Tesadüfen bir sitede tanıştık. Kültürlü, aklı başında, nazik, düşünceli, vs., vs. Kısacası bir erkek olarak birçok artısı mevcut. Sık sık yazıp arayıp sorması da hoşuma gitmedi değil. Hmmm tip olarak da şöyle böyle. Zaten yakışıklı tabir edilenlerden hep uzak durdum. Onların olayı da daha başka, uğraşamam. Hem rahmetli büyükannem derdi, erkeğin güzeli, çirkini olmaz. O vakitler pek oturtamamıştım bu sözü kafamda. Daha doğrusu kadına yapılan bir haksızlık olarak düşünmüştüm. Onların güzeli, çirkini aranmıyor da bizim neden aranıyor?!. Neyse, o başka bir tartışma konusu.
Zati muhteremle yazışmadığımız günümüz yok. İyice tanıdıktan sonra telefon numaramı vermeyi ve yüz yüze görüşmeyi düşünüyorum. Malûm ortalık tuhaf tiplerle dolu. Fırsatçı, yalancı gibi gibi. Ama bu sözlerim sadece erkeklere değil, insan tabirinin aldığı herkese. Dünyanın çivisi çıkmış. Bunu da büyükannem derdi. Ne çok andım bugün rahmetliyi, dua istiyor sanırım. Bizim oralarda öyle derler. Etmem mi?! Aslında o benim kahramanım! Müthiş bir kadındı. Okumuş- yazmış, yol yöntem bilen, ağzı iyi laf eden bir kadın. Belki bir öykümde onun da maceralarından birini anlatırım.
Şahısla yazışmaya devam ediyoruz. Günler geçti, bir güven oluştu. Nasıl oluşmasın?! Dünya Kadınlar Günümü bile kutluyor. Muhteşem bir adam diye düşünmeye başlıyorum. Kadını çoğu gibi ikinci sınıf saymıyor. Telefon numaralarımızı veriyoruz birbirimize. Görüşme trafiğimiz oldukça yoğun devam ediyor. Ve bir gün buluşma kararı da alıyoruz. Biraz merakım yok da değil. Fotoğraflarda insan başkadır, yüz yüze başkadır. Onu karşımda kanlı canlı görünce biraz ürktüm desem yalan olmaz. O an aklımdan geçen ilk şey, bir devin bizim dünyamıyıza inmiş olması. Enine boyuna, esmer, biraz göbekli bir adam. İlk cümle ondan geliyor:
-" Beni görünce korktun mu?!
Bu ilk cümle de şaşırtıcı. Sesi de kalın. Ne diyeyim tuhaf. Ama yine çok nazik ve ilgili. " Erkeğin güzeli, çirkini olmaz." beynimde çınlıyor. Kısa bir duraklamanın ardından:
-" Hayır, neden korkayım ki?!" diyebiliyorum sadece. Onda öyle bir tecrübe var ki durmadan konuşuyor, ağzı iyi laf yapıyor, ben rahatlıyorum. İşte bu laf ebeliği, gözümü bağlıyor ve ona aşık oluyorum. Gecem gündüzüm hep o. Görüşmelerimiz devam ediyor. Hatta büyükannem haklıymış diyorum. İnsanı güzel ya da çirkin eden huyları. İnsanlığı olsun, yeter! Bir an geliyor, benim için dünyanın en yakışıklı adamı oluyor!..
Derken günler geçiyor, bu da değişmeye başlıyor. Önceden günde birkaç kere beni aramadan edemeyen adam kayıp. Aradığımda da soğuk ve garip konuşmaları oluyor. İşinin yoğunluğundan diye kendimi avutuyorum. Bir zaman daha geçiyor. Bu sefer de ya aramama cevap vermiyor ya da mesajlarıma. Kadın şüphesi korkunçtur. Başlıyorum araştırmaya. Ve bunca tetkikin sonucu belli oluyor. Adamın huyu böyle. Bir ona, bir buna. Reddetdikçe peşinden ayrılmıyor. Kabul edince de bir süre sonra sıkılıyor. Aaaa bu bir Hamamböceği!.. Hiçbir şekilde sorumluluk almaya yanaşmayan bir Hamamböceği...
Evet, bir Hamamböceği. O böcük, anlamsızca hareket eden her şeyin peşinden koşmayı sever. E bu da öyle!. Ne diyeyim?! Kime denk gelirse Allah sabır versin, zor iş katlanmak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİRAZ GARİP ÖYKÜLER
Historia CortaYaşamdan kesitler.Karşılaştığım değişik insan portreleri. Aslında öyküler değil, kişiler biraz garip...