40

3K 241 71
                                    

Murat...

Söyleşinin ortasında bana çok önemli bir telefon geldiğini haber veren asistan kızla kaşlarım çatıldı. Yaptığım işi hemen bırakarak slaytı dondurdum ve önümdeki kalabalık öğrenci grubuna bakarak "Biraz ara verelim gençler." diye seslendim.

Salonda büyük bir uğultu oluştu saniyeler içinde ve ben de buna aldırmayarak telefonu elime aldım. Arayan Oğuzdu. Kaşlarım daha da çatıldı ve elimde olmadan endişelenirken buldum kendimi. Aklımdan bir sürü kötü senoryo geçmeye başlamıştı.

"Efendim Oğuz?" dedim düz çıkarmaya zorlandığım sesimle.

"Abi," dedi ve neredeyse ağlamaklı çıkan sesiyle, duraksadı. "Cem başını çarptı."

O böyle söyleyince yumruklarımı sıkıp gözlerimi yumup açtım sakin kalabilmek için. "Nesi var?" dedim biraz daha sakin olduğumda. Oğuzun cevabını beklerken yanımdaki kıza "İptal et, gitmem gerek." dedim ve hızlıca salonu terk ettim.

"Suya düştü birden zemine çarptı galiba. Hemen hastaneye getirdik ama," diye hala açıklama yapıyordu ki hala, ben burda endişelerimi baskılamış ve sinirden köpürüyordum.

"İyi mi o, Oğuz?"

Uzun bir süre ses gelmediğinde durumun sandığımdan daha ciddi olduğunu anlayarak irkildim. Oğuz sessiz kalmaya devam ettikçe endişem artıyorken, kıravatım artık beni boğmaya başlamıştı. Boynumdan çekiştirerek çıkarıp attım.

"Cevap versene Oğuz!" diye bağırdım artık hiddetle.

"Bilmiyorum,doktorlar daha çıkmadı."

"O da ne demek?" dedim anlamayarak. Zaten kafam gitmişti bir de Oğuz açık konuşmayınca ne olduğunu anlayamadıkça çıödırmanın eşiğine doğru sürükleniyordum.

"Bilmiyorum bizi yanına almadılar. Galiba.." derken sözünü arkadan bir kadın sesi bölmüştü. Uğultu halinde gelen sesi duymaya çalıştım fakat anlaşılmıyordu. Ses kesilince Oğuz, "Yoğun bakıma alacaklarmış." dedi.

Telefonu suratına kapatıp hızla garajda arabamı bularak kendimi içene attım. Direksiyonu sıkan patmaklarımla sinirimi bir şeyden çıkarmak isteyerek gaza bastım. Lanet olsun.

Bu çocuk başını belaya sokmadan duramayacak mıydı? Bir daha bensiz adım atmasına dahi izin vermeyecektim. O kendine sahip çıkarmıyorsa, sorun değildi. Ben hallederdim.

Beni bu kadar endişelendirmeye hakkı yoktu.

Oğuzun yolda attığı konuma ne ara vardım onu dahi bilmezken gelişigüzel park ettiğim araçtan çıkarak hızla içeriye koşturdum. Danışmadaki kızdan nerde olduğunu öğrenerek, asansörü es geçip merdivenlerden üçüncü kata çıktım.

Büyük kırmızı kapının önünde bekleyen Ceyda ve Oğuz gördüğümde hızla oraya yürüdüm. Beni ilk fark eden Ceyda olmuştu. Kızarmış gözlerini bir kez daha elleriyle kurulayıp Oğuzun koluna dokunarak beni göstermişti. Oğuz kafasını kaldırdığı an benimle göz göze geldi ve ayaklandı hemen.

"Sana emanetti." dedim yanına ulaşır ulaşmaz sinirle.

Oğuz suçlulukla boynunu eğmiş ve bir cevap vermemişti.

"Sana da güvenemeyeceksem kime güveneceğim?"dedim yine dişlerimin arasından. Bana şimdi kısa bir an şaşkınlık ve hayal kırıklığıyla bakan Oğuza aldırmayarak" Bir daha, seni onun yanında görmek istemiyorum. Duydun mu, "

" Bir kazaydı Pamir, onun bir suçu yok. "Diyen Ceydaya da ters bakışlarla bakıp Oğuzun omzundan ittirdim.

" Git burdan. "dedim düz sesimle.

Bela Geliyorum Demez (GAY) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin