İkinci el kitaplar arasında dikkatimi çekiyor. Alıp inceliyorum, her sayfası var ve sağlam. İçerik de ilginç, büyüler. Alıp okurum, farklılık olur. İkinci el olmasına rağmen iyi bir ödeme yapıp alıyorum. Anadolunun farklı yörelerine ait etkili sözler, tılsımlar görüyorum. Biraz da şaman dönemini andırıyor. Masal kitabı gibi okuyup bitiriyorum ve diğer kitaplarımın arasında yerini alıyor.
Günlerden bir gün annem dikiliyor karşıma elinde o malum kitapla.
-" Bu nerden çıktı?!"
-" Öyle denk geldi, aldım. Sen nerden gördün onu?"
-" Kitaplığın tozunu alırken dikkatimi çekti. Bir şey diyeceğim sana. İçindekiler gerçek mi acaba? Denesek mı?"
-" Anne git Allahını seversen! Hurafe onlar, biri yazmış satılsın da para kazanayım diye."
-" Olsun! Bir denesek ne çıkar?!"
-" Bence bilmediğimiz şeylerle uğraşmayalım."
-" Teyzenin durumunu biliyorsun, neredeyse yuvası yıkılacak. Kötülük için değil iyilik için yapalım. Yok mu şöyle karı kocayı birbirine bağlayan bir şey?!"
O an ne dedimse annemi ikna edemedim. Kitabı elime aldım, istediğimizi ararken muhabbet büyüsü yazan bir sayfada durdum. Tarife göre eski harflerle yazdım.
-" Al,git hadi! İstediğin oldu."
Annem sevinçle uzattığım kağıdı aldı, üçgen şeklinde katladı. Teyzem bunu üzerinde taşıyacaktı her zaman. Yani kitapta söylenen o.
O günün akşamı gecenin bir saatinde büyük bir sıkıntıyla gözümü açtım. Her yer karanlık fakat, tam oda kapımın önünde bir siluet duruyor. Gözüm karanlığa alışınca hafiften görüntüyü seçmeye başlıyorum. Orta boylu, tombul yapılı, korkunç yüzlü bir şey. Çığlık çığlığa yerimden fırlıyorum. Sesimi duyan annem ve babam odama geliyor. O ara etraf aydınlanınca görüntü kayboluyor. Ağlamaya başlıyorum, hayatımda bu kadar korktuğumu hatırlamıyorum o ana dek. Bu sadece başlangıçmış. Her gece benzer şeyleri yaşamaya başlayınca gece uykularım kalmıyor. Sabaha dek odamın ışığı açık oturuyorum. Gündüzleri bile yalnız kalamıyorum. Kısa sürede aşırı kilo veriyorum, yüzüm çöküyor. Bizimkiler bir çare bulma derdinde. Sonunda araya araya bir kişi bulunuyor. O günün akşamı beni o kişiye götürüyorlar. Sorularını cevaplayıp olanları anlatıyorum. Adam kalın bir kitabı karıştırıp ardından bir şeyler okuyor mırıl mırıl ve:
-" Musallat durumu. Sen o kelimeleri yazarken bir kapıyı aralamışsın ve o da gelmiş. Korkma! Çaresi var."
Bir saatten fazla orada kalıyoruz. Anlamadığım şeyler okunuyor, kağıtlar yazılıp yakılıyor, tütsü gibi dumanı etrafa dağılıyor. Bir rahatlama hissediyorum.
-" Yeniyken gelmeniz işi kolaylaştırdı. Artık ferah ol, gitti."
O kadar mutluyum ki sevinçle ihtiyar adamın elini öpüyorum.
-" Çocuğum sakın bir daha bu işlerle uğraşma!"
-" Uğraşmam efendim." derken gözüm anneme kayıyor.
Teyzeme ne oldu? Yaptığım oldu mu? Bilmiyorum. Eniştemle kavga dövüş evlilikleri devam ediyor. Ben bir daha asla böyle kitaplara el sürmedim. Evdekini de yakarak yok ettim. Böyle şeylere hiç gerek yok. Hayatın kendisi bir büyü zaten...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİRAZ GARİP ÖYKÜLER
Krótkie OpowiadaniaYaşamdan kesitler.Karşılaştığım değişik insan portreleri. Aslında öyküler değil, kişiler biraz garip...