Taraf Tutan Hamsiler

1.4K 113 76
                                    

Merhabalarrr!
İşte yeni bölüm!

Murat karakteri bu hikayenin ana karakteri biliyorsunuz... Bu karakteri yazarken gözümde hep bir futbolcu canlanıyor. Kim olduğunu bilmek ister misiniz bcnffnnf Yorumlarda belirtin...

Bu arada lütfen sadece okuyup geçmeyin... Ne kadar emek verdiğimi bir bilseniz...
Şu hikaye 1000 oya ulaşsın hiç değilse :(

İnanıyorum ileride buralar değerlenecek bcfhhfhf yani insallah...

O yüzden pamuk ellere satırlara ve yıldıza dostlarım...

Güpgüzel okumalar dilerim....



🔴🔵🔴🔵🔴🔵

"Yumurtayı yemesem olur mu abi?" dedim endişeyle sorarken. Abim zeytini çatala batırdıktan sonra iki saniyelik bir bakış attı.

"Peki yarısını yesem olur mu abi?" dedim daha da endişelenirken. Aynı korkutan bakışını tekrar üzerime yolladı ve konuştu.

"Şansını zorlama ve ye!" dedikten sonra çayından bir yudum aldı.

"Ama abi..." dedikten sonra istemeye istemeye elim yumurtaya gitti. "Madem zorla yiyorum. Hiç değilse tokuşturalım da biraz eğleneyim." dedim abime gülümserken.

"Ben yumurtamı yedim kızım! Görmedin mi?" dedi peçeteyle ağzını sildikten sonra.

"Tek hamlede yiyorsun. Fark etmedim." dedim ruhsuz bir şekilde yumurtamı soyarken.

"Dalgınsın çok. Bir de vitaminsizsin. Bağışıklık sistemin alarm veriyor. Dikkatli beslenmen lazım. Zorla yumurta yedirdim diye ağlayacaksın lan!" dedi abim kendi tabağını toplarken. 

"Sabah sabah almıyor midem abicim." dedim yumurtayı tabağıma koyduğumda.

"Kaç aydır doğru düzgün kahvaltı yapmazsam böyle olur. 19 yaşına kadar kahvaltı yapmadığın bir günün olmadı. Şimdi yapmadan evden çıkıyorsun." dedikten sonra bulaşıkları makineye götürdü.

"Ah ah..." dedim yumurtayı çatalımla bölerken. "Keşke annem burda olsaydı."

"Annem burda olsaydı ağzına iki tane vururdu." dedikten sonra tabağıma üç tane zeytin bıraktı.

"Ama abi... Yemiştim ben zeytin..." dedim isyan ederken.

"Uydurma. Yemedin." dedikten sonra ufak bir dilim de peynir bıraktı tabağıma. Ardından kahvaltılıkların bir kısmını buzdolabına koydu. 

"Evet uydurmuşum." dedim ruhsuz bir halde tabağımdakileri yemeğe çalışırken.

"Şimdi şunu da yersin bir güzel sıcacık çayla.  Mis gibi olur!" dedi tabağıma bir tost bıraktığında. "Çift kaşarlı ve ketçaplı. Tam senlik!"

"Ama abi..." dedim elimle alnımı ovarken. "Bunları nasıl yiyeceğim ben!"

"Önce ağzına atıyorsun. Biraz çiğnedikten sonra yutuverdin mi her şey tamam." dedi abim çayımı doldururken.

Dediğine güldüm. "Bu kötü bir espriydi."

"Yapman gerekeni anlattım kızım. Ne zaman espri yaptığımı gördün?" dedi mikrodalgayı kapatırken.

"Doğru. Espri yapmıyorsun abi..." dedim bir peçete aldığımda. "Ama keşke yapsan. Belki biraz gülerdim."

"Yavuz'u ara. O sever şaklabanlık yapmayı." dedi abim gömleğinin kollarını düzeltirken. Üzerine tam oturan, dar kesim bir gömlek giymişti.

Laz Damarı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin