1 - King's Cross

715 34 31
                                    

"Hoşça kal, Lily, bize yazmayı unutma," diyerek yanağından öptü annesi.

"Söz veriyorum, her bir şeyi, her bir gelişmeyi yazacağım."

Birbirlerine bir kez daha sarıldıktan sonra Lily etrafı kontrol etti ve duvara doğru son hızla koştu.

Bir anlık karanlık ve sonra alabildiğine aydınlık.

"Amethyst, uslu dur kızım," dedi. "Merak etme, birkaç saat sonra Croketta'yı göreceksin."

Etrafta koşuşturan birinci sınıflara bakarken elinde olmadan gülüyordu. Hiçbir şeyden haberleri yoktu... Lily, peronun geçen yıllara kıyasla daha boş olduğunu fark etti. Aileler çocuklarını okula göndermedikleri zaman güvende olduklarını düşünmüş olmalılardı. Ama yanılıyorlardı, bu dünyadaki tartışmasız en güvenli yer – tabii Gringotts tartışmaya katılmazsa, Hogwarts'tı. Dünyadaki en güçlü büyücü olan Albus Dumbledore'un yanı.

Eşyalarını, küçük çantası hariç dikkatlice bir görevliye verdikten sonra merdivenlerden çıktı. Kalabalıktan geçilmiyordu! Beş adım atmak için bir dakika beklemesi gerekmişti. Her zamanki şeydi işte. Bir çocuğun ağladığını duydu, kalabalığın o yüzden kaynaklandığını düşündü.

"Açılır mısınız, ben Öğrenciler Başkanı'yım, yani henüz olmasam da... Affedersiniz, özür dilerim, küçük bey, trende asa sallamak yasaktır, bir saniye, kuyruğunuzu bir Profesöre gösterirsiniz, tekrar affedersiniz..."

Nihayet tüm kalabalığı yarıp küçük kızın yanına ulaştığında, çocuk daha da ağlamaya başladı. Lily gülümsedi ve bir eliyle kızın gözlerinden düşen yaşları sildi.

"Merhaba canım," dedi yumuşak bir sesle. Kızın yavaş yavaş başını kaldırdığını gördü. "Senin adın ne?"

Kız birkaç kez hıçkırdıktan sonra, "Primrose," dedi titrek bir sesle.

Lily tekrar gülümsedi. "Çok güzel bir isimmiş, Primrose. Biliyor musun? Benim adım da Lily."

"Lily," dedi Primrose.

"Evet, Lily. Şimdi sana bir soru sorabilir miyim, Primrose?"

Kız yavaşça ağlamayı keserek başını yukarı aşağı salladı.

"İyi misin, ağlıyordun ve bütün bu insanlar," dedi arkasını dönerek onları izleyen kalabalığı gösterirken, "...neyin olduğunu merak ediyorlar. Eğer yardım edebileceksek neyin olduğunu söyler misin, niçin ağlıyorsun? Birazdan tren kalkacak, Hogwarts'a ulaştığımızda gözlerinden yaşlar akmasını istemezsin, değil mi?"

"Kötü bir şey söylediler," dedi Primrose başını iki yana doğru sallayarak.

Birinci sınıflardan ve büyük ihtimalle Muggle Doğumlu bir kız. Lily aklına en kötü senaryoyu getirmedi, getirmek istemedi. "Bana, sana ne dediklerini söyler misin?"

Ve yine kızın gözlerinden inci gibi yaşlar düşmeye başladı. "Ba –bana... B..." dedin bir nefes aldıktan sonra cümleyi tamamlayabildi. "Bulanık, dediler."

Kalabalıktan şaşırma sesleri geldi.

Lily aklına istemsizce gelen bir anıyı savuşturdu.

"Bizi yalnız bırakır mısınız?" dedi kalabalığa dönerek. "Hemen!"

Çoğunluğu beş ve altıncı sınıflardan oluşan kalabalık, homurdanarak yanlarından ayrılmaya başladı.

Son seyirci de kapıyı ardından kapattığı zaman, Lily Primrose'un yanına oturdu ve iki elini avcuna aldı. Birden tren hareketlendi. Yola çıkmışlardı.

Marauders Era 1 - Karanlık ÇökünceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin