'a. Şuan onu bu durumdan kurtardığı için.

Joohyun'a dönerek "Hastalar beklemez." demişti.

Hyojung'un uzaklaştığını fark edince Joohyun biraz daha Seungwan'a yaklaşarak kolundan tuttu.

"Beni tanıdın değil mi Seungwan?"

Seungwan ifadesiz bir surat ile Joohyun'a bakarken arkadan Hyojung seslenmesi ile Joohyun'un kolundan kurtulup gitmişti. Joohyun ise her zamanki gülümsemesi ile klinikten çıkmıştı....

 Joohyun ise her zamanki gülümsemesi ile klinikten çıkmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

#🦊💙

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


#🦊💙

i'm a little monster ➳​ wenrene ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin