34

3.3K 255 44
                                    

"Bence sevindi. Mutluluk gözyaşları." dedi Ceyda fısıldayarak. Hemen dibimde konuşuyor olmasalardı duymazdım.

"Bence sevmedi. Üzdük çocuğu." dedi Oğuz aynı şekilde.

Ben Muratın göğsünde ağlamalarım dinmiş iç çeke çeke kendimi sakinleştirmeye çalışırken herkes dikkatle ikimizi izliyordu. Hissediyordum. Ceyda ve Oğuz ise hep yaptıkları gibi zıtlaşıyorlardı.

"Sen ne anlarsın ya," diyerek çıkıştı Ceyda.

"Ne anlayacakmışım? Baksana çocuk hala sakinleşemedi, mutluluk gözyaşı böyle mi olur." dedi Oğuz küçümseyerek.

"Şşş mutlu oldu o, karışma sen." dedi Ceyda sanki ikna etmek ister gibi.

Aslında hem mutlu hem üzgün hissediyordum.

Murat bir eliyle belimden desteklerken diğeriyle yanağıma dokunup kafamı biraz kaldırarak ona bakmam sağlamıştı. "İyi misin?" dedi gözlerime boncuk gözlerini dikerek.

O bana böyle bakarken kötü olamazdım ki zaten. Uslu bir çocuk gibi başımı onaylar anlamda salladım yavaşça. Kollarımı bedeninden çözüp ellerimle yanaklarımı kuruladım ve Ceydanın elinde mumları iyice erimiş olan pastaya eğilip üfledim.

Herkes bir süre şaşkın şaşkın ani değişimime baksa da çabuk toparlanıp alkışlamışlardı. Hepsine tek tek baktığımda içimin sıcacık olduğunu hissetmiştim. Yıllar sonra belki de ilk defa gerçekten bir şeye ait bellemiştim kendimi. İçimdeki kırgın çocuğa dokunmuştu şefkatli bir el ve bak, demişti. Aile böyledir.

Yanlışlarımız vardı.. Eksiklerimiz ve sürüsüyle hatalarımız. Kırgınlıklarımız vardı, üzüntülerimiz. Çokça pişmanlık doluyduk. Hepimiz hayatımızın bir evresinde belki küsmüştük yaşayanlara.

Ama bir şekilde şimdi burdaydık.

"Bugünün doğduğum gün olduğunu bile bilmiyordum." diyerek konuşmaya başladım. Gözlerim anneme kısa bir an değmiş ve sonra üzgünce çekmiştim hemen. "Benim için kutlanacak bir gün değildi önceden. Ama şimdi," dedim ve tekrar baktım anneme. "Gerçekten bir manası olduğunu biliyorum. Artık üzgün olmak ve her şeyden pişmanlık duyarak yaşamak istemiyorum. Bugün benim için bir milat olsun istiyorum. Sanki ilk yaşıma girmişim gibi."

Annemden aldığım gözlerimi tekrar diğerlerine çevirdim. Oluşan kısa sessizliğin ardından ilk toparlanan Ceyda olmuştu ve elindeki pastayı bırakıp bana sarılmıştı. Ona aynı şekilde sarıldım. Sonra Oğuza sarılmak için yeltenmiştim ki Murat araya girip beni kucaklamıştı. Kısa bir kahkaha attım.

"Ya o benim hakkımdı." diye isyan ediyordu Oğuz.

Benden ayrılan Murat, Oğuza sırıtarak bakıp onu kendine çekerek "Gel kardeşim ben sarılırım sana, hakkın kalmasın." deyip kolunun altına sıkıştırmıştı.

Onlara gülerek bakıp Haldun Beye de sarıldım. "Mutlu ol çocuk." demişti ayrılırken kulağıma fısıltıyla.

Ona minnetle gülümseyip kaçamak bakışlarımı anneme çevirdim bu defa. Bana o kadar muhtaç ve çekingence bakıyordu ki, tereddüt etmeden yanına gidip kollarımı ince beline sardım. İlk başta şaşkınlıktan kasılsa da bir nefes bırakıp kollarını omuzlarıma sarmıştı.

Ondan biraz uzun olduğumdan kafası benim göğsüme geliyordu. O kadar sıcak hissetmiştim ki saçlarından yayılan kiraz çiçeği kokusuyla. Badime değen gözyaşları olmasa orda saatlerce ona sarılabilirim sanmıştım.

"Ağlamayın efendim." dedim kısık sesle.

"Mutluluktan," dedi boğuk sesiyle. "Beni o kadar mutlu ettin ki Cem. Bundan sonra sen ne istersen o olacak. O kadar çok seveceğim ki seni, şımartacağım." diyerek bir elini yanağıma koyup hafifçe okşadı. Hafif yükselip yanağıma koklayarak bir öpücük kondurdu.

Bela Geliyorum Demez (GAY) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin