9. BÖLÜM

2.6K 99 11
                                    

Yorum yapın lütfn.

Sabah uyandığınızda Ece ile resmen iç içe girdiğimizi gördüm.

Tam kalkmak için hazırlanırken boynuma bir ağrı saplandı. Boynumu kıpırdatmadan kalktım.

Anlamıştım boynum tutulmuştu.

Saate bakınca saatin daha 7.30 olduğunu gördüm. Neden bu kadar erken kalktığını ben de bilmiyorum. Biraz yürüyüş yaparım düşüncesi ile kalktım ve üstümü giydim.

Telefonumu ve kulaklığımı alıp çadırdan dışarıya çıktım ve ağaçların sıklaştığı yere doğru adımlamaya başladım. Tabii kulaklığımı da kulaklarıma takıp müzik dinlemeyi de ihmal etmedim.

Ateş'in ağzından :

Sabah uyandığımda saatin daha çok erken olduğunu gördüm. Normalde bu saatlerde kalkmazdım ama çadır çok rahatsızdı. Yürüyüş yaparım düşüncesiyle telefonumu ve kulaklığımı aldım. Sonrada çadırdan dışarıya çıktım. Ağaçların sık olduğu yere doğru adımlamaya başladım. Yürürken hangi yollardan giitiğime dikkat ediyordum.

Alev'in Ağzından :

Telefonumdan saate bakınca saatin 8.30 olduğunu gördüm. Bu kadar yürüyüşün yeterli olacağını düşünüp geri dönmeye karar verdim.

Ama bir dakika ben hangi taraftan gelmiştim!

Her yer birbirine benziyordu ve ben kaybolmuştum!

Harika, şimdi yolu nasıl bulacağım acaba ?

Hemen cebimden telefonumu çıkardım ve Berke'yi  aramaya çalıştım.

Bakın çalıştım diyorum çünkü telefon çekmiyordu.

Aklımda bin bir türlü senaryo kurarken bu tarafa doğru gelen birini gördüm.

Ateş'i....

Ateş'in Ağzından :

Yürüyüş yaparken etrafa mal mal bakan birini fark ettim.

Alev'i...

Bu kız burada ne yapıyordu ?

O da beni farkedince koşarak yanıma geldi ve beklemediğim bir şekilde bana sarıldı.

Burnuma yoğun bir şeker kokusu doldu.

Öyle güzel kokuyordu ki...

Sonradan ne yaptığının farkına varınca geri çekildi ve beni o şeker kokusundan mahrum bıraktı.

Alev'in Ağzından :

Ateş'i görünce mutluluktan ne yapacağımı şaşırmıştım ve koşarak gidip ona sarılmıştım.

Sonradan ne yaptığımı farkına varıp geri çekildim ve başımı yere eğip konuşmaya başladım. "  şey ben kaybolmuştum da o yüzden yani şey ettim" diyerek saçmalamaya başladım.

Kafamın yukarı doğru kaldırılması ile konuşmayı kestim.

" anladığım kadarıyla sen kayboldun sonra beni görüncede şey ettin yoksa hiç şey etmezdin " dedi gülerek.

" ya dalga geçmesene " diyip küçük çocuklar gibi dudaklarımı büzdüm.

Gülmeyi kesti ama bu seferde sırıtmaya başladı ve " dudaklarını öyle yapma  " dedi.

Ben " nedenmiş ? " dedim dalgayla.

" öpesim geliyor " diyince anında kaşlarımı çattım.

" sen ne dediğinin farkında mısın ? Öpesim geliyor ne ya sen her dudaklarını büzeni öpüyor musun ? " dedim sesimi biraz yükselterek

O ise benim tersime sakin konuştu " ne dediğimin farkındayım ve her dudaklarını büzeni öpmüyorum sadece sen öyle yapınca benimde öpesim geldi  " diyince ben " bir daha dudaklarımı büzmem bende " dedim ve devam ettim " hem ben kayboldum bana yardım
etmeyecek misin ? " dedim yavru köpek bakışımı atarak.

" Bir şartım var " diyince ben " nedir ? " diye sordum. O da " bir gün boyunca kölem olacaksın " diyince ben " asla senin kölen olmam ! " diye bağırınca o da " peki sen bilirsin burada kalmayı sen istedin " dedi ve arkasını dönüp yürümeye başladı. Bende korkuyla etrafıma baktım. Burada tek başıma kalamazdım. Onun bir gün boyunca kölesi olmam gerekti. Hemen yanına koştum ve  nefes nefese " tamam kölen olmayı kabul ediyorum " diyice " bugün kölem olmayacaksın okula gittiğimiz gün olacaksın " diyince tamam anlamında kafamı salladım. Ama salladığım anda boynum bana tutulduğunu hatırlatır gibi ağrımaya başladı. Elimi bonuma götürüp ovalamaya başladım Ateş'te bana " beni takip et " dedi ve önden yürümeye başladı. Bende onu takip ettim.

Sonunda kamp alanına ulaştığımızda etrafa bir göz attım. Herkes hâla uyuyor olmalıydı ki etrafta hiç kimse yoktu. Ateş bana baktı ve "kölem onlar hazır ol "diyip gitti kendi çadırına gitti. Ben de kendi çadırıma doğru ilerledim ve Ece'yi uyandırmaya çalıştım. Boynum ağrıyordu ve birinin boynuma masaj yapması gerekliydi.

" Ece kalk !  "

" Ne oldu ya "

" Ece boynum tutuldu bana masaj yap ! "

" kanka ya ! " diyip geri yatmaya çalıştı. O an aklıma gelen fikirle " aa o Berke değil mi buraya geliyor hatta ! " diyince yerinden fırlayıp "saçım ! saçımı yapmam gerek" diyince ben kahkahayı patlattım. Ece durumu anlayınca " kanka ya " diyince ben " boynum tutulmuş kanka ya kalkmadın bende öyle yapmak zorunda kaldım. " diyince "of tamam kanka gel sana masaj yapayım" diyince bende ona biraz yaklaştım ve " sen Berke'yi seviyorsun değil mi ? " diye mânalı mânalı sorunca Ece " ne alakası var ya o benim arkadaşım " diyince ben "Ece ona olan bakışlarından bile bu anlaşılıyor. Hem o da sana karşı boş değil " diyince "o da beni seviyor mu sence ?" diye sorunca ben "tabiki Berke'yi ilk defa bizden başka bir kız ile konuştuğunu görüyorum." diyince " yaaa gerçekten mi ? " diye garip bir tepki verince bende gülüp " gerçekten " dedim. Daha sonra aklıma Ateş gelince gülüşüm bir anda soldu. Ece de farketmiş ola  ki " kanka ne oldu ? " diye sorunca dayanamadım ve ona sabah Ateş ile yaşadığım her şeyi anlattım.

Anlatmayı bitirdiğinde Ece "  Kanka bu kölelik işi kötü olmuş ya" deyince ben de aynen anlamında kafamı salladım. Ben anlatırken çoktan boynumun acısı geçmişti. Ciddi bir şekilde Ece'ye sabah Ateş ile yaşadığımız şeyleri anlatmıştım.

Ece'ye " kanka hadi üstünü değiştir çıkalım çadırdan " diyince tamam anlamında kafasını salladı. Ben çadırdan çıktım Ece de üstünü giydi ve çıktı.

İkimiz birlikte Elif ve aday'ı uyandırmaya gittik. Ben Elif'i Ece de Ada'yı uyandırmaya çalıştı. İkisininde uykusu ağır olduğu için biraz zor oldu ama sonunda kalktılar. Ben ve Ece dışarı çıktık. İlk önce Ada sonra da Elif sırasıyla giyindi.

Berke ve Rüzgarı beklemeyecektik. Biraz kız kıza takılmak istemiştik. Bizimkiler gelene kadar Rüzgar ve Açelya'nın sevgili olmasını ,Ece'nin ve Berke'nin birbirine olan hislerini ve benim kölelik işini konuştuk. Onlara da anlatmıştım. Ardından kahvaltı zamanı geldiğinde Berke ve Rüzgar sonunda gelebilmişti. Kahvaltı yaparken kölelik işini onlara da anlatmıştım. Benim ona sarıldığımı söylediğimde biraz huzursuz olsalarda daha sonradan çıkarcı şerefsiz diyip geçmişlerdi.
Ama benim arkadaşlarıma anlatmadığım tek birşey vardı ki o da şu öpesim geliyor kısmıydı. Onun bana böyle birşey söylediğini öğrenselerdi kesin Ateş'i yaşatmazlardı.

Sonrada da gün boyu yapılan etkinliklere katıldık. Gerçekten çok eğlenceli geçmişti. Yarın sabah okula geri dönecektik. Bugün çok yoruldumuz için akşam ateş etrafında toplanmadık. Herkes çok yorulduğu için uyumuştu. Tabii bende.

Bu bölüm çok mu kısa yoksa bana öyle geliyir?

Oy verin tmm


Düzenlendi.

FENOMENİST/ TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin