Hermione, Harry'e, Pansy ise Draco'ya pansuman yapıyordu. Bliase ve Ron ise çocukları almaya gitmişti. Hermione sinirle daha da çok kabaran şaçlarını arkaya attığğında Panys'i kolundan tutup ayağa kalkmış ve bağırmıştı.
"Episkey" en az on çıtırdama sesi duyulduktan sonra iki adam da ani gelen acı hissiyle çığlık çığlığa kalmışlardı.
Kafede olan kavganın ayrılmasının hemen ardından Draco zar zor bir şekilde Harry'e ulaşıp kolundan tuttuğu gibi Kovuk'a cisimlenmişti. Neden burayı seçtiği hakkında pek bir fikri yoktu aslında. Onun evinde yardım edebilecek kimse yoktu ve Harry'nin evini bilmediği için oraya da cisimlenememişti. Geriye tek mantıklı olan burası kalmıştı çünkü Weasly evi asla boş kalmazdı, onlara yardım edecek birileri mutlaka olurdu. Nitekim de düşündüğü gibi olmuştu. Evin ortasında aniden belirdiklerin de Molly onları görüp bir hayret çığlığı basmış ve ardından ikisinin de arkadaşlarını çağırmıştı hemen.
"En son bu hale geldiğiniz zaman birbirinize saldırmıştınız. Sizin sorununuz ne tanrı aşkına?" dedi Pansy sinirle.
"Kesinlikle, yan yana olunca kavga etmeden duramıyor musunuz? Sadece iki günde tekrar bu hale-" Hermione nefes bile almadan ikisini azarlamaya devam ediyorken Harry onun sözünü kesmişti.
"Crabbe ve Nott, Draco hakkında saçma sapan konuşuyorlardı. Bende Crabbe'e yumruk attım, ne yapacaktım öylece durup izleyecek miydim? Ne var bunda?" Hermione ve Pansy'nin suratı bir kaç saniye şok içinde kaldıktan sonra iki kadında dudaklarından çıkan kahkahalara engel olamamıştı.
"Vay canına Hermione görüyor musun? Doğa da nadir bulununan tür bu, erkeğini koruyan Arizona Harry'si." dedi Pansy onunla dalga geçerken, ellerini belinin her iki yanına yerleştirmiş ve yüzündeki alaylı sırıtışla kanepede yan yana oturan adamları izliyordu. Panys'nin sözleri Draco'ya komik gelmiş olmalı ki gülmeye başlamıştı ama Harry hiç acımadan kafasına bir tane şamar yapıştırınca susmak zorunda kalmıştı. Yıllar geçtikçe bu adamın eli mi ağırlaşmıştı yahu. O sırada kapıda çalınca Pansy kapıya bakmak için yanlarından uzaklaşmıştı.
"Harry burada mı?" Ginny'nin sesi duyulduğu zaman Harry kafasını şiddetle iki yana sallayarak 'Hayır' demeye başlamıştı bile. Pansy ise çaktırmadan Harry'e bakıp sinsi sinsi gülüyordu.
"Evet, burada." diyerek kapının önünden çekildiği zaman tek amacı Draco'nun sinir krizi geçirip geçirmeceğini görmek ve biraz eğlenmekti.
"Hoş geldin." dedi Harry parlak bir gülümseyle. Sanki az önce hayır diyen o değilmiş gibiydi.
"Kavgaya karıştığını duydum." dedi Ginny onun yanına otururken, hemen yanındaki adamın sağını solunu kontrol etmeye başlamıştı, ne derece yaralandığını anlamaya çalışıyormuş gibiydi.
"Evet Weasly, Potter. beni korumak için adam dövdü." dedi Draco, Harry sarışın adama göz kırparak sırıtmıştı. Ginny ise Draco'nun bu tavrına gülümsedi.
"Tekrar bir arada olmanıza gerçekten sevindim." Ginny, sakin ve samimi ses tonuyla söylediğinde Harry'nin yanından kalkmıştı. Diğer tarafa baktığınızda bu olay hem Pansy'nin Hem de Draco'nun ağzı bir karış açık kalmıştı. Bu Pansy için bir miktar hayal kırıklığı da içeriyordu çünkü cidden sağlam bir kaos yaşanacağına gönülden inanmıştı.
"Anne?" herkes gelen ince ses ile arkasını döndüğünde Bliase, Ron, Albus ve Scorpius'un geldiğini görmüşlerdi.
"Canım?" Ginny büyük bir gülümsemeyle eğilerek kollarını açtığında Albus kahkahalarla annesinin kollarının arasına atlamıştı kendini. Herkes ikiliyi tebessümle izlerken Scorpius usulca babasının kucağına oturmuş ve ona sarılmıştı. Albus, şanslı bir çocuktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Show Me What I'm Looking For || Drarry
FanfictionHarry ve Draco Hogwarts Savaşından sonra dokuz ay kadar sevgili olmuş ancak daha sonrasında ego çarpışması nedeniyle ayrılmışlardı. Peki on bir yıl sonra yolları tekrar nasıl birleşebilirdi? Bu kitap @moonchild0w0 adlı kullanıcıya ithaf edilmiştir.