Bölüm 8

7.3K 235 81
                                    

Uyandığımda başımın ağrısı durmuyordu. Saat 9 a geliyordu hemen dolabimin yanına gittim ve siyah bir kot pantolon ve beyaz uzun bir tshort aldım. Evden çıktım otobüse bindim. Dükkana geldim ve temizliğe başladık ne kadar düzgün bir gündü. Şaşırtıcı bir şey vardı ama, herkes mutluydu ve kimse kimseyle konuşmuyordu. Savaş merdivenlerden assagiya iniyordu bana baktı.

"Günaydın Rüzgar hanım"

"Günaydın savaş bey"

"Kahvemi odama getir."

"Tabi efendim."

Kahveyi alıp odaya çıktım. Kapıyı çaldım.

"Gel"

"Buyrun efendim kahveniz"

"Teşekkür ederim.  Rüzgarcim"

Kaşlarımı cattim rica ederim diyip arkamı döndüm çıkıyordum ki. Hızlıca gelip kapıyı kapattı ve kilitledi.

"Savaş bey ne yapıyorsunuz?!"

"Dün neden açık giyindin"

"Ne?!"

"Sen beni çıldırtmak mi istiyorsun"

Donuk donuk baktım üstüme geliyordu

"Kıskanıyorum lan giyme işte gezme kimseyle benim ol bana Özel ol neyimi begenmiyorsun ki."

"Savaş bey kapıyı açar mısınız."

"Sikerim beyini ya açmıyorum AMK"

"Neyin kafasını yaşıyorsun ya sen sabah sabah içtin mi"

"Yok akşam içtim senin içtiğin gibi"

"Rüzgar niye ya niye neyimi gördün ki benim istemiyorsun beni"

Konuşurken üstüme yürüdüğü için artık tamamen duvara yaslanmistim. Sıkışmıştım köşeye tamamen. Korkuyordum da biraz elini kafamın oraya doğru koydu.

"Sadece seni seviyorum beni anlıyor musun!?"

"Hayır anlamıyorum seni seviyorum dediğin halde gidip bir kızla konuştun neyi anlamami bekliyorsun. Ben sadece sende şunu biliyorum uslanmaz bir pezevenksin"

Kizdirmistim onu beni odadan def etmesini beklerken o yüzüme doğru eğildi.

"Çok konuşma prenses."

"Offf"

Kafasını biraz çevirdi dudaklarımın hizzasindaydi dudakları kalbim yerinden çıkacak gibiydi kaçmaya çalıştım ama engelledi ve belimi kavradı. Kendine doğru sertçe çekti. Ne öpecek miydi hayır ilk öpücüğüm böyle olmamaliydi. Bütün gücümü toplayıp kendimi ittim tokat attım.

"Bir daha sakin bana dokunma, bana dokunmaya tenezzül bile etme."

Diyerek odadan çıktım. Arkamı döndüğümde kapının oradan bana pis pis sırıtıp çenesini ovuyordu. Pislik adam. İş çıkışına kadar beni seyredip durdu. İş çıkışı üstümü değiştirip onun yanına gittim istifa edicegimi soyliyecektim. Kapıyı çaldım ve içeriye girdim.

"Gel"

"Savaş bey müsait misiniz birşey konuşmak istiyorum"

"Gel rüzgar sabahki yaptığın şey yüzünden özür diliyeceksen bir yemekle kabul edebilirim özrünü"

"Sabah özür dilenecek birşey yapmadım özür dilemesi gerek bir kişi var o da sizsiniz. Ben bunu konuşmaya gelmedim."

"Ne konuşmak istiyorsun?"

"Ben işten ayrılmak istiyorum"

"Ne hayır ! Katiyen buna izin vermiyorum"

"Bir sözleşmem yok o yüzden istediğim zaman bırakabilirim"

"İşler çok yoğun yerine birini bulmadan bırakmam"

"Merak etmeyin Savaş bey böyle birşey diyeceğinizi tahmin ettiğim için birini buldum bile"

"Deneyimi var mı ki belki biz begenmiyecegiz"

"O size kalmış ben birini buldum yarın sabah erkenden gelecek gorusursunuz"

"Tamam son odemeni yapalım"

"Tamam"

"Ama beni son görüşün olmayacak Rüzgar biliyorsun değil mi!"

"Nasıl yani?"

"Her zaman aldığın nefesi bile biliyor olacağım"

Göz devirip odadan çıktım bıktım ya bu adamdan sonunda rahat bir nefes alabilen. Hem gezip tozmak benimde hakkım Osman i da ihmal ettim. Yarın bı ona gitsem iyi olur hemde. Herkesle vedalaşıp çıktım dükkandan ve eve geldim. Aileme anlattım kizdilar ama onlarda hak verdi sonradan. Duşa girdim üstümü değiştirip yatağıma yattım güzel bir uyku çekmenin zamanı gelmişti artık.

Bana DokunmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin