medya: Dorcas Meadowes
Yine o kâbuslardan biri başına musallat olmuştu Lily'nin.
Bu sefer yanında ondan bir baş uzun, düzgün, yapılı vücudundan erkek olduğu anlaşılan biri vardı. İkisinin de uzun, siyah ve yüzlerini örten cüppeleri vardı. Lily kendisini tanıyabildi çünkü kendisi de aynen böyle koşardı. Nelerden kaçtıklarını anlayamadı ama sadece boşlukta yankılanan sesler ve sonsuz karanlık. Tıpkı bir önceki gibi.
Arkalarında onlara yetişmeye çalışan, siyah duvarlardan çıkma siyah gölgeler vardı şimdi de. İkisi her ne kadar hızlı koşarsa koşsun, soğuk ölüm rüzgârının hızına yetişemiyorlardı. Önlerine aniden çıkıp yollarını engelleyen buz gibi bir gölge ruh, iskeletimsi elleri tam Lily'nin yüzünü avuçlayacakken diğeri onu korumak için önüne geçti.
Şimdi karanlığın içinde hapsolmuş ikisi de sonsuzlukta yankılanan acı dolu çığlıklar atıyordu, parmakları kasılıyordu ve gölge ruhlar tarafından her bir parçaları sömürülüyordu. Anıları yavaş yavaş yok olmaya, çığlıkları azalmaya ve kim olduklarını her bir geçen saniye daha da az hatırlamaya başladılar.
Güçlü bir ışık patlamasından sonra her yer beyaza boyandı.
Lily yatağa düşer gibi bir histen sonra gözlerini şok içinde açtığında, aslında sağ tarafındaki pencerenin kırmızı perdesinin açılıp gün ışığının içeri girmesine izin verdiğini fark etti.
Fırtına nihayet dinmişti.
Kendi odasında olmadığını anlaması ise birkaç saniyesini anladı. Kırmızı, üstü Snitch süslü büyük ve dolu bir yastıkta yatıyordu. Yastığın kokusu ona ilk başlarda tuhaf geldi, sanki yanında James varmış gibi, ah tabii, diye düşündü. Burası onun odasıydı. İnce, kırmızı sarı çizgili örtüyü üstünden çekti ve yataktan kalktı. Üstündeyse hâlâ okul kıyafetleri vardı. Buraya ne zaman gelmişti?
Yoksa sarhoş mu olmuştu?!
Birileri hayaller kurmaya başlamış. Hafızanı yokla bakalım Kızıl Çıtır, sonradan fena pişman olacağın bir şey yapmış olmayasın?
Tabii, tabii. Açıkçası gayet iyi idare ediyorsun tatlım, aldırma ona sakın.
Komodinde, gözlüğün yanında duran saatin üstünde 07.01 yazıyordu. Lily'nin uyanma saatinden yarım saat önce.
James'in duvarlarındaki kâğıtlarda Quidditch takımları, bina puanı çizelgeleri, maç tarihleri, devriye saatleri, ödevler, tarihler ve daha tonlarca şey vardı. Balkon penceresinin kapısına sıkıştırılmış süpürgesi ise hafiften eski duruyordu. James yenisini almıyordu, bu süpürge onu asla yarı yolda bırakmamıştı.
Lily, eğer sabah Marlene'i ziyaret etmek istiyorsa erken çıkmak zorundaydı. Topuğu etrafında döndü ve kapıya doğru yürümeye başladı.
Tam yatağa bitişik sandığın önündeydi ki karşısındaki kapı açıldı. Gördüğü manzara ise sandığa yapışıp kalmasına neden oldu.
James başka nerede olacaktı ki?
Gerçekten, gerçekten, yılların Quidditch oyunculuğunun ona kazandırdığı çok iyi bir vücudu vardı, bunu inkâr etmek ciddi anlamda bir aptallık olurdu. Pürüzsüz teninin üstündeki su damlacıklarının bazıları yere damlıyordu. Geniş omuzları, güçlü kolları ve belli kasları olan vücuduna çarpan güneş ışığı, Lily'de karnının altında tuhaf bir hissi uyandırıyordu. Normalde dağınık olan saçları şimdi neredeyse omzuna değecek seviyedeydi ve dudaklarında alaycı bir sırıtış vardı. Beline dolalı olan ve v şeklindeki karın kaslarının hemen altında başlayan açık renk havlunun ötesini görmek, Lily'de ani bir kalp kriziyle sonuçlanabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Marauders Era 1 - Karanlık Çökünce
FanfictionHer şey başlamadan önce... Altın kız Lily Evans'ın tek dileği Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu'ndaki son senesini iyi bir not ortalamasıyla ve tercihen, olaysız bitirmektir. Ama başındaki dertler onu yalnız bırakmayacaktır. Bir yandan Öğrenciler...