DEĞİŞİK

1.2K 6 0
                                    

        Küçük yaşta annesini kaybetmiş, cici annesi tarafından büyütülmüş. On sekiz yaşına gelince de evlendirilmiş. İki çocuk sahibi oluyor, kendince büyütüyor onları. Büyük olanı okuyup bir meslek sahibi oluyor, küçüğü işe yaramaz bir hazır yiyici. Yıllar geçerken hep aynı şeyler dilinde kadının:

-" Ben üveyim ya, bana bir şey yapılmadı ama, kendi kızına çifter çifter alındı her şey. Beni hep ayırdı. Babamı da kendine çevirdi, ağzı dili bağlı. Onu da öldürdü şimdi rahat artık. Ev satıldı onlara yirmi bin verdi, bana beş yüz lira. Sanki ben o babanın çocuğu değilim, vs., vs....."

İkinci anneden bir kız, bir erkek kardeşi olmuş. Her vakit onlara her şeyin hazır verildiğini, kendinin ise hep zorluk çektiğini anlatıyor, başa alınan plak gibi durmadan aynı laflar.

      Zaman geçiyor aynısını kendi öz çocuğuna yapıyor. Nasıl mı?! Küçük çocuğu istese canını bile verecek ama, büyüğe bir şey olmaz. O uğraşıp didinip her şeyin üstesinden gelir. Para da kazanıyor. Dolayısıyla onun hakkını da küçüğe verebilir, ziyanı yok! Önemli olan küçüğün iyi olması. 

      İlginçtir ki bu nasıl bir psikolojik rahatsızlıksa, kendi yaşadığı üvey evlat muamelesini, kendi öz çocuklarını ayırıp büyük çocuğuna yapıyor. İnsan gerçekten tuhaf bir varlık. Sen yıllarca üvey anne şunu yaptı, bunu yaptı diye anlatıp dur, kendini acındır. Sonra da aynı şeyi öz evladına reva gör. Hadi o üvey, sen öz annesin, sen niye yaptın?!

      Büyük çocuk bir ara evlatlık mı alındım diye şüpheye düşüyor. Epey bir araştırıyor, yok öyle bir durum da. Annesi ile babasının büyük aşkının ilk çocuğu. Neden?! Bu soruya cevap arasa da, cevap bulamıyor. Dünya deyip geçiyor. Herkes farklı farklı da gördüğü muamele can acıtıcı. Öz annenin evladından vazgeçmesi. Zamanla bunu da kabulleniyor ve annesini biricik evladıyla baş başa bırakıp çekiliyor. Değişik işte..

BİRAZ GARİP ÖYKÜLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin