Bölüm 4

10.1K 299 31
                                    

Sabah kalktım başım çok agriyordu. O kadar sinirlenmiştim ki sinirlendigim zaman uyuduğum da başım ağrıyordu hep. Yatakta dikildim telefonumdan saate baktım 05.30du güzel 30 dakika duş alabilirdim. Kalktım ve kendi imkanlarımla yapmaya çalıştığım kıç kadar banyoya gittim, güzel bir duş aldıktan sonra aşağıya indim onlar uyanmadan bir şeyler hazırlayacaktım mutfağa geçtim dün sabahtan beri bir şey yemediğim için baya acıkmıştım  kahvaltı türünden bir şey hazırlayacaktım ki telefonum çaldı arayan Deniz di bu saatte ne arıyorsun kızım ya rüyanda beni mi gördün telefonu açtım;

"Efendim Deniz"

"Rüzgar yarin Barış gidiyor."

"Nereye gidiyor"

" İzmir e geri dönüyor"

"Napiyim denizcim yolu açık olsun."

"Ya rüzgar"

"Ne Rüzgar ne oldu ne istiyon gene sen benden?"

" Ya şey Barış gitmeden üçümüz beraber bir toplanıp yemek yiyip bi bara falan gitsek olmaz mı?"

"Ne barı Deniz nasıl girelim biz bara yaşımız kaç almazlar bizi 16 yaşındayız lan biz"

"Ya ne olacak Barış halleder onu"

" Son günü değil mi siz gezin hem ben yorgunum ya. Hem de ne barı kızım iyice ayak uydurdun sen bu zübbelere"

" Biz bütün hafta gezdik son gün hemde birbirinize alışmış olursunuz. Bana çemkirme gel ne olur"

"Deniz banane elin adamından ben neden alışıyorum."

" Ya Rüzgar biz barışla ciddiyiz aranızin iyi olmasını istiyorum ondan lütfen kırma beni."

"Taş çatlasın 2 aydır tanıdığın adamla ne ciddisi la. Neyse tamam 21:00 da işden çıkış saatim beni ordan alın."

"Yaşasın seviyorum seni çok çok çok seviyorum seni görüşürüz akşam öptüm."

"Görüşürüz," diyip kapattım ah Deniz ah senin yüzünden yıllardır başıma gelmeyen kalmadı.

Kahvaltı hazırlamaktan vazgeçtim ve bir sandviç yapıp odama geçtim ve dolabimi açtım akşam yemeğe ve bara gidecektik yanıma yedek kıyafet almaliydim. Siyah bir kot pantolon ve kırmızı bir tshort giydim ve yanıma da siyah bir kısa şort ve üstüne askılı üstüme yapışan bir bluz aldım altına da siyah topuklu ayakkabı bence güzel olacaktım pek sevmezdim böyle giyinmeyi ama illaki herkesin dolabında değişik yerlere giyeceği bir şeyler vardır. Benim değişik dediğim kıyafet insanların normal de giydiği şeyler ama eğer ben bunları giyerisem azarlanıp bir çok nasihat duyacaktım, valla hiç çekemem. Saçlarımı her zamanki gibi toplayıp örgü yaptım belimden aşağıdaydı saçlarım baya uzundu yani normalde açık bırakmayı daha çok severim ama iş işte. Evden çıktım ve her zaman ki gibi otobüse binmek için durağa doğru yürüdüm bir süre sonra geldi otobüs, bindim saat 09.00 da başlayacak işe 07.30 da yola çıkmak zor oluyordu yol boyu uyuyordum zaten genelde, son bir ay daha calisacaktim sonra gene okul vardi. Tabiki çalışmaya devam edecektim ama akşam calisacaktim daha fazla yorulacaktım ama işte ne yapabailirsin ki hayatta tek olunca böyle oluyor. Otobüsten indim ve dükkana doğru yürüdüm. Acaba gitmesem mi diye düşünüyordum nedense içimde beni rahatsız eden şey tekrar başlamıştı. Düşüne düşüne dükkana varmıştım. İçeri girdim bizimkiler temizliğe başlamıştı hemen üstümü değiştirip yardıma geçtim iki katlı ve dışarıda da yeri olan bir yerdi 4 garson 2 kurye ve 2 tane de pizza ustası vardı ve bazen o kadar müşteri geliyordu ki yetisemiyorduk. Temizlik biter bitmez müşteriler gelmeye başladı ilk müşteri geldi ve her zaman ilk müşteri benimdi. Yanlarına gittim.

"Hoşgeldiniz efendim, ne arzu edersiniz."

"Ben bı Colorado pizza alıyım yanına da soğan halkası içecek olarak da kutu kola."

Öbür müşteriye döndüm

"Bende aynı pizza Colorado istiyorum içecek olarak da sprite istiyorum."

"Tabi efendim hemen hazirlatiyorum."

Gülümseyip yanlarından ayrıldım 'sabah sabah ne bu pizza sevdası arkadaş' diye söylenerek arkaya doğru gidiyordum ki Savaş geldi kapıdan bir içeri girişi vardı gözlüğü çıkarmalar falan aman aman yesinler havanı bizim kızlar adamın içine düştüler resmen o iki kız müşteri de aynı şekilde dönüp öyle bakıyorlardı ki ne vardı yani bu adamda neden bu kadar abartıyorlardı ki. 1.90  boyunda iri yapılı geniş omuzlu esmer tenli genel olarak spor takım giyinen zengin züppe nin teki idi. Bence çok itici idi. Onu görünce göz devirdim belli etmeden tabi göze batmamak gerek, yanıma geldi.

" Rüzgarcim bana sade bir Türk kahvesi getirir misin hemen."

Onaylar şekilde kafamı salladım. Kahveyi yaptılar ve tam götürecektim ki buse yanıma gelip,

"Rüzgar sen müşterilerine ilgilen ben götürürüm."

"Canıma minnet buyur." dedim

Buse yukarı çıktı 3 dakika sonra assagiya indi yüzü asiktı ve elinde kahve duruyordu. Yanına gittim

"Ne oldu?"

"Sen goturecekmissin"

Deyip elime kahveyi verdi ve mutfağa gitti sinirle kahveyi alıp yukarıya çıktım. Kapıyı çaldım 'gel' sesini duydum ve kapıyı açtım.

"Kahveniz"

"Bırak şuraya"

"Afiyet olsun"

"Ben sana dedim kahveyi getir diye başkasına neden atiyorsun."

"Müşterilere bakıyordum efendim ondan."

"Bide efendim diyor benim ismim var Rüzgar onu kullan biz bize iken Savaş."

"Biliyorum efendim ama siz benim patronumsunuz demi ve iş saatleri içindeyiz."

"Çık Rüzgar çık"

Diye bağırdı o korkuyla çıktım bir patron çalışanına böyle bağırmamalı ama yani dimi, gülümsüyordum bir yandan da gün boyu konuşmak değil yüzüme bile bakmadı ne bu sinir arkadaş.

Akşam oldu soyunma odasına gittim alt kattaydı, hazırlanıp çıktım Savaş benden 30 dakika önce çıkmıştı.

Bana DokunmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin