3 - Anne Boleyn

582 23 47
                                    

medya: Marlene McKinnon

Ama aşağıda derin bir uykuya dalmış olan James Potter'ı düşünmemişti.

Ve James, kedilerden nefret ederdi.

Özellikle de Canavar Kedi Amethyst'den.

Çok tuhaf bir rüya görüyordu; o, Sirius, Remus ve Peter, Kara Göl'ün oradalar. James, son çıkan süpürge modeli Nimbus 1700 ile suyun üzerinden uçuyor, üzerindeki yansımasına bakıyor. Sirius gelinlik modelleri bakıyor, Remus ve Peter ise gelecek planlarından konuşuyor. Birden karşı taraftan Lily, Marlene ve Dorcas geliyor. Marlene Sirius'un olduğu ağaca tırmanıyor, Dorcas ise Remus'un yanına oturuyor. Ama Lily, çimenliğe oturup kitap okumaya başlıyor.

James, Lily'nin yanına geliyor ve yanına oturuyor. Lily ise ona bakmadan şunları söylüyor;

'Sence olabileceğin kişi olmak için çok mu geç?'

James anlamıyor, Lily'nin sesi çok boğuk çıkıyor. 'Anlamadım?'

'Her günü ertesi gün yokmuş gibi yaşamayı mı tercih edersin, yoksa bu günü hayattaki ilk gününmüş gibi yaşamayı mı?'

Şimdi Lily başını kaldırıp gözlerinin içine bakıyor.

'Bu gün yaşayacağın son gün olsaydı ne yapardın?'

James'in kafasının içinde kuşlar ötüyor sanki. İki elini de kafasına gütürüyor, onları oradan çıkarmak istercesine.

'Birinin güvende olması için, başka hiç kimsesi olmadığını bile bile onu terk eder misin?'

'Dünyanın en fakir ama en mutlu adamı mı daha zengindir, yoksa dünyanın en zengin ama yalnız adamı mı?'

'Aşk senin için ne demek?'

'Hiç âşık oldun mu?'

'Gerçek aşk nedir?'

'Onun için kendini feda eder misin?'

'Sen gittiğinden sonra başkasıyla olacağını bile bile, onun için kendinden vazgeçer misin?'

'Umudun tamamen kesilmişken, tünelin ucundaki o beyaz noktaya inanır mısın?'

'Peki, o beyaz ışığa doğru gidip omzundaki tüm yüklerinden mi kurtulursun, yoksa karanlığı seçip onu yok etmek için mücadele ederek diğer taraftaki aydınlığı mı ararsın?'

Lily ayağa kalkıyor ve yerde oturan, kafasının içindeki seslerden sağır olmuş James'in kulağına fısıldıyor;

'Yanacağını bile bile âşık olur musun?'

James'in çenesini kaldırıp dudaklarını öpüyor.

Karşılık verdikçe, sanki daha da dibe batıyormuş gibi hissediyor. Islaklık var, Lily ağlıyor mu?

Öpüşmelerini daha da derinleştirirken James'in alt dudağını azıcık ısırıyor, sonra ise acıttığı yeri emerek onu hazzın doruklarına çıkarıyor. Ellerini ipek gibi kızıl buklelere dolayıp kızın yüzünü kendininkine iyice kenetlemek için yukarıya kaldırıyor.

Ama rüyalarda temas hissedilmezdi, değil mi?

James ter içinde ayağa kalktığı zaman, pençelerini cüppesine geçirmiş Amethyst üstünden sarktı, cüppesini neredeyse yırtacaktı. Sonra beyaz, uzun tüylü kedi çığlık atıp yuvarlanarak masaya çarptı, ardından da ışık hızıyla sağ merdivenlere yöneldi.

"Seni aşağılık pire torbası..."

"James Potter!"

James sıçrayarak sesin geldiği yöne baktı. Oda kapısının önünde duruyordu ve normalde zümrüt yeşili olan büyüleyici gözleri neredeyse oniksler kadar karaydı. Lily...

Marauders Era 1 - Karanlık ÇökünceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin