Marauders Era 1 - Karanlık Çökünce

57 - Gelecek Planları

Fanart: Viria (Deviantart, Tumblr, Twitter)

"Karar verdim; Mars'a gidiyorum!"

Lanet bir Mayıs günüydü.

"...niye hiç dikkat çekemedim ki şimdi?"

Slytherin, Ravenclaw'u yenmişti.

"Mars'ta oksijen yoktur, Patiayak."

Haziran ayında Slytherin Gryffindor ile maç yapacaktı.

"Ah, bunu biliyordum!"

Remus Lupin, çayından bir yudum daha aldıktan hemen sonra yarısı dolu olan fincanı kibarca Sirius'un üstüne boşalttı.

"Biliyorsun, ödül mamasını tercih ederdim..."

"Hiç şansını zorlama."

Sirius saçını yıkamak üzere yukarı çıktıktan sonra Marlene geldi ve Gryffindor masasının üstüne kocaman bir paket bıraktı. Kuş resimleriyle süslüydü.

"Tahmin et kime gelmiş."

Lily "Yaa," diye iç çekerek gülümsedi ve gözleri ortak salonun içinde Dorcas'ı aramaya koyuldu. Hemen Primrose Quinn, Daisy Fortescue ve Violet McKinnon gibi birinci sınıfların toplandığı yerde büyük ihtimalle sınavlar hakkında onlara röportaj veriyordu. "Dorcas!"

"Jack Ferguson ile iyi gidiyorlar," dedi James Lily'nin saçlarına doğru.

"Evet, sence de çok şirin değiller mi?" Lily sırıtarak James'in yanağına küçük bir öpücük kondurdu. "Belki de buradaki en düzgün çift onlar."

Dorcas, kendisine gelen koca bir paket kalpli mesajı ve çikolatayı yatakhaneye çıkardı, Marlene ise Remus ile uzay teorileri hakkında konuşmaya devam etti.

"Sanırım bir tek ikimiz kaldık," dedi James sessizce, Lily bacaklarını James'in bacaklarının üstüne koyduktan sonra. Gözleri uzaklara daldı. "Mary'den hâlâ haber yok mu?"

Lily gözlerini eğerek "Maalesef," diye fısıldadı. "Annesi Scarlett'ı sevmiştim. Yazık oldu, daha çok gençti." James'in elini kavradı. "Sen? Ayrı kaldığımız süre boyunca birçok olay olmuş olmalı. Konuşma fırsatı bulamadık."

James tebessüm ederek Lily'nin alnına yumuşak bir öpücük kondurdu. "Önemli şeyler değil," dedi mırıldanarak, gözlerini Lily'nin gözlerine kenetleyerek. "Biliyorsun zaten, değil mi, söylemememe rağmen?"

"İnsanların aramıza girmelerini sevmiyorum," dedi Lily. Gözlerini kaçırdı. "Sadece, yani... O senin annen."

"Babamla konuştum," dedi James ciddi bir sesle, Lily anında kafasını kaldırdı.

"Ne yaptın?"

"Şşş." James, parmağını Lily'nin dudağına bastırdıktan sonra devam etti: "Şömine kullandım. Annemin bu konuları abarttığını söyledi. Aslında, ölmeden önce Evelyn'in annesi Isabelle, sanırım annemin Evelyn'i biraz fazla sevmiş olmasını sağlamış olacak ki... Bak, olay seninle –veya şu 'kan' konusu ile alakalı değil, olay sadece annemin Isabelle'e ve kızı Evelyn'e hissettiği vicdan azabından kaynaklanıyor." James dudaklarını birbirine bastırdı. "Babam ve annem seni çok sevdiler, inan bana."

"Bunu nasıl bilebilirsin ki?" Lily başını James'in boynuna yatırdı ve kalp atışlarını dinlemeye başladı.

"Annemi tanıyorum sadece." James Lily'nin saçlarıyla oynamaya başladı. "İlk onunla –ve Blodeuwedd'le tanıştığın anı hatırlıyor musun, ben girmiştim mutfağa?"