Pörtlek Bakışlı Hamsiler

3.2K 183 22
                                    

Selamun aleyküm hamsi severler!

Nasilsunuz da?

Yine hiç sesunuz çikmayi.. 

Geç yazabildim. Kusura bakmayın lütfen hamsi severler. 2 tane büt olması kolay iş değil. Aramızda ünide olanlarımız vardır mutlaka. Beni anlarsınız...

Bu bölümü 3. Defa baştan yazdım. Niye böyle oldu bilmiyorum. Baya üstüne düştüm. Umarım beğenirsiniz...

Bu arada hikayemiz wattys2019 a uygun bulundu. Bende geciktirmeden yarışmaya katıldım. Sizin de desteğine ihtiyacı var tabi ki. Sadece benim yazmamla olmuyor bu işler. Hadi bakalım hamsi severler! Titretelim hamsi kuyruklarını!

Multimedya da benim için anısı olan güzel bir şarkı var. Şiddetle dinlemenizi öneririm...

Iyi okumalaaaar!

🔴🔵♥️💙🔴🔵

"La havle.." dedim sinirli bir şekilde ve yatma pozisyonumu bilmem kaçıncı kez değiştirdim. Ama velakin yeterli olmadı. Bu sefer ikinci yastığımı kafamın üstüne bastırmadan hemen önce "Yavuz!" dedim diğerlerini uyandırmadan uyuzu uyandırabileceğim kadar bağırarak. Fakat başarılı olamadım. Adam öyle bir uyuyordu ki yanında tulumba çalsan duymayacaktı.

"Ağabeyun uyumayi ki."dedi içimdeki kızgın hamsiler. "Kiş uykusuna yatmiş habu."

"Vallahi haklısınız hamsilerim." dedim yorganı tekmeleyerek üzerimden atmaya çalışırken. "Ayı gibi yatmış fakat bir ayı kadar sessiz uyuyamıyor."

İçimden Yavuz'a sayarken yatağımdan kalktım ve yanına doğru gittim. Yüzüstü yastığına kafasını gömmüş bir şekilde yatıyordu. Hava giriş çıkışı sağlayacak tüm yolları kapatmıştı yastıkla.

"Yavuz! Uyansana!" dedim iki elimle vücudunu sarsmaya çalışırken. Koca deve olduğu için yeterli gelmiyordu tek kol.

"Ya Yavuz!" dedim kolunu havaya kaldırıp bırakırken. Fakat tık yoktu. Sanki iki üç şişe devirmiş de sızmış gibiydi. Sonunda baktım ki dürtmelerim, çekiştirmelerim  fayda vermiyor yatağa çıktım ve zıpladım uyanması için.

Allah affetsin gecenin kaçıydı bilmiyorum ama zıplamaya başladım fırsatını bulmuşken. Yavuz'un bedeni tüm yatağı kaplıyordu. Bu yüzden parmaklarımın ucunda minik minik zıplıyordum. Her zıplayışımda da "Koca ayı Yavuz." diye söyleniyordum. Kendimi fazla kaptırmış olduğumu ancak Yavuz yere küt diye düştüğünde fark ettim. Minik zıplayışlarım sırıkla atlamaya dönmüştü anlaşılan.

Tam şimdi uyanacak ve sövecek diyordum ki bu sefer kaldığı yerden mışıl mışıl uyumaya devam etti. Hava giriş ve çıkışları ardına kadar açılmış, horlaması kesilmişti. Şu an onu kaldırıp yatağa koymak imkansız bir şey olduğundan mütevellit, yastığı kafasının altına koyup yorganı da üzerine çektim.

"İyi geceler koca ayı." dedikten sonra uyumak için yatağa geri dönmüştüm ki, gözlerimde tek bir uyku kıpırtısının bile kalmadığını fark ettim. Zaten canlı yayından sonra direk yatağa girip uyumuştum. Ders çalışırım diye düşünmüştüm fakat gün içerisinde kendime fazla yüklediğimden dolayı vücudum yorgun düşmüştü. Bu açığı şimdi kapatabilirdim işte. Tahminimce güneşin doğmasına bir saat kadar vardı. Verimli bir şekilde ders çalışabildiğim vakit herkesin uykuda olduğu gece saatleriydi. Vücudum uykuyla kendine gelmiş, enerjisini depolamıştı. Bunu değerlendirmemek yazık olurdu.

Bu yüzden lavaboda işimi gördükten sonra rotamı mutfağa doğru çevirdim. Işığı yaktıktan sonra annemin önceden hazırlamış olduğu Ihlamur demliğini ocağa koydum ve kaynaması için ısıttım. Sonrada 61 baskılı kupamı dolaptan çıkardım. Içerisine köyden gelen mis gibi baldan bir kaşık koydum ve biraz da limon sıktım. İşlemi  tamamladığımda  ise beklemek için sandalyeye oturdum.

Laz Damarı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin