GEÇMİŞ

11.1K 2.4K 1.1K
                                    

"Geçmişten kaçmakla kurtulamazsınız. Onunla er ya da geç yüzleşmelisiniz. Ancak o zaman size acı vermeyi bırakır."

Multimedia: Gazapizm- Unutulacak Dünler

Gidebileceğim bir yer olmadığından emin olmak için bir kez daha hafızamı yokladım. Babam şehit olmuştu. Annemi amcam öldürmüştü. Amcam benim peşimden gelirken kamyonun altında kalıp ölmüştü. Babaannem ve dedem ise annem ve amcamı evlendirip köye dönerken trafik kazasında ölmüşlerdi.

Yaşayan hiç akrabam kalmamıştı. Filiz ise gitmişti. Ama gittiğinden emin değildim. Evine gidip bakabilirdim. Ama gündüz gidersem mahalledekiler beni tanır, yurda geri götürmesi için polise haber verirlerdi. Bu yüzden geceyi beklemeliydim.

Sokaklarda dolaşmaya başladım. Bilinçsizce ara sokaklara girmeye başladım. Akşama kadar bir şekilde vakit geçirmeliydim ve yurttan da yeterince uzaklaştığımdan emin olmalıydım. Çünkü hafta sonları bizi dolaşmaya çıkarıyorlardı ve yurdun çevresindeki birçok işyeri bizi çok iyi tanıyordu. Ayaklarım daha fazla yol kat edemeyeceğimi bana söyleyince bir parka gidip oturdum. Bundan sonra ne yapacaktım?

Buna dair hiçbir düşüncem yoktu. Aklıma bir şey de gelmiyordu. Zaten tek isteğim de önce Filiz'in gidip gitmediğinden emin olmaktı. Güneş batmaya başlayınca acıktığımı hissettim. Cebimde olan bir kaç lirayla gidip bir şeyler yedim. Yemekten sonra mahalleye doğru yürümeye başladım. Otobüse binecek param kalmadığından yürümek zorundaydım. Mahalle çok uzakta olduğu için yürüyerek gitmem epey zaman alacaktı.

Mahalleye vardığımda saat epey ilerlemişti. Sokaklarda kimse kalmamıştı. Filizlerin evine yürüdüm. Evin önüne gelince durdum. Bu evde ne kadar çok hatıram vardı. Filiz' e çok şey borçluydum. Bana öğrettikleri bir kenara en mutlu günlerimi de onla yaşadım diyebilirdim. Kapının önünde beklerken içeri girmeye korkuyordum. Çünkü sonuç ne olursa olsun beni üzecekti. Filiz gitmemişse beni ziyarete gelmediği için gitmişse de beni bıraktığı için üzülecektim. Hangisinin daha kötü olduğuna karar veremedim.

On beş yaşında biri için çok zor bir soruydu. Ama artık bu belirsizliğe bir son vermem gerekiyordu. Bahçe kapısından girdim. Kilit taşlı yolda yürürken hatıralarım gözümde canlanıyordu. Dut ağacının yanına gelince Filiz ile ilk günümüzü hatırladım. Dut ağacına tırmanıp sohbet ettiğimiz zamanı. Bana dut vermiş sonra da anne babasına haber verip beni hastaneye götürmüşlerdi. Filiz hem bedenimi hem ruhumu iyileştirmişti.

Zaman ne çabuk geçmişti. O zaman daha dokuz yaşındaydım ve aradan altı yıl geçmişti. Yürümeye devam ettim. Kapının önüne gelince çalmaya korktum. Pencereden bakmak daha cazip geldi. Pencereye bakınca beyaz bir şey gördüm. Bu beni korkuttu. Ama daha dikkatli bakınca bunun büyük bir kâğıda yazılmış satılık ilanı olduğunu gördüm. Pencereden içeri baktım. Ev bomboştu. Artık emin olmuştum. Filiz gitmişti. Babası benim babam gibi askerdi. Tayini çıkmış olabilirdi. İhtimalleri düşünmeyi bıraktım.

Artık belirsizlik son bulmuştu. Filiz artık yoktu. Kapının önündeki merdivenlere çöktüm. Şimdi ne yapacaktım? Nereye gidebilirdim? Aklıma bizim ev geldi. En son amcam elinde bıçakla beni kovalarken çıkmıştım ve bir daha gitmemiştim. Yurda giderken de girmeye cesaret edememiştim. Filiz ve annesi eşyalarımı alıp getirmişlerdi. Şimdiyse merak ediyordum. Acaba neler olmuştu?

Filiz'in evinden kendi evime yürürken anılarım canlanır gibi oldu yine. Sanki yanımda Filiz vardı da annemin ona kurabiyeler yaptığı o ilk gündü. Eve gittiğimizde annem ona hemen ısınacak, bana ona iyi davranmamı tembihleyecekti sanki. Anılarımdan sıyrıldım. Bu sokağı, annem ölmeden önce her gün arşınladığım bu yolları bile özlemiştim. Neden bütün felaketler benim başıma gelmişti ki. Bir an önce eve varmak istiyordum, adımlarımı hızlandırdım.

BİR ÇINARIN FİLİZİ-TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin