Selam dostlar!
İşte heyecanı bol bir bölüm!
En sona bir açıklama bıraktım! Lütfen bakmayı unutmayın!Ayrıca başka bir hikayem daha var! Konusu oldukça farklı belki göz atmak istersiniz...
Neyse efendim... Güpgüzel okumalar dilerim!
🔴🔵🔴🔵🔴🔵
"Günaydın Demirbilek." dediğinde müsade bile istemeden karşımda oturdu. Suratımı ekşittiğimde elindeki kupayı ve termosu bankın üzerine koydu.
"Günaydın. Poyraz." dedim kalkmak için hareketlendiğimde. Sabah sabah Poyraz'la muhatap olmaya hiç niyetim yoktu. "Bende şimdi kalkıyordum. Sana iyi oturmalar." dedikten sonra bacaklarımı banktan çıkarmıştım ki kolumu tutarak beni durdurdu.
"Henüz kıçın bankı ısıtmadı bile. Yeni oturduğunu gördüm Meryem." dediğinde sırıttı. O sırada dudağındaki piercingi oynadı. Bir tane de burnunda vardı. İkisi de halka şeklindeydi. Dün yüzünde bunlar yoktu. Ya da o anki sinirden fark edememiştim. Kollarındaki ful dövmeleri de bir gün de yaptırmış olamazdı, değil mi?
"Kolumu bırakırsan eğer rahatça ısıtmadan kalkabileceğim." dedim kaşlarım çatıldığında.
"O kıçını kendi ellerimle banka bırakmamı istemiyorsan bir an önce oturmalısın. Bunu zevkle yapacağımdan emin olabilirsin." diye karşılık verdi. Benimle bu şekilde konuşmasından oldukça rahatsız olmuştum.
"Benimle düzgün konuş!" dediğimde kolumu hızla çektim. "Ayrıca ne öyle tehdit eder gibi. Karşında çocuk yok senin!" dediğimde güldü. Sesimin çok çıkmamasına dikkat etmeme rağmen çevremizden geçen birkaç insanın dikkatini çekmiştim. Yanımda ne zaman Poyraz olsa oluşan tablo yüzünden dikkat çekecek gibiydik.
"Ben rica etmekten anlamam. Ben ne dersem anında yapılır." dedikten sonra termostaki içeceği kupaya boşalttı ve ardından bana uzattı. "Şimdi benimle oturup dün içemediğin çayı içeceksin. Bende çay borcumu telefi edeceğim böylelikle."
"Şöyle emirli konuşuyorsun ya şu kupayı kafana geçiresim var." dedim kupayı önüne doğru ittiğimde.
"Alışırsan iyi edersin. Benim tarzım bu." dedikten sonra kendi termosundan bir yudum aldı.
"Kursağımda bıraktığın çayı telafi etmeye çalışman çok şaşırtıcı!" dedim şaşırmış gibi yaparak. "Çektiğim acıyı nasıl telafi edeceksin peki?" dedim tekrar sinirli halime bürünürken.
"Sana kremi sürebilirim, dedim. Sen kabul etmedin. Üfleyerek ateşini alırdık göğsünün yani. Ne olmuş sanki?" dediğinde tekrar sırıttı. Resmen sinir küpü olmam ona zevk veriyordu. Kendime hakim olup düzgün laf sokabilmek için çaydan bir yudum alarak sakinleşmeye çalıştım.
"Çok münasip bir yerine bir kupa çayın dökülmesini diliyorum en içten dileklerimle." dedim çektiğim acının fazlasını çekmesini umarak.
"Tamam tamam. Kızma hemen!" dedi termosunu iki eliyle kavradığında. "Gerçekten üzgünüm bunun için. Sadece takılıyordum. Umarım bugün daha iyidir göğüslerin." dedikten sonra çaydan bir yudum daha aldı.
"Daha fazla uzatmayalım lütfen. Bu konuyu kapatalım. Mümkünse bir daha da konuşmayalım. Bak çayından da içtim. Telafi ettin. Oldu mu?" dediğimde suratıma birkaç saniye baktı. Ardından sigarasını çıkarıp yaktı. Bende tekrar ayağa kalkmak için hareketlendim.
"Olmadı." dedikten sonra bir nefes aldı. "Çayını bitirene kadar kalkmayacaksın bu masadan."
"Sen ne zannediyorsun kendini?" dedim sinirle. "Benim ailem benimle böyle konuşmuyor. Benimle bu şekilde konuşamazsın!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Laz Damarı
Humor"Yeter..." dedim göz yaşlarım yanaklarından süzülürken. "O, benim hiçbir şeyim değil. Neden bu kadar sorguluyorsun?" Sorduğum soru karşısında duraksadı. "Bende senin bir abinim. Ortada böyle bir durum varsa tabi ki sorgularım." dedi uygun cevabı bul...