36

3.5K 252 36
                                    

"Murat saçmalama etrafta insanlar olabilir." dedim şaşkınca gülümseyerek. Ciddi olduğuna inanmadığım için dalga geçtiğini düşünüp gülüyordum fakat sanırsam ki ciddiydi.

"İyi o zaman, ben daha rahat hisset diye demiştim." diyerek omuz silkti ve arabadan indi.

Arabanın önünde dolaşıp önünde durduğumuz yapıya doğru yürümesini izledim. Sonra durmuş ve arabaya doğru bakmıştı.

Şöyle ki arabada olanlardan sonra o tuhaf acı hissiyle ve ilk defa bu denli yaşadığım ereksiyon haliyle benim açımdan hayatımın en keyifsiz yolculuğuyla buraya gelmiştik. Murat, hediyenin burda olduğunu söyleyince kıpırdamaya bile halimin olmadığını belirtmiştim. O da beni kucağında taşıyabileceğini söylediğinde ise daha demin geçen konuşma geçmişti aramızda ve şimdi de beni bırakmış gidiyordu.

Oflayarak başımı geriye yasladım sertçe, sonra nazlanmanın bir faydası olmayacağını fark ederek kapıyı açtım ve arabadan indim. Murat ileride bana o ukala gülümsemesiyle bakıyordu. Etrafta başka kimde olup olmadığına bakıp her adımda pantolonun sıkıştırdığı sertleşmiş organımla ona doğru yaklaştım.

Pişik olmuş gibi yürüdüğüme emindim. Bunun bu kadar acı vermesi normal miydi?

Muratın yanına yaklaştığımda beni bu hale getirdiği ve yetmezmiş gibi tahrik etmeye devam ettiği için ters bakışlarımı suratına diktim. O, keyifli gülümsemesini hiç soldurmayarak izliyordu hala.

Ben bu durumdayım da o nasıl böyle kalabiliyordu ki?

"Gel buraya gel, hadi." diye gülerek beni kendine çekti ve bacaklarımı beline dolayarak kucağına aldı. Ani hareketle ağzımdan bir, ah, kaçmasıyla da kahkaha atmıştı.

Omzuna vurup "Komik mi!" dedim sinirle. Sonra da düşmemek için omuzlarına sıkı sıkı tutunmuştum.

Kalçamın altından destekleyerek benimle birlikte yürümeye başladı. "Komik sayılmaz ama baya bir eğlendiğim doğrudur." dedi.

"Çok gıcıksın." dedim küskün bir çocuk gibi. "Hem sen nasıl bu kadar iyisin anlamıyorum."

Üstü kapalı bahsetsek de konunun absürtlüğüyle yanaklarım kızardı. Nasıl böyle patavatsızca sorabilmiştim ki!

"Ben ergen değilim." dedi açıklaması yeterliymiş gibi.

Böyle saptırmasına gözlerimi devirip homurdandım. Sonra da daha fazla uzatmamak için başımı omzuna yasladım ve o bizi bir kapıdan geçririken etrafı incelemekte yetindim.

Depo gibi bir yerdi. Garaj kapısını tek elinde tuttuğu uzaktan kumandayla açtığında, dışarıdan gelen sabah ışıklarıyla içerisi aydınlandı. Muratın kucağında olduğum için her şeyi inceleyemiyordum bu yüzden kollarımı çözüp atladım kucağından.

Burası aynı benim odam gibi düzenlenmişti, yani eski odam. Kameralarımın olduğu kitaplık, yatağım, çalışma masam her şey aynıydı. Sadece gardrobun olması gereken yerde başka bir bölme vardı. Yavaş adımlarla oraya ilerlediğimde buranın bir kırmızı oda olduğunu gördüm. Gözlerim büyüyüp ağzımdan bir sevinç nidası kaçmıştı.

Fotoğraf çekmeye bayılırdım. Kamera koleksiyonum bile vardı. Ve hep kendi fotoğraflarımı basmak istemiştim.

"Unutmamışsın."dedim şaşkınlık ve sevinç karışımı o tuhaf ifadeyle." Nerden aklına geldi? "

Hemen arkamda olan Murat kollarını belime dolayarak boynuma bir öpücük bıraktı."Beğendin mi?" dedi ve bu defa yanağıma bir öpücük bıraktı.

Bela Geliyorum Demez (GAY) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin