26. Bölüm Part 3

159 21 22
                                    

Masaaall👇🏻👆🏻

Kaybolmuş hissettiğinde gökyüzüne bak küçük kız

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kaybolmuş hissettiğinde gökyüzüne bak küçük kız. Yıldızlar sana doğru yolu gösterir.

"Anıl!"

Adı ikinci kez dudaklarımdan döküldüğünde bu sefer fısıltı gibi çıkmıştı sesim. Varla yok gibi.

Karşımda durmuş bana gülümseyen Anıl'ın yüzünde gezdi gözlerim fitursuzca. Normal büyüklükteki dudakları, koyu saçları, yemyeşil gözlerinde gezindi.

Gözleri benim kaybolduğum ormanımdı adeta. Çıkmak istemeyeceğim, huzur bulduğum yerdi. Gözümden akan damlalar yanağımdaki yerlerini aldıklarında ufak bir hıçkırık döküldü dudaklarımdan. Sakin kalamıyordum.

Nefesim sanki kilometrelerce koşmuşum gibi hızlandığında Anıl'ın bir adım attığını gördüm yaşlar yüzünden bulanan gözlerimin ardından. Bana yaklaştıkça iyi hissetsem de içimdeki korku yok olmuyordu.

"Anıl" bir kez daha dudaklarımın arasından fısıltı gibi çıkan adının ardından önümde diz çöküp bana bakmaya başladı. Üzerimdeki elbiseye, dağılmış saçlarıma, ağlayan gözlerime, asılan dudaklarımda gezdirdi gözlerini. Gözyaşlarım yüzünden ıslanan yanağıma elini uzattığında, eli değdiği an huzura ericeğimi biliyor ve sadece o anı bekliyordum. Beni huzura kavuşturmasını...

Elinin yanağıma değmesine santim kala hayatımın en büyük şokunu geçirdim ve huzurla açılmayı bekleyen gözlerimi açtım. Anıl... Yoktu.

Burda değildi! Yanımda değildi! Bana doğru adım atmamıştı! O yeşiller ile bakmamıştı, gülümsememişti! O... Burda değildi!

Başımı sağa sola çevirip bir umut Anıl'ı görmeye çalışsam da görememenin verdiği yıkılmışlık ile Daha ok ağlamaya başladım. Hıçkırıklarım odada yankılanıyor ama feryatlarımı kimse duymuyordu.

Attığım çığlıklar... İstediğim yardımlar... Kimsenin gelmeyişinin üzerinden bir saat geçmişti. Ben hala bağırmaktan yorulmuş içli içli ağlarken, sık sık beyazlar yüzünden gözlerimi kapatıyordum. O sırada kapının açılması ile ağlamaktan kızaran ve yanan gözlerimi o tarafa çevirdim. Beyaz kıyafetli biri içeri elinde yine beyaz bir tepsi ile girdiğinde bulanıkşan görüşüm netleşmiş ve içindekileri görmüştüm. Pirinç. Tamamen pirinçten olan beyaz bir pilav yine beyaz bir tabağa koyulmuştu.

Aklımı yitirmek üzereydim. Beyazdan nefret etmeye başlamıştım. Anılı burda sanmıştım. Halüsinasyon görmüştüm. Anıl yanımda sanmıştım. Ağlama isteği yine vicudumu sardığında kendimi tutmaya çalıştım.

Adam elindeki tepsiyi yere koyup ellerimi çözdüğümde güçlükle ayağa kalkıp arkama baktım. Beyaz koltuk, beyaz masa ve bir tane daha beyaz sandalye görmemle şaşırdım, arkamı görmediğim için odayı boş sanıyordum. Adam eğilip tepsiyi aldı ve masaya bırakıp hiçbişey söylemeden odadan çıkıp kilitledi.

FOBİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin