3. BÖLÜM

5.3K 168 71
                                    

Ece Aksoy

Kendisi gülmeyi çok sever

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kendisi gülmeyi çok sever. İstanbulludur ve İstanbul'da yaşar. 17 yaşındadır ve 11. Sınıf öğrencisidir. En sevdiği renk gri.

Ece'yi önceki bölüme koymayı unuttum.

Bol bol yorum yapın .

"Sen..." diyebildim sadece. Diyecek başka birşey bulamıyordum.

Buna gerçekten inanamıyorum.

"Evet ben..."dedi elindeki kulaklığımın tekini kendi kulağına takarken.

Ardından devam etti "Gerçekten BTS mi dinliyorsun?" dedi şaşırarak.

Karşımda şu anda karşı balkondan bizim balkona doğru uzanmış bir adet sırıtan Ateş vardı. Yani yeni okulumdaki "okulun sahibinin oğlu"ydu kendisi.

Bende hemen toparlandım ve kulaklığımın tekini ondan alırken aynı anda şarkıyı kapattım.

"Öncelikle kulaklığımın kulağımdan çekilmesini hiç sevmem Allah'ın cezası ve... Sen burada mı oturuyorsun?" diye sordum.

Ateş bana bakıp sırıttı ve "tam olarak burada oturmuyorum merak etme. Sadece arada geliyorum. Ben senin sorunu cevapladım şimdi sen benimkini cevapla. Gerçekten BTS mi dinliyorsun?" burada oturmamasına sevinirken sorduğu soruya cevap verdim "Evet. Beğendiremedik galiba." dedim alayla.

O da "Beğenmedim zaten. Kız mı erkek mi belli değiller. "dedi.

Ben de "Kız veya erkek olduklarını bile anlayamıyorsan o senin sorunun. Beyin seviyen gayet anlaşılıyor zaten." dedim.

O da beni hiç umutsamadan "Bence kızlar evde kaldığı için onlara bu kadar bağlılar. Mesela bir bana bak bir de onlara. Yani aklı başında bir kız olsa zaten beni seçer. Hem yakışıklıyım hem zekiyim hem de zenginim." dedi.

Ona alaycı bir şekilde güldüm ve "Bence senin gibiler onları kıskandığınız için öyle şeyler söylüyorsunuz. Çünkü onlar sizden fazlasıyla yakışıklı fazlasıyla zeki ve çok çok daha fazlasıyla zenginler. Hem biz 'evde kalsak' bile neden evde kaldığımız için onları sevelim ki?"

Nefes almadan devam ettim "Şimdi sen yakışıklıyım diyorsun bence bir git bak onlara kim daha yakışıklı diye. Zengin olman umrumda bile değil ve zekiyim diyorsun bunu da zaten okulda bir gün görürüm tabii yüzünden bile ne kadar aptal olduğun anlaşılıyor ama neyse onu da söylemiyeyim içimde kalsın sonra ağlarsın falan uğraşamam." dedim.

Ateş'in sırıtan yüzü bir anda soldu ve "Bana bak kızım! Ayağını denk al sonra çekeceklerinden sorumlu ben değilim." deyince ben de alayla "Of ne korktum ya. Ne çekecekmişim ben?" dedim o da bana bakıp tekrar sırıtmaya başladı ve "Yarın görürsün." deyip içeri girdi.

O gittikten sonra kendi kendime gözlerimi devirdim ve "Aptal aptal konuşuyor takma onu." dedim.

Aklıma bir anda sabah çektiğim video geldi ve o videoyu montaj ekibine yollamadığım. Hemen içeri gidip telefonumu aldım kameramdaki videoyu telefona aktardım ve videoyu montaj ekibine yollayıp videoyu montajlamalarını söyledim. Yaklaşık 1 saat 25 dakika sonra videoyu yayınlamışlardı ama yaptıklarına değmişti gerçekten çok güzel bir video olmuştu. Sonra uykum geldiği için içeri geçtim ve unicornlu pijamalarımı giydim. Unicornları çok sevmem ama bu pijamaya bayılmıştım. O yüzden almıştım.

Yatağımda uyuklarken bir anda aklıma Ateş'in söyledikleri geldi bana "Yarın görürsün," demişti. Acaba neyi kasdetmişti? bunları düşünmeyi bir kenara bırakıp uykuya daldım.

Sabah yataktan alarmın sesi ile kalktım. Gerçekten hiç kalkmak istemiyordum. "Kalk." dedim kendi kendime "Allah'ın belası okul var..."

Lavaboya gidip rutin işlerimi hallettim ve kıyafetlerimi giydim.

Bu arada söylemiş olayım okula serbest bir şekilde gidebiliyorum. Okulun forması yok çünkü aslında formayı giymeye zorlayan bir müdür yok çünkü müdür gayet rahat bir müdür.

Tam yola çıkacakken aklıma Ece ile buluşup beraber gideceğimiz geldi ve buluşacağımız yere doğru gitmeye başladım. Ece daha gelmemişti. O gelene kadar müzik dinledim ve gelince de müziği kapatıp beraber okula konuşarak gittik.

Okulun önüne gelince büyük bir topluluk gördüm. Ece'ye ne oluyor bakışı atınca o da anlamıyorum dercesine kafasını salladı ve okulun içine doğru adımlamaya başladık.

O sırada önümüzü kesen grubu görünce olayı anladım. Bu grup bir şeyler karıştırıyordu. Kesin bu topluluğu da onlar sağlamıştı.

Ateş tam önüme geçip konuşmaya başladı "Sana demiştim ayağını denk al diye. Zaten almasaydın da yine seni biraz hırpalardık ama senin için daha özel şeyler yapmamız gerektiğini düşündüm. Eziyet çekmeye hazır ol ezik kız." dedi ve ben daha bir şey diyemeden kolumdan tutup sürüklemeye başladı.

Ben kolumu kurtarmaya çalışırken "Ruh hastası bırak kolumu!" diye bağırmayı da ihmal etmiyordum. O sırada arkamda duyduğum tanıdık ses ile herkes o tarafa döndü.

"Çabuk Alev'in kolunu bırak!"

Onları göreceğim hiç aklıma gelmezdi ama şu an o kadar korkmuştum ki sadece şuan burada olduklarına seviniyordum.

Önce sorular :

1) sizce kimler geldi ve Alev o kadar sevindi tahminleriniz var mı ?

2) yaşınız kaç? ( bunu gerçekten merak ediyorum.)

3) Bölüm hakkında sizin düşünceleriniz neler?

Oylarınızı eksik etmeyin.

FENOMENİST/ TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin