Şaha Kalkan Hamsiler

1.9K 132 53
                                    

Herkese Merhaba!
Uzun bir aradan sonra upuzun bölümle geldim karşınıza!
Malesef mimarlık derslerinden fırsat bulup yazamıyorum... Ama her gün burdayım. Hikayemi takip ediyorum. Bir şey yazan olmuşsa hemen cevap veriyorum... Kafamda sürekli karakterleri düşünüyorum...

Malesef ki tüm insanlık olarak ciddi bir imtihandan geçiyoruz! Lütfen kendimize dikkat edelim... Inşallah bu sıkıntılı günleri de sağlıklı bir şekilde atlatırız...

Virüs nedeniyle eğitime ara verildiğinden bulduğum ilk fırsatla yeni bölüm yazmaya koyuldum...

Umarım beğenirsiniz...

Her yorum, her yıldız beni daha çok yazmak için teşvik ediyor... Lütfen düşüncelerinizi belirtin... Içimdeki hamsiciklere ilham olun...

Dipnot...
Bir sonraki bölümde birkaç ay sonrasına gidilecektir... Kendinizi şimdiden buna ayarlayınız efendimmm...

Yavaş yavaş işlerin çok kızıştığı, benim yazmak için sabırsızlıkla beklediğim o anlara gideceğiz inşallah...

Lütfen düşüncelerinizi paylaşmayı unutmayın... Yakında 5k olacağız. Okuyan herkese şimdiden teşekkürler.

Ayrıca yurt dışından okunuyormuşuz. Çok mutlu oldum... Belki hamsiciklerin konuşmasında anlamadığınız yerler oluyordur... Yorum yaparak dile getirirseniz kafa karışıklığızı bir nebze giderebilirim...

İlk defa bu kadar uzattım.. umarım okumuşsunuzdur...

Güpgüzel okumalar...



♥️💙♥️💙♥️💙

"Senin hoşgeldiniz diyen ağzına..." dedi Murat karşılık vererek. Bunu yalnızca ben duymuştum. Şaşkınlığımı gizleyemediğim için arkamı dönüp Murat'ın suratına baktım. Gergin bir şekilde gülümsüyordu.

"Hoşçakal desen daha iyi olacak güzelim."

Murat konuşmasını tamamlar tamamlanmaz Ali abim girdi devreye.

"S*çarım lan böyle işin içine. Yürüyün gidiyoruz!"

O sırada Yusuf abim, Ali abimin kolunu tutarak onu durdurmaya çalıştı.

"Aman efendim, hoşgeldiniz!" diye bir çıkış yaptı Doğukan'a çok benzeyen biri.

"Hoşbulduk Ümit abim!" dedi Yavuz kollarını açarak ve adama sarıldı. Ardından Doğukan'a geçti.

"Kardeşim!" dedi Yavuz, Doğukan'ın elini sıkıp kafaları tokuşturduktan sonra. "Buralara neler yapmışsın böyle! Tanıyamadım bir an!"

"Elimde kalacak bu çocuk!" dedi Ali abim sinirle solurken.

"Sakin ol kardeşim." dedi Yusuf abim sessiz bir şekilde. Az önce arabada padişahın huzurundaki bir  sadrazam gibi konuşan Yavuz'dan eser yoktu. Resmen bizi yok sayıyoyordu.

"Her şeyini Doğukan çizdi. Dekorasyonunu da o yaptı." diye araya girdi Doğukan'ın babası olduğunu düşündüğüm kişi. Oğlundan oldukça gurur duyan bir tavrı vardı.

Laz Damarı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin