20

4K 297 72
                                    

"Eve mi dönüyoruz?" dedim arka koltukta hafif doğrularak.

"Pamir abi, napalım?" demişti Oğuz da bu sorum üzerine. "Şu ileride pazar var girelim mi?" Sonra araba sürmesine rağmen aynadan bana bakmış gevşekçe gülmüştü. "Bir talibin de orda çıkar belki!"

"Oğuz!" diye sertçe uyardı Murat benden önce.

"Ne var canım, yanlış mı söyledim?" dedi o hala ifadesini bozmayarak. "Valla buralar rahat yerler, adam geldi geniş geniş numarasını bıraktı."

Tükürüğüm boğazıma kaçtığı için bir kaç defa sesli sesli öksürdüm. Oğuz artık sussun istiyordum. Yoksa Murat onu her an kovup sokak ortasında bırakabilirdi.

"İy misin?" dedi Murat iki koltuk arasından bana bakarak. Elindeki su şişesini bana uzatıyordu. Kafamı sallayarak suyu aldım ve biraz içtikten sonra geri verdim.

Murat tekrar önüne dönerek "Şu ilerideki otoparka park et." dedi Oğuza.

Araba durur durmaz kapımı açıp çıktım. Hemen yanımda da Murat belirmişti. Oğuz da arabayı kilitleyip yanımıza geldiğinde büyük meydan gibi olan yere doğru yürümeye başladık.

Her yer çok kalabalıktı. Üstlerinde tuhaf renkli kıyafetli kadınlar çoğunluktaydı. Sanki her an durup çaça filan yapabilirlermiş gibi gelmişti bana bu kıyafetlerle. Buranın avrupadan göçen İspanyol çoğunluklu bir ülke olduğunu biliyordum zaten, ve ispanyollar nedense bana hep sıcak insanlar gibi geliyordu. Tanıdığımdan değil kesinlikle.

"Çok güzeller." dedim etrafa hayran hayran bakarak. Arnavut kaldırımlar, renkli alçak evler, her şey fazlasıyla rustikti.

Murat bana dönüp gözlerimin içine bakmış "Bence de çok güzeller." demişti. Fakat kastettiği şey çevremizdeki herhangi bir nesne değildi sanıyorum ki.

İfade şeklinden dolayı yanaklarım kızarmış ve hemen bakışlarımı kaçırmıştım. Sonra biraz Oğuzun yanına doğru kaymıştım. Muratın etki alanı kalbime iyi değildi.

Oğuz beni fark edince omzuma kolunu atmış ve etrafı tanıtmaya başlamıştı. Anlatış tarzından burda uzun zaman geçirdiğini anlayabilmiştim ve Muratla ikisi bazı dükkanlarda İngilizceden çok İspanyolca konuşmuşlardı. Bir kaç ısrar sonunda da bazı basit kelimeleri ben de öğrenmiştim.
*****

Eve döndüğümüzde uzun zamandır bu kadar hareket etmediğim için ağrıyan kaslarımdan dolayı acı çekiyordum. Hemen yatağıma uzanmış ballı sütümü içerken, güzel bir gün geçirmeyeli yıllar olduğunu düşünüyordum. Bazı yaşıtlarımın sıradan geçireceği bir gün gibi görünebilir fakat bana o kadar iyi gelmişti ki.

Boş süt bardağını yatağın yanındaki komodine bıraktım ve yatakta kayıp başımı yastığa yasladım. Tam gözlerimi kapatıyorum ki Murat içeri dalmıştı.

Kaşlarımı çatarak ona baktım. O ise endişeli görünüyordu. Çatık kaşlarım düzelip ifadem yerini meraka bırakmıştı anında.

"Bir, sorun mu var?" dedim duraksayarak.

Yatağa yaklaşıp kenarına oturdu ve sanırım bir süre ne diyeceğini düşündü. Daha sonra derin bir nefes alıp gözlerini kaçırarak konuşmaya başladı.

"Babam aradı." dedi. "Sanırım annen seni görmek istiyor. Yarın akşam burda olurlar."

"Hayır." dedim telaşla. İstemiyorum. İstemiyorum. İstemiyorum..

"Önceden kafanı toparlaman için söylemek istedim. Biliyorum senin için çok zor Cem. Ama hatırlasana sen dememiş miydin, insan tanımasa da en çok annesini özlüyor, diye. Haklısın her şey çok yanlış görünüyor ama bence onu bir dinlemelisin."

Bela Geliyorum Demez (GAY) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin