Bölüm 5

9.5K 265 132
                                    

Çıktım dışarıya Deniz gili bekliyordum. Aslında biraz kafa dağıtmak bana da iyi gelecekti biliyordum ama ne zaman barış la savaşı gördüğümde içimde hep bir sıkıntı oluşuyor du. Deniz ve Barış beni aldı yemeğe gidecektik ilk, Deniz pişmiş kelle gibi sırıtıyor du.

"Ne bu mutluluk."

"Uzun zaman sonra seninle ve sevgilimle birlikte bir şey yapicaz mutluyum ondan"

"Hmm peki öyle olsun bakalım."

Diyip yarım bir tebessüm ettim. Bir restorana geldik pahalı bir yerdi çok belli ben hoslanmiyordum böyle kasıntı yerlerden içeriye girdik.

"Barış bey hoşgeldiniz ceketinizi alayım."

"Teşekkür ederim masamız hazır mı?"

"Tabi efendim Savaş bey arayıp tekrar tekrar herşeyi sordurttu."

Barış bir anda öksürmeye başladı gıcık tutmuşcasına. Kendi kendime konuşmaya başladım   ' Savaş ne alakaydi acaba herhalde onun tanıdığı yer neyse onun ismi olan hiçbir şey den mutlu olamıyorum her yerden çıkıyor zaten şu bir anda yolda gezerken anketörler önünüzü keser ya aynı öyle o çocukta beni rahatsız eden birseyler var anlamıyorum'

"Buyrun efendim yerinize kadar eşlik edeyim."

Adamı takip ettik Deniz Barış in kolunda zarifçe yürüyordu ben ise afedersiniz ama mal gibi etrafı izliyordum kafam yukaridaydi Allah'ım o kadar ışık var ki buranın ne kadar elektrik faturası geliyordur ya ben bunları düşünürken masamıza gelmiştik Barış Deniz'in sandalyesini çekti garson adamda benimkini oturduk menüye bakıyorduk ne değişik isim abi bunlar ya fotoğrafta et yemeği gözüküyor sulu et yemeği yani başka bişey değil yazan şey bouef bourguignon bu ne ya insan söyleyemez bunu Deniz bunu aldı tabiki barış söyledi Barış da bundan aldı bu yemeklerin bir tanesi bile benim bir aylık maaşım ya en ucuzu salataydi ismi de nasıl biliyor musunuz salade nicoise çıldırasım geliyor ya. Garson geldi söyledik yemeklerimizi Deniz lavobaya gitti Barış la ben kaldık mal mal etrafa bakıyorum ben gene Barış da bana bakıyordu.

"Rüzgar"

"Hı"

"Sana bişey sorucam"

"Sor"

"Abim, yani abimle aran nasıl."

"Nasıl yani."

"Yani ne biliyim abim sana bir değişik bakıyor da ve evde habire senden bahsediyor."

"Hmm garip ama bunu neden bana söylüyorsun."

"Neden umursamazlik yaptığını anlamadım birinin senin için duyguları var ve bu kişi benim abim."

"Evet biliyorum ama abinin nasıl biri olduğu belli belki normal biri olsaydı böyle davranmazdim. Abin zanparanin teki bunu sende biliyorsun."

"Zampara derken!"

Tam cevabımı verecekken Deniz geldi

"Oo muhabbetinizi kurmussunuz."

"Hı ne demezsin"

Yemekler geldi yemeğimizi yedikten sonra Deniz tatlı istedi ben artık bişey yemek istemedim Deniz'in tatlısı geldi bende dışarıya doğru bakıyordum gece ışıkları izlemeye bayılıyorum tepeden. Sonra önüme çilekli bir pasta geldi  kafamı kaldirdigimda bunun Savaş olduğunu gördüm. Şaşırmıştım neden buradaydı ve neden bana pasta getirmişti ardından bir garson da Barış a bi cheesecake getirdi. Savaş da benim önüme koyduğu gibi aynı bir çilekli pasta.

"Abi hoşgeldin."

"Hoşbulduk"

"Sabah gelmeyeceğim demiştin ne oldu."

"Hiç öyle canım istedi." Deyip bana baktı ve sırıttı.

"Naber güzellik."

"Pardon"

"Ne yani iş bitti Rüzgar hanım mi diyim gene."

"Laubali olma yeter"

Barış gözlerini belertip Denize baktı ve sırıttı. Sonra da

"Rüzgar vurdu gol oldu." diyip güldü

"Barıııış sus abicim istersen yoksa senin açından iyi şeyler olmayacak..

Ben afiyet olsun diyip dışarıya çıktım. Korkuluklara yaslandım ve dirseklerimi koydum camların üstüne, üşümüştüm biraz. Omzumun üstüne hafifçe bir siyah şal örtüldü. Savaştı bu, bu çocuk neden dibimden ayrilmiyordu. Adam mı deseydim bilemedim.

"Üşüdüğünü hissettim"

"Teşekkür ederim"

"Rica ederim. Rüzgar?"

"Efendim"

"Sen neden benden uzaksın."

"Nasıl yani"

"Ben sana olabildiğince yakın olmaya çalışıyorum neden kendini benden uzak tutuyorsun."

"Neden tutmuyim ki "

"Ya kızım sen salak mısın yoksa taklit mi yapiyon"

" Doğru düzgün konuş ne diyeceksin de kıvırma dan söyle"

"Lan bak ben senden hoşlanıyorum tamam mı. Bunu anlamaman için de salak olman gerekir."

Bağırmaya başladı

"Rüzgar ben senden çok hoşlanıyorum lan anladın mı"

"Tamam tamam sus insanlar gelecek sus" sakince konuşuyordum yorgunluktandı belki, belki de umursamıyordum.

"Peki ya sen, yani senin duyguların bana karşı nasıl."

" Gerçeği duymak ister misin"

"Evet"

"Gerçekler can yakar ama"

"Evet Rüzgar duymak istiyorum söyler misin"

Tam cevabımı verecektim ki Barış la Deniz mekandan çıktı ve bize doğru yürüyordu

"Hadi gidiyoruz bara"

"Siz gidin ya ben bu gün işte çok yoruldum artık oraya da gelmeyeyim"

"Yaa Rüzgar itiraz istemiyorum nolur"

"Off Deniz offf"

Bana DokunmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin