0.1 | Teninde Güller Mi Açıyor?

3.9K 242 537
                                    

Görev 1; Rastgele Karşılaşmış Gibi Davran ve Bir Kafeye Otur.

Defalarca okuduğu kağıdı katlayıp cebine koyarken Draco bunun nasıl olacağını bilmiyordu. Öylece filmlerdeki gibi elinde kitaplarla ona çarpamazdı ya. Tabi bir de Harry'e katlanmak vardı ama o işin hem sürekli hem de en zor kısmı olduğu için bunu düşünmek dahi istemiyordu.

Scorpius'un okuldan çıkmasını beklerken bir yandan da bunu düşünüyordu. Düşünceleri arasında kaybolurken okul zili çalmadan yaklaşık beş dakika önce şok olduğu bir şey oldu. Harry ona doğru geliyordu. Draco şaşkınlığını üzerinden attığında ona doğru gelen adamı izleme fırsatı yakalamıştı. Aradan geçen onca yıl onu pek de değiştirmiş durmuyordu, sadece biraz daha gelişmiş bir vücut ve yüzüne oturmuş olan olgunluk.

''Potter?''

Harry kafasını çevirdiğinde sarışın adamı görünce şaşırmış ifadesine engel olamadı.

''Malfoy?'' 

Şimdi yıllar sonra zümrüt ile griler tekrar buluşmuş ve şaşkınlıkla öylece kalmışlardı.

''Burada ne arıyorsun?''

''Burada ne arıyorsun?''

Aynı anda konuştuklarında bu olay ikisini de gülümsetmişti.

''Scorpius'u almaya geldim.''

''Albus'u almaya geldim.''

Tekrar aynı anda konuştuklarında Draco derin bir nefes alıp gülerek başını iki yana salladı. Bazı şeyler değişmiyordu...

-Flash Back-

"Burada ne yapıyorsun?"

"Burada ne yapıyorsun?" demişlerdi aynı anda.

Draco iksir kitabını kapatarak kolunun altına sıkıştırdığında yarım bir şekilde gülümsedi.

"İksirler için bir kaç malzeme bakıyordum. Ama seni burada görmek şaşırtıcı."

Harry omuzlarını silkmiş ve umursamaz görünmeye çalışmıştı.

''Ben sadece öylesine dolanıp bakınıyordum ama bakıyorum da iksir konusunda kötü olduğumu unutmamışsın?''

Draco'nun gülümsemesi sırıtmaya dönüşürken rafta duran bezoarlardan biraz alıp Harry'nin görebileceği şekilde havada salladı.

"O kadar berbattın ki..."

''Ah, hadi ama Malfoy, bana olan büyük hayranlığını tüm Hogwarts biliyor.''

Bu sefer sırıtma sırası Harry'e geçmişti. Draco gözlerini devirerek rafların arasında dolaşmaya başladı, malzeme odasında o ikisinden başka kimse yoktu.

''Sana sadece asa fırlattım Potter, daha fazlası yok. Hoş, gerçi ben olmasam çoktan ölmüş olurdun.''

Harry, Draco'nun arkasının dönük olmasından faydalanarak onu taklit edip dilini çıkarmıştı ki Draco'nun birden ona dönmesiyle yakalanmış ve  eli ayağına dolaşmıştı. Bu görüntü Draco'yu gülümsetse bile Harry bunu fark etmedi. Şuan terk derdi Ay taşlarıyla meşgul olan sarışına çıkma teklifi etmek için cesaret toplamaktı.

'Heyecan yapma. Heyecan yapma. Heyecan yapma.'

İçinden defalarca bunu fısıldarken sarışına doğru ilerliyordu. Draco kolunda tüy kadar hafif bir dokunuş hissettiğinde arkasına döndü. Griler aniden zümrütlerle çarpıştığında yutkunmadan edememişti. Zümrütlerin içinde yanan ateş parıltısı esmer olanın teninde de kendine yer edinmişti. Yanaklarından boynuna ve kulaklarına uzanan yer yer, nokta nokta kırmızılıklar Draco'nun da yanmasına ve kızarmasına sebep olmuştu. Çünkü Draco, o an esmer ten de bariz belli olan o kırmızılıkları öpmek,sevmek ve okşamak istemişti.

Show Me What I'm Looking For || DrarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin