Özel Bölüm #1 : İmkansız Aşk ( 14 ŞUBAT ÖZEL BÖLÜMÜ)

98 11 12
                                    

Selamm canlarım benim, sizleri çok özledim... :')

Kitap bitse de ikinci seri gelene kadar onlara veda etmek istemediğim için sık sık böyle bölümler yayınlamayı planlıyorum.
Neyse ben sizi çok tutmim sonra uzun uzun konuşuruz...

Bölüm şarkısı : Şekersiz - imkansız bir aşk denir

Bölüm şarkısı : Şekersiz - imkansız bir aşk denir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Korkuların orada, yenmen için varlar...

Özel bölüm #1 : İmkansız Aşk

Başımı masaya adeta vururcasına bıraktığımda sanki başımın ağrısını başka bir acı ile geçircekmiş hissine kapılmıştım. Sanki başıma ağrıdan daha büyük bir ağrı verirsem ağrıyı hissetmeyecek hissine kapılmıştım.

Üniversitenin kütüphanesinde dehşet derecede ağrıyan bir baş ve sayfalarca kitapla birlikte oturuyordum. İkinci yılıma gelmeme rağmen koskoca üniversitede bir arkadaş bile edinmemiştim. Zor muydu? Belki... Ama sonuçta yanlızlık çoğu kişi için mecburiyet olsa da benim gibiler için bu bir tercihti... Neden başka birini daha önemseyip kaybetme korkusu ile yaşamaya göz yumacaktım ki? Hayatıma her giren insan gitmek üzere katılmıyor muydu hayatıma?

Mesela... Anıl. O girmemiş miydi hayatıma? Ben aptal bir mezuniyetin çıkışındayken, bardaktan dökülürcesine yağan yağmurun altında karşılaşmamış mıydık? O gece biri ölmemiş miydi zaten? Bizim tanışmamız bile lanetliyken... Devam etmemiz mucize olmaz mıydı?

Hayatıma az insan girmişti belkide evet, neden en değer verdiğimi kaybetmek zorundaydım ki? Neden?

Daha fazla buranın havasına dayanamayıp önümdeki kitapları toplayıp ayağa kalktım. Zor bir gün geçiyordum, hatta zor bir hafta. Tüm hafta baş ağrıları ile uyanmış, defalarca ilaçlar ile o ağrılardan kurtulmaya çalışmıştım. Bugünse ne ilaç içmiş, ne yemek yemiştim. Dersim yoktu ve kütüphanede çalışabileceğimi düşünmüştüm. Ama ağrılarım yine izin vermemişti...

Kalbimin ritmi öyle hızlıydı ki nefes almak acı veriyor nefes almamaksa can çekiştiriyordu. Hızlıca kitapları bana ait olan dolaba bıraktıktan sonra ceketimi giyip dışarı çıktım. Dertleşmek istiyordum yine... Ve yine tek bir adresim vardı... Kalbimin yanına gidiyordum.

Okulun otoparkına geldiğimde ritimli ve hızlı adım sesleri duyup arkamı döner dönmez biri ile çarpışmam bir oldu. Yere düşen kitaplar ve uçuşan sayfalar görmüştüm. Çarptığım kişi hemen eğilip kitaplarını toplamaya başlayınca ona yardım ettim. Tekrardan doğrulup kitapları çarptığım kişiye vermek için gözlerimin odağını o kişiye çevirdim.

Siyah bir bere takmış, kısa saçları olan ve koyu tarz giyinmiş bir kızdı karşımdaki. Metalist gibiydi.

" Özür dilerim, iyi bir gün geçirmiyorum, dikkatsiz davrandım kusura bakma"

FOBİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin