Düğünün üstünden bir ay geçmişti. Her şey yolunda gibi görünüyordu ve Harry'nin bebeğinin doğmasına yaklaşık bir ay kalmıştı.
Mutfakta meyveli yoğurt ararken kapı çalmıştı.
"Albus! Babanla Scorpius geldi sanırım! Kapıya bak!!" diye bağırdı Harry hala ümitle meyveli yoğurt ararken. Astoria adeta içeride bir yoğurt çiftliği kurmak istercesine son bir aydır sürekli yoğurt istiyordu.
"Lavabodayım!" diye geri dönüt aldı Harry oğlundan ve oflayarak kaldırdı kafasını. Son kötücül bakışlarını attı buz dolabına ve dolabın kapağını kapattı. Derin bir nefes alarak kapıya doğru yöneldi ve yavaşça kapı kulpunu cekerek kapıyı açtı. Bu hayatı boyunca yaptığı en büyük hataydı.
Gelen büyüyle kendisini holü salona bağlayan ve odaların merdivenlerinin olduğu duvarda buldu Harry. O kadar sert çarpmıştı ki anında bütün vücudu acımaya başlamıştı. Bir kaç saniye içinde yere düşmüştü. Eli refleks olarak karnına gitmişti ama bunu yapan kişiyi görmeye çalışıyordu.
"Lucius, dur!" diye ince bir ses duydu daha sonrasında.
"O bunu hak ediyor!" dedi Lucius asasını Harry'e yönelterek.
"Hayır, hiç bir şeyi hak etmiyor" diyerek Harry'nin önüne geçti Narcissa. Harry'nin bilinci ise daha fazla açık kalamamıştı.
"Onu öldürmek için önce beni öldürmen gerek" dedi yaşlı kadın bütün gücüyle Harry'nin önünde dururken. Lucius derin bir nefes alarak sırıtışını bozmuştu.
"Harry Potter'ı mı koruyorsun?"
"Evet!" Narcissa korkuyordu ama daha çok korkan biri vardı. Merdivenlerin başında olup biteni çözmeye çalışan Albus. Babasına bakıp çığlık atmamak için kendisi zor tutuyordu.
"Şimdilik bunu rafa kaldırıyorum" dedi Lucius ve bir anda ortadan kayboldu. 'Kahretsin' dedi Narcissa ayağını yere vurarak. Arkasını döndüğünde Harry'nin çoktan bilincinin kapandığını gördü. Kendisi müdahale edemezdi çünkü hiç kimse onun yapmadığına inanmazdı. Önce Harry'nin yanına doğru koştu. Daha sonra bilinçsizce etrafına bakındı ve Albus'la göz göze geldi. Küçük çocuk korkudan titriyordu.
"Birine ulaşabilir misin?" dedi Narcissa endişeyle. Albus neler olup bittiğini bile anlamamıştı ki, sadece yerde hareketsiz yatan ve alt tarafı kanamaya başlamış olan babasına bakıyordu.
"Albus!" dedi Narcissa daha sert bir şekilde.
"E-evet" dedi küçük çocuk.
"Tamam, ulaş. Ben o Draco ve ya Scorpius'a zarar vermeden önce onu bulmalıyım" Albus sadece kafasıyla tamam işareti yaptı. Böylece Narcissa anında ortadan kaybolurken Albus koşarak babasının yanına gelmişti.
"Baba" dedi onu bir kaç kez sarsarken ama tabi ki Harry'den bir tepki alamamıştı. Ne yapacağını bilmiyordu. Babasının cübbesinin ceplerini karıştırmaya başladı. Korkudan tir tir titriyordu, babasına bir şey olursa ne yapacağını bilmiyordu.
Harry'nin telefonunu buldu ve şifresini girdi. Şifresi hep çok kolay oluyordu ve allahtan Albus şifresini biliyordu. Hemen aramalar kısmına girdi ve Sevgilim yazısının üzerine tıkalayarak telefonu kulağına götürdü ancak çok kötü bir şey oldu. Draco'nun telefonu mutfaktan çalıyordu. Albus kafayı yemek üzereydi ki telefon çalmayı kesti. Kulağına götürdüğü telefona baktığında şarjının bittiğini görmüştü. Küçük çocuk çıldırmak üzereydi ve Harry'nin hala ciddi oranda kanaması vardı.
Derin bir nefes alarak sakin kalmaya çalıştı ve ayağa kalkarak mutfağa koştu. Draco'nun telefonunu bulmak zor olmamıştı çünkü tezgahta şarja bırakılmıştı. Tekrar derin bir nefes aldı ve babasının sistemini denedi şifrede. T'eddy için T'ye bastı ancak Draco için daha sonrasında Scorpius'un geldiğini biliyordu. TSHAA olarak denedi ve gözlerini kapadı bir saniye için. Gözlerini geri açtığında düğün fotoğrafıyla değil de Scorpius ve kendisinin Hogwarts'ta çekilmiş bir fotoğrafıyla karşılaşınca saniyelik de olsa rahatlamıştı. Hemen aramalar kısmına girdi ama Draco'da kim ne diye kayıtlıydı bilmiyordu. Bu yüzden rehbere girdi ve 'Bro' yazan kişiye tıkladı. Yüzde elli ihtimali vardı, ya Crabbe'ydi ya da Zabini. Albus sadece dua ediyordu bu kişinin Bliase olması için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Show Me What I'm Looking For || Drarry
FanfictionHarry ve Draco Hogwarts Savaşından sonra dokuz ay kadar sevgili olmuş ancak daha sonrasında ego çarpışması nedeniyle ayrılmışlardı. Peki on bir yıl sonra yolları tekrar nasıl birleşebilirdi? Bu kitap @moonchild0w0 adlı kullanıcıya ithaf edilmiştir.