Park Jinyoung-My Youth
✿"Seungwan-ah bir şey sorabilir miyim?" Seungwan dudağında ki çilekli sütün pipeti ile oynarken yanında ki Haerim'e döndü.
"Sor Hae."
"Aileni hatırlıyor musun? Sen bizden sonra geldin sonuçta. Gördün mü aileni hiç?"
Seungwan iki dudağı arasındaki pipeti alıp boş çilekli süt kutusunu yere bırakıp yutkundu.
"Hmhm. Unutmadım daha onları."
"Nasıl insanlardı peki? Senin kadar güzel miydi annen mesela?"
"Ah evet. Ama saçları aynı seninkiler gibiydi annemin. Sarıydı annemin saçları. Benimkiler babamın ki gibi siyah. Ablamında öyleydi saçları."
"Ablan mı vardı?"
Seungwan kafasını sallayarak Evet demişti. Bu konuyu konuşmayı pek sevmiyordu. Daha 9 yaşındaki bir çocuk bu tür şeyler konuşmayı sevmeside zaten? Ama bu yurda daha 8 yaşında gelmişti. Yanında ise 6 yaşındaki tek arkadaşı Haerim vardı. Onu kıramıyordu. Tek ailesi oydu şuan.
"Peki neden buradasın ki?"
"Öldüler. Öldürüldüler."
✿
"Hae!" Elinde kocaman bir çikolatalı pasta ile Haerim'e doğru koşturuyordu Seungwan. Üç yaşındaki bir bebekten farkı yoktu.
"Elindeki Seungwan... Çikolatalı pasta mı?... Kalp krizi geçireceğim şimdi..."
Seungwan elindeki pastayı masanın üstüne bırakarak Haerim'e kocaman sarıldı."İyi ki doğdun Hae..." Haerim'den ayrılıp masanın üstündeki pastayı işaret ederek "En sevdiğinden." dedi.
Haerim yanağında ki birkaç gözyaşını silerek ufak bir gülümseme sundu."Bu pastayı suratına fırlatacağım Seungwan."
Pastanın üzerindeki paketi açtığı zaman her seneki pastadandı. Ufak damla çikolatalar ile süslenmiş. Çikolatalı krema ile etrafı çevrili üzerinde 1 tane mum bulunan bir pasta. Seungwan kahve tonunda ki renkte ki pantolonun cebinden çakmağı çıkarıp mumu yaktı. Haerim'in omzundan tutup birkaç adım ile gitmesini sağladı. Biraz parmak uçlarında yükselerek "Hadi! Bir dilek tut Hae!" dedi. Oldukça heyecanlıydı Seungwan. Haerim gözlerini kapatarak her sene dilediği şeyi diledi. Seungwan ve kendinin mutlu olmasını.
Dileğini tutup mumu söndürdüğünde Seungwan eliyle alkış çalmaya başlamıştı. Haerim ona dönerek sıkıca sarıldıktan sonra kapıdan birden bire Hyojung girdi. "Ah, bölüyorum özür dilerim."
Seungwan yanağında ki gözyaşını silip "Senin işin var diye çağırmadım Hyojung. Pasta ister misin?" dedi. Hyojung kafasını hayır anlamında salladı.
"Efendim hastanız geldi. Acilmiş."
"Hasta kabul etmiyorduk bugün?"
"Bilmiyorum."
Seungwan, Haerim'e dönerek "Ben bakarım sen pastanı ye." diyip Hyojung'un arkasından takip etmeye başladı onu. Girişe geldiklerinde arkası dönük siyah fötr şapkası ile fönlü siyah saçlarının kırmızı paltosuna düşen bir kadın gördü. Seungwan'ın topuklularının sesini duymuş olacaktı ki yüzünü sesin geldiği yere çevirdi.
"Merhaba Seungwan!"
Seungwan adımlarını yavaşlatarak yüzünü ister istemez eşkitti.
"Bae Joohyun."
#🦊💙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i'm a little monster ➳ wenrene ✓
FanfictionElindeki silahı yavaşça yere bırak Seungwan. #2 in Seungwan #3 in wenrene 2020 | haerim