Harry'nin bayılmasının ardından bir hafta geçmişti. Harry sadece çok kötü ve yoğun bir gün geçirdiğini söylemekle yetinmişti. Draco'ya trip atıyordu ve sonuna kadar da haklıydı.
Draco da genelde evde duruyordu çünkü o genelde çok gizli görevlere giderdi ama bu sıralar çok ön planda olduğu ve hali hazırda bir görevde olduğu için yapacak bir şeyler bulamıyordu. Bir de Harry'nin gönlünü alması gerektiğini biliyordu. Bu yüzden yine odada yatıp kitap okurken aynı zaman da bir şeyler düşünüyordu. Sıkıldıkça da evdeki yerleri falan karıştırıyordu.
Birden aklına Harry'nin iç çamaşırı çekmecesinde oraya ait olmayan bir şey gördüğü aklına gelmişti. Bir tarafı hayır derken bir tarafı kendine engel olamıyordu.
Kalktı ve yavaşça önce dolabın sürgüsünü kenara çekti. Daha sonra yavaşça çekmeceyi çekti ve Harry'nin iç çamaşırlarını yavaşça dışarı çıkartmaya başladı. Bunu yapması sadece iki dakika kadar sürmüştü. Çekmece tamamen boşaldığı zaman yine o kumaşın sadece ucu görünüyordu. Draco da çekmeceyi yerinden çıkartma amacıyla kendisine doğru çekti ve çekmece kucağına doğru geldi. Onu da yavaşça kenara koyduktan sonra katlanmış olan kumaşı yavaşça eline aldı ve ayağa kalkarak kumaşı açtı. Açtığı zaman içinden bir şeyler yere düştüğü için kumaşı yatağın üstüne attı ve önce yere eğilip düşen şeyleri aldı.
Biri Mürver asaydı, kendisine olan bağlılığı da yarı yarıya devam ettiği için onun gerçek olup olmadığını anlayabiliyordu. Onu da kumaşın üstüne bırakıp taşı eline aldı ve inceledi. İlk başta normal düz bir taş gibi gelse de daha sonra içinde gümüş bir şekilde parlayan bir üçgen bir dikey bir de daire olduğunu gördü. Yani o zaman bu, ölümün üç yadigarından biri olan diriltme taşıydı. Draco o an bir aydınlanma yaşadı. Görünmezlik pelerini, diriltme taşı ve Mürver asa aynı anda Harry'deyse Harry şu an ölümün, yaşayan efendisiydi ve bütün bunları don çekmecesinde saklayan da bir maldı yine de Draco nefesinin kesildiğini hissederken taşı hala elinde tutuyordu.
"Korktun mu? Yoksa çok mu sevindin ben bile çözemedim" Draco anında kafasını kaldırıp karşıya baktı. Kalbi deli gibi atmaya başlamıştı.
"Sanırım rüyadayım" dedi kendi kendine ama kadın güldü.
"Taşı bırakmadın, bende fırsattan istifade seni görmek istedim" Draco umutla elini uzattığı zaman eli içinden geçmişti.
"Ah hayır fiziken buraya ait değilim" gülüşü bile hiç değişmemişti. Draco farkında olmadan çoktan ağlamaya başlamıştı.
"Tanrım mutlu olacağını düşünmüştüm" genç kadın endişeli duruyordu.
"Oldum zaten" dedi Draco gülerek.
"Sana söylemek istediğim bir şey var Draco" dedi kadın biraz daha yaklaşarak.
"Dinliyorum" Genç kadın gülümsedi.
"Bana ihanet etmiyorsun Draco" Draco da istemsizce gülümsemişti.
"Ona aşıksın, bunu kabullendiğini biliyorum. O yüzden onunla sevgili olmayı kabul ettin ama kendi içinde kendini suçlama artık. Üzülmüyorum aksine çok mutluyum çünkü o seni mutlu edebiliyor. Ve dediğim gibi bana ihanet etmiyorsun. Ölülere ihanet edemezsin" Draco rahatlasa mı daha mı çok ağlasa karar verememişti.
"Seni de çok seviyordum hala çok seviyorum"
"Biliyorum Dragon" dedi kadın, sesi bile gülüyordu.
"Ama özgür kalmayı hak ediyorsun"
*
Draco merakla kapının önünde Harry'nin eve gelmesini bekliyordu. Yaklaşık bu saatlerde geldiği için sabırsızlanmaya başlamıştı.
"Gerçekten yolumu kapılarda bekliyor olamazsın" dedi Harry gülerek. Yine çok yorgun duruyordu hatta artık yüzünde renk bile yoktu.
"Bana asanı fırlat" dedi Draco hiç lafı dolandırmadan ama Harry'nin yüzü anında asıldı.
"Hayatım çok yorgunum, neler oluyor?"
"Potter bana asanı fırlat!" dedi sinirle.
"Bunu asla yapamayacağımı biliyorsun" dedi Harry eve doğru yürümeye başlayarak.
"HARRY!" diye bağırdığı zaman Harry ürkmüştü. Normal şartlarda bile birbirlerine isimleriyle seslenmiyorlardı ve şimdi bir de bağırmıştı.
"Tamam" dedi Harry en az onun kadar sinirlenerek ve belinden asasını çıkartıp ona doğru fırlattı. Draco onun asasını havada kaptı ve hiç durmadan bir büyü gönderdi.
"Sectum Sempra!" Harry'nin gözleri büyüsede bir anda kendisine doğru gelen ışık hüzmesini eliyle tuttu ve yanında ki ağaca fırlattı. Ağaç parçalara ayrılırken Draco elinde ki asayı düşürdü. Sözsüz ve asasız büyüyü geçmişti bu, adam eliyle büyüyü tutmuş ve başka bir yere fırlatlatmıştı.
Bir birleri hakkında öğrendikleri gerçekler gün geçtikte çok büyük bir boyut kazanıyordu.
"Senin amacın ne merlin aşkına Malfoy?!" Harry son derece sinirli bir şekilde kendisine doğru gelirken Draco ilk defa gerilemiştı. Ondan korkuyordu tam şu an da. Bu hareketi Harry'i biraz daha şaşırttı. Derin bir nefes aldı ve sakinleşmeyi bekledi.
"Aşkım neler oluyor??" Draco kafasını iki yana salladı. Hala gördüğü görüntüye inanamıyordu.
"Sen az önce" dediği zaman jeton Harry de anca düşmüştü.
"Sen az önce-" Harry onun kaçmasına izin vermeden ona sıkıca sarıldı. Anlaşılan Draco bu sefer istediğini elde etmiş ve orada neyin pardon nelerin gizli olduğunu bulmuştu.
"Draco" dedi Harry elinden geldiğince sakin bir şekilde.
"Benden korkması gereken kişi sen değilsin" Draco yavaşça ondan ayrılıp gözlerinin içine baktığı zaman samimi olduğunu biliyordu.
"Sadece çok, çok fazlaydı"
"Farkındayım" dedi Harry geri sarılırken, bu sefer Draco da ona sarılmıştı ama kendini yine tutamadı ve ağlamaya başladı.
"Sanırım bugün zor bir gün geçirdik ikimizde" dedi Harry onu sakinleştirmek isteyerek. Eşyalarını karıştırması onun için sorun değildi sonuçta onlar bir çiftti. Birbirlerinden gizli bir şeyleri yoktu ama Draco'nun eline diriltme taşını aldığı zaman gelecek kişinin Astoria olduğunu da çok iyi biliyordu.
"İçeri girelim tamam mı?" dedi Harry. Bugün kendisi de çok berbat bir gün geçirmişti. İki de bir midesi bulanıyor, tuvalete koşup kusuyordu.
"Özür dilerim" dedi Draco, ne olursa olsun eşyalarını karıştırması hiç hoş değildi.
"Sorun değil bir tanem" Harry tam ondan ayrılacaktı ki Draco bir cümle söyledi.
"Seni sevmiyorum" Harry o an yanlış duyduğunu düşündü.
"Ne?" diye teyit ettirmek istedi.
"Seni sevmiyorum" diye tekrarladı Draco ama Harry'nin elini alarak kendi kalbine götürdü.
"Harry sana tüm kalbimle aşığım"
Durumlar düzeltmeye el vermedi bende düzeltme olmadan attım. Yeni bir videomuz var youtube kanalında. Beklerizzzzzz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Show Me What I'm Looking For || Drarry
FanfictionHarry ve Draco Hogwarts Savaşından sonra dokuz ay kadar sevgili olmuş ancak daha sonrasında ego çarpışması nedeniyle ayrılmışlardı. Peki on bir yıl sonra yolları tekrar nasıl birleşebilirdi? Bu kitap @moonchild0w0 adlı kullanıcıya ithaf edilmiştir.