"Seminerler çok faydalıdır. Tabi, bol kahkaha atarak ve çok az şey öğrenerek bitirmenizi göz önünde bulundurmazsak."
Eli bıçaklı hırsız ustama doğru ilerlemeye devam etti. Yeterince yaklaşınca da bıçağı salladı. Ama ustam kıvrak bir hareketle kaçmayı başardı. Hırsızın elini yakalayıp bileğinden çevirdi. Bıçak yere düştü. Ayağıyla bıçağı itti. Bu sırada diğer hırsız ustama arkadan bir tekme attı. Ustam yere düştü. Ayağa kalkmaya çalıştım ama bacağım tutmuyordu. Hırsızlar yerdeki ustamı tekmelemeye başlayınca, bütün gayretimi toplayıp raflardan tutunarak ayağa kalkmayı başardım. Süpürgeyi alıp bütün gücümle hırsızlardan birinin kafasına vurdum. Hırsızın birini yere yığmayı başarmıştım.
Ustam diğer hırsızın bana yönelmesini fırsat bilip ayağından tuttu ve çekti. Yere düşürdüğünde de üstüne çullandı. Yumruklarını ardı ardına yüzüne saydırmaya başladı. Bir şey yapmazsam adamı öldürecekti. Usta diye seslendim ama duymadı bile. "Usta yeter!" diye bağırdım. "Yetmez." Diyerek devam etti. Eğer berber Necati amca yetişmeseydi adamı öldürebilirdi. Necati amca ustamı hırsızın üstünden kaldırdı. "Uğur yeter adamı öldüreceksin." Dedi.
Ustam hemen telefona sarıldı ve polisi aradı. Adresi verdikten sonra bana yöneldi. "Nasılsın?" dedi sakinleşemeye çalışırken. Hala burnundan soluyordu. "Sağ bacağım tutmuyor. Daha önce ameliyat olduğum yere tekme attı." Dedim. O ana kadar pek ağrımamıştı. Sanki ağrımaya başlamak için söylememi bekliyordu. Bacağımdaki ağrı şiddetini arttırıyordu.
Ustam cebinden arabanın anahtarını çıkardı. Berber Necati amcaya uzattı " Necati ağabey sen Çınar' ı hastaneye götürür müsün? Ben bunların başında durayım, kaçmasınlar." Dedi. Necati amca anahtarı alırken " Kaçacak hal mi kalmış bunlarda?" diyerek güldü. Ustam koluma girip bana arabaya kadar eşlik etti. Necati amca "En yakın hastaneye götürüyorum. Oraya gelirsin." Dedi. Ustam tamam anlamında kafasını salladı.
Ağrıdan gözümün önü kararıyordu. Sanırım bilincimi kaybediyordum. Hastaneye hangi ara geldiğimizi anlamadım. Necati amca kendimde olmadığımı görünce "Sedye getirin!" diye bağırdı. Sonrasını kopuk kopuk hatırlıyorum. Sedyede giderken hastanenin ışıkları gözlerimi alıyordu. Bir anda kendimi ameliyathanede buldum. Hemşire narkoz balonunu göstererek "Bak bu balonun şişmesi gerekiyor." Dedi. Son duyduğum şey bu oldu.
Gözümü açtığımda başucumdaki koltukta uyuyan ustamı gördüm. Doğrulmaya çalıştım ama bacağım ağrıyınca acıyla inledim. Ustam uyandı. "Kıpırdama evlat." Dedi. "Yine mi ameliyat usta?" Dedim. "Evet evlat. Aynı yerden hem de. Doktor iyi şeyler söylemedi. Sana uzun bir istirahat gerekmiş. Neyse dur, doktoru çağırayım." Dedi ve dışarı çıktı. Saate baktım 9:10'du. Ustam beş dakika sonra yanında doktorla geri geldi.
Doktor o klasik soruyu sordu yapmacık bir gülümsemeyle "Nasıl hissediyorsun?" "Bacağım ağrıyor." Dedim. "Evet, biraz daha ağrıyacak. Ama bundan sonra dikkat etmen gerek. Uzunca bir süre istirahat etmen gerek. Sonra da koltuk değnekleriyle yürüyeceksin. Eğer bu süreçte kendini zorlarsan bacağındaki bağ yine kopar ve bu sefer geri dönüşü olmayabilir." Dedi. Bu defa yüzünde yapmacık da olsa bir gülümseme yoktu. Sözlerinde ne kadar ciddi olduğunu anladım. Kibarca eğer bacağımda ki bağlar bir daha koparsa sakat kalacağımı söylemeye çalışmıştı. Bu çok kötüydü. Gözyaşlarıma hâkim olamadım.
Ustam "Sakin ol evlat. Sana iyi bakacağız. Eskisinden daha iyi olacaksın sana söz veriyorum." Dedi elimden tutarak. Doktor çıkarken içeri iki tane takım elbiseli adam girdi. Yatağıma yaklaştılar "Geçmiş olsun Çınar." Dediler ikisi birden. Uzun olan konuşmaya devam etti. "Uğur bey, Çınar'ın tedavisi bittikten sonra sizden almak zorundayız. Çocuğun güvenliğini sağlayamadığınız için başvurunuz iptal edildi." Dedi. Tabiri caizse daha soluk bile almadan söylemişlerdi. Üzgün bir ifadeyle söylemişti ama pek de umurunda değildi sanki. "Hayır! Ben o yurda bir daha dönmem. Size yemin ediyorum eğer beni o yurda götürürseniz yine kaçarım." Dedim öfkeyle bağırarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR ÇINARIN FİLİZİ-TAMAMLANDI
Novela JuvenilBen yeryüzündeki lanetin vücut bulmuş haliyim. Kimi sevdiysem, kime dokunduysam hepsini lanetledim. Sıra da sen varsın. Lanetimi, sevgime katıp sana sunuyorum. Küçük yüreğinde taşıyabilir misin? Yoksa sen de kaçacak mısın?" diye sordum. Gözlerindeki...