13

10 6 1
                                    

"Dedemin de çok işi vardı ama o bana senin ayırdığından daha fazla zaman ayırıyordu."

"Ben... seninle ilgilenemem..."

"Sadece bir arkadaşım oldu..."

"Peki ne oldu ona?"

"Öldü."

"Neden?"

"Çünkü onunla ilgileniyordum..."

Garip diyaloğumuzun ardından bir an konuşamadım. Kamer de son lokmasını ağzına atıp keyifsizce çiğnedikten sonra ayağa kalkıp tabağını makineye bırakmış ve mutfaktan büyük adımlarla çıkıp gitmişti. Neden ilgilendiği için arkadaşı ölmüştü ki? Benimle ölürüm diye mi ilgilenmek istememişti? Ama bana biraz zaman ayırdı diye niye ölecektim ki? Kafam allak bullak olmuştu ama gidip sorsam özel hayat deyip anlatmayacaktı.

O sırada kapı çalınca tüm düşüncelerim dağıldı ve koşarak kapıya gittim. Kapıyı açtığımda geçen gördüğüm kadını yani Kısrak'ı ve Kısarak'ın yanında oldukça güzel başka bir kadını gördüm. Diğer kadın Gelincik olmalıydı. Gelincik'in saçları siyah renk dalgalı ve beline kadardı. Bembeyaz bir teni ve iri parlak yeşil gözleri vardı ve inanılmaz derece güzeldi. Hayatım boyunca ilk defa bu kadar büyüleyici güzellikte bir insan görüyordum. Ben daha buyur etmeden ikisi de içeri girdi. Gelincik kendini rahat bir biçimde koltuğa attı. Kısrak ise üzerindeki siyah paltoyu çıkardı ve bu sefer üzerinde büyük bir kısmı, dizlerine kadar olan topuklu çizmelerin içinde kalan siyah deri bir tayt ve onun üstünde de karnını bir miktar açıkta bırakan aynı zamanda gövdesini tamamen sıkıca saran gri renk ince bir boğazlı kazak vardı. Gelincik ise siyah kalın kilotlu çorabı üzerine deri bir mini şort ve ayaklarına da benimkine benzer ama rugan olmayan daha mat botlar giymişti. Üzerindeki sıfır kol ve bol siyah kapüşonlunun içine uzun kollu siyah kırmızı çizgileri olan bir tişört giyerek işi tamamlamıştı.

"Gelmişsiniz kızlar." Kamer'in sesiyle tüm bakışlar ona döndü. Gelincik sadece bakmakla yetinirken Kısrak oturduğu yerden fırlayıp Kamer'in boynuna atladı ve Kamer'in kolları iki yanında sallanmaya devam ederken neşeyle konuştu. "Döndüğüne inanamıyorum hala! Seni o kadar özlemişim ki..." Kamer Kısrak'ı nazikçe belinden iterek konuştu. "Evet, içeri de olduğum dönemde anlamıştım beni ne kadar özlediğini." Kısrak utangaç ve suçlu bir ifadeyle geri çekildi. Görünene o ki Kamer içerideyken ona yardımcı olmak adına hiçbir şey yapmamıştı. Kamer ikisine de hızlıca bir bakıp konuştu. "Sizi tanıştırayım Polaris. Benim yeni ortağım. Onu eğitmenizi istiyorum." Gelincik sertçe yutkunup kötü bakışlarını önce bana çevirdi ve hızlıca süzüp tekrar Kamer'e bakarak konuştu. " Neden 'ortağını' kendin eğitmiyorsun?" özellikle neden ortak sözcüğünü vurguladığını anlamasam da Kısrak'ın da kötü bakışları bana dönmüştü. Hayır anlamıyordum neden benden nefret ediyorlardı ki? Kısrak huysuzca mırıldandı. "Şu ana kadar kimse için ortağım dediğini duymamıştım bu beceriksiz kız nasıl oluyordu da onun ortağı olabiliyor?" dediğini yakınımda olduğu için sadece ben duymuştum ama kızsam da ne tepki vereceğimi bilememiştim çünkü insanlarla kavga etmekten nefret ederdim.

"Halletmem gereken başka işlerim var ama yok biz bu işi beceremeyiz diyorsanız başkalarıyla da görüşebilirim." Kısrak aniden atıldı. "Hayır avcı! Yaparız, yapabiliriz tabii ki..." Gelincik ayağa kalkıp Kamer'e yaklaştı ve "Peki, yapacağız." dedikten sonra yavaşça Kamer'e sürtünerek geçip gitti ve çıkışa yöneldi. Kısrak çatık kaşlarla Gelincik'e bakarken ben istemsizce kıkırdadım çünkü Gelincik o sırada çöp kovasına sürtünerek geçen bir kediye benziyordu. Neden bunu yaptığını anlamasam da bunu kafama çok takmadım. Bazen ben de çok yorgun hissedince bir omzumu duvara yaslar ve koridor boyunca duvara sürtünerek giderdim. "Akşama kadar orada mı duracaksın!?" kapıdan hışımla çıkan Gelincik'in dediği şeyle toparlanıp çıkışa yöneldim.

KAÇAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin