Harry'nin evden ayrılmasının üzerinden saatler geçmişti fakat Draco sadece olduğu yerde koltuğa çökerek kapıya bakıyordu. Anlaşılan Harry'nin yaptığı itirafı idrak edemiyor gibiydi.
"O az önce ne dedi?" Esmer adam gittikten sonraki belki 100. soruşu filandı bu. Scorpius bıkkınlıkla iç çekip gözlerini devirdi. Şerefsiz evladıydı ki çıldırmamak için kendini zor tutuyordu.
"Resmen sana ilanı aşk etti baba."
"Yani ciddi ciddi seni hala seviyorum dedi değil mi?" Draco şaşkınlıkla tekrar sorduğunda Scorpius elini anlına vurarak feryat etti.
"Evet baba!"
Draco kapıya doğru dalgınca bakarken istemsizce güldü. Liseli ergen kızlardan farkı yoktu. İçinin uçuşan kelebeklerle dolduğunu ve vücudunun her bir parçasının heyecanla karıncalandığını hissediyordu.
Görev 4; Birbirinizin arkadaşları ile zaman geçirin.
Harry ve Draco hala kavgalı olmalarına rağmen diğerleriyle birlikte konsere gelmişlerdi. İşin aslı Harry yaptığı itiraf yüzünden Draco ile yüz yüze gelmek istemiyordu fakat görevin ilerlemesi için yapmak zorundaydı. Onun aksine Draco bu geceden oldukça mutluydu. Kavgalarından beri Harry ondan köşe bucak kaçmıştı ve onunla konuşmak istememişti. Ama şimdi yanındaydı her ne kadar istemese bile.
"Hadi Parkinson!" diye bağırdı Ron ve Pansy'de koşarak yanlarına geldi. Dışarıdan bakınca gerçekten bu bile ikisinin sevgili olduğunu kanıtlamasına yeterdi. Sanki daha bu sabah Günlük Kehanet gazetesinde resimleri çıkmamış gibi bir de Malfoy ile kol kola konsere gelmek Harry'de kafasını duvarlara vurma isteği uyandırıyordu.
''Kusura bakmayın çocuklar içki standı çok kalabalıktı.''
Hermione sorun değil dercesine başını iki yana sallarken Pansy'nin elindeki içkilerden birini aldı. Gece hızlı ilerliyordu, Ron ve Blaise çoktan sarhoşlardı ve dans ediyorlardı. Diğer tarafta kör kütük sarhoş bir Hermione ve onun kadar olmasa da hafiften çakır keyif olmuş Pansy birbirlerine sarılarak salınıyorlardı ve şarkıya eşlik ediyorlardı. Öte yandan Harry'nin durumu içler acısıydı. Draco biri araya geldiklerinden beri ona alaylı bir şekilde sırıtıyor ve kollarının arsına alıyordu. Açıkça Harry'nin onu itememesi veya ona kızamaması ve çaresizce bu geceye katlanıyor oluşu onu keyiflendiriyordu.
Diğerleri sarhoşluğun etkisiyle birbirlerine olmaları gerekenden daha yakın ve samimi olduğunu fark ettiğinde "Merhaba Gaywarts." dedi Draco. Harry her ne kadar sinirli olsa da kendini tutamayarak kahkaha attı. Harry güldüğü zaman Draco'nun konser boyunca onun omzunda duran kolu biraz geri çekilmişti ve Harry'nin yanağını sıkıştırmıştı gülümseyerek. Harry ise Draco'nun eline hafifçe vurup uzaklaştırmıştı.
"O eline koluna sahip çık Malfoy. Seni uarıyorum." dedi Harry parmak uçlarına yükselip Draco'nun gözlerine tehditkar bir şekilde baktı. Draco ise onun aksine yüzündeki gülümsemeyi koruyarak kaşlarını kaldırdı sadece.
"Ya çıkmazsam Potter?" Draco hafifçe eğilerek Harry'e daha çok yaklaştı. Şimdi yüzleri arasında neredeyse bir nefeslik bir mesafe kalmıştı. Harry, Draco'nun yakınlığıyla afallarken kendine gelmeye çalışıyordu.
"Suratına kafayı yersin." Draco onun söyledikleriyle gözlerini devirdi. Fakat geri adım atmaya niyetli değildi pek. Arsızca kollarından birini Harry'nin beline doladı.
"Daha iki gün önce bana dedin ki-" Draco'nun lafı karnına yediği dirsekle yarım kalmıştı.
"Sus.'' Draco kahkahalarla gülmek istiyordu çünkü şuan Harry besbelli bir şekilde kızarmaya başlamıştı. Harry'nin olduğu durumdan çok da bir itirazı yoktu aslında. Draco ince görünümlü biri de olsa epey güçlü bir adamdı bunu belindeki tutuştan kolaylıkla anlayabiliyordu. Ya da Harry şuan tamamen sarhoş olmuştu. Aksi halde Draco'nun ona sarılmasına kızmamasının ve hatta derinlerde bir yerlerde hoşuna gitmesinin başka bir açıklaması olamazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Show Me What I'm Looking For || Drarry
FanfictionHarry ve Draco Hogwarts Savaşından sonra dokuz ay kadar sevgili olmuş ancak daha sonrasında ego çarpışması nedeniyle ayrılmışlardı. Peki on bir yıl sonra yolları tekrar nasıl birleşebilirdi? Bu kitap @moonchild0w0 adlı kullanıcıya ithaf edilmiştir.