BİLEMEZSİN

15 1 0
                                    

Bir insanın ayaklarını kullanamaması ne demekti siz bunu biliyormusunuz? Bilemezsiniz çünkü artık ben sakatım ve birdaha asla yürüyemicem...
   Hastaneden çıkalı yaklaşık 3 saat olmuştu yola koyulmuştuk yol uzundu malum marmaristen tatil yapıcaz diye geldiğimiz yerden dönüyorduk. Oysaki benim o cennet dediğim yer benim cehennemim olmuştu.
  Sadece yolu izliyordum sadece 3 saattir ne bir tepki ne de bir mimik vardı yüzümde. Sanki bütün benliğimi ksybetmiş gibiydim ruhum çekilmişti sanki.
  Sürekli ayağımı yokluyordum belki bu bir şakadır da  yada bir rüyadayımdor diye. Öyle çok etimi sıkıp cimcirmiştim ki etlerim morarmıştı. Ben arka koltukta oturduğumdan deniz daha görmemişti bacaklarımı ancak görse kıyameti koparırdı aslında umrumda bile olmazdı çünkü bacaklarım arrık yoktu. Uyumak istiyordum ama uyuysmıyordum aklım ayaklarımdaydı mosmor olmuştu sıkmaktan daha fazla devam edersem kangren olucaktım.
   Araba yavaşça durduğunda deniz gözlerime baktı.
"Mola verelim biraz yol yordu."
Kendi adına konuş gibi baktım ona çünkü ben yorulsam bile hissetmezdim bunu.
   Bagajdan tekerlikli sandalyemi çıkardı ve kapımı açmak için yeltendiğimde elbisemi çekiştirdim bacaklarımı görmesin diye.
"Hadi bakalım iniyoruz."
"İndiriyorsun!" diyerek düzelttim denizi iç çekerek beni kucağına alıp tekerlikli sandalyeye oturttu beni.
Güzel bir mekandı aslında burası normal şartlarda ama şuan içimde his denilen şeyin zerresi olmadığından beğenme hissimi kaybetmiştim artık. Deniz bizi iyice mekandan içeri soktu tatlı bir bayan karşıladı bizi. Bir masaya doğru yürüdük ve oturdu doğal olarak ben zaten sandalyedeydim.
"Ne alırsınız şeker bayan?"
"Bişey almıcam teşekkür ederim"
"Siz beyefendi?"
"Biz 2 tane serpme kahvaltı alalım."
Nasıl ya diye geçirdim o an içimden 2 sini birden yiyemezdi heralde.
"Bu kadar acıktığını düşünmemiştim"
"Acıktım evet ama 2.si senin için birşey yemeden duramazsın  sevgilim."
"Kendi adına konuş o zaman!"
"Bak güzelim neden böyle yapıyorsun yürüceksin tekrar. Doktorunla konuştum fizik tedaviyle sonuç alabilirmişiz."
"Ama alabilirmişiz dedi dimi alır demedi kesin değil yani!"
"Tamam Su kahvaltını yap bari lütfen"
Elimi bacaklarıma götürdüm o an istemsizce yine aynı şeyi yapıp sıktım fakat işe yaramadı hissetmiyordum.
"Napıyosun sen?"
O an hemen eteğimi örtüp kapatmaya çalıştım morluklarımı  yanımda olduğu için farketmişti büyük ihtimal.
"Sevgilim bakabilirmiyim lütfen?"
Eteğimi hafifçe yukarı çekince gördü morlukları.
"BU? BU NASIL OLDU DOKTORUN HABERİ VARMI DUR HEMEN HASTANEYE GİDELİM!"
"Deniz dur! B..ben yaptım. Belki hissederim diye sıktım sürekli ama işe yaramadı hissetmiyorum bacaklarımı....." istemsice dökülen gözyaşlarımı sildi elleriyle. Ellerini ellerimle buluşturdu, gözlerini gözlerime dikti. O okyanus mavisi gözleritle bana bakarken nasıl ağlamadan durabilirdim ki karşısında...
" Güzelim, canım sevgilim, en sevdiğim, sen benim hayatımda en değer verdiğim insansın böyle yapma lütfen? Ben seni çok seviyorum ve her zaman yanında olucak srn yürüceksin bu geçici birşey tamam mı? Herşey geride kalıcak bitanem lütfen inan bana?"
Hıçkırıklara boğulduğum an beni omzunun arasına alıp öyle bir sarıldıki o anlık herşeyi unutur gibi olmuştum.
" Ge..gerçekten her...herşey yoluna girermi? "
" Giricek güzel sevgilim benim herşey yoluna giricek... "
Ona inandım bu sefer belkide gerçekten geçici bir durumdur diye.
"Aşk kumruları kahvaltılarınız hazır!" o an  tatlı abla kahvaltılarımızı getirdi. Zorlada olsa üç beş lokma bişey yedikten sonra yolumuza koyulmak için arabaya doğru gittik. Ama bu sefer beni arkaya değil öne oturtru sevgilim.
Yola koyulduk sürekli eli elimdeydi o an anladım ki beni çok seviyordu. Bende onu tabiki....
   Bir süre gittik ancak o kadar yorgundum ki uykuys dalmak için gözlerim kendiliğinden kapanmıştı bile....

                        ERTESİ GÜN
  
     Gözlerimi açtığımda kendimi yumuşacık yatağımda buldum etrafıma bakındığımda izmirdeydim evimde doğrulmak için ayaklarımı kendime çektim ama yapsmadım tabi çünkü sakattım. Ablam istanbuldaydı onu arayamazdım deniz nerde bilmiyordum.
  Hemen yatağımın ysnındaki tekerlikli sandalyeye doğru hafifçe kendimi doğrulttum bacaklarımı aşağı indirdim. Kendimi tekerlikli sandalyeye doğru atmaya çalıştım ama yapamadım anında tekerlikli sandalyeyle birlikte yere yapıştım.
Sinirlerim öyle bozulmuştuki istemsiz şekilde hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. O an kapı aniden açıldı ve içeri deniz girdi.
"AŞKIM! BANA NİYE SESLENMEDİN? İYİMİSİN SEVGİLİM?" telaşlı telaşlı beni kaldırıp tekerlekli sandalye ye oturttu. Ağladığımı görünce gözysşlarımı sildi.
"Noldu sevgilim biyerin mi acıdı?"
"GÖRMÜYORMUSUN DENİZ! HALİME BAK TEKERLİKLİ SANDALYEME BİLE OTURAMADIM!"
"Sevgilim sakin ol anlıyorum olayın şokundasın hala ama bu geçici bir durum. Bir yerine birşey oldumu?"
"OLSA BİLE HİSSEDEMEMKİ DENİZ ŞU HALİME BAAK!" o an ağzımdan çıkan hıçkırıkla sarıldı bana kocaman.
"Sakin ol sevgilim... Herşey geride kalıcak sana söz!" beni birazda olsun sakinleştirmişti.
"Hem bugün ablan gelicek güzel bir kahvaltı bizi bekliyor!" küçük bile olsa bi sevinç belirmişti içimde...
      

MAVİ DENİZ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin