28. BÖLÜM

1K 34 0
                                    

"Ateş, peşimden gelmeyi bırakacak mısın!?" Herhalde 10 dakika falan önce koşmaya başlamıştık ve ben aşırı yorulmuştum.

Tabii bu hayvan yorulmamıştı.

"Beni dinlemen gerek"

Tam o an ayağım boşluğa bastığında kendimi yerde bulmuştum.

Bendeki şanssızlık...

Ateş hemen bana yetişirken aynı zamanda iyi olup olmadığımı soruyordu.

Ben cevap vermeyince beni -birazcık zorla- ayağı kaldırdı. Ben tam ondan kaçacakken beni kolumdan yakaladı ve daha sonra ahtapot misali sarıp sarmaladı.

"Onu o zamanlar sevdiğimi sanıyordum ama arkamdan konuştuklarını duyunca onu gerçekten sevmediğimi ve sırf ailelerimiz yakın diye birlikte olduğumuzu fark ettim. Okulca kampa giderken ise otobüste ondan ayrıldım"

Ateş'in yaptığı bu uzun açıklama beni tatmin etsede biraz naz yapmak istiyordum.

Azıcık nazdan bir şeycik olmaz.

Bu sefer kaçmaya çalışmadan ona döndüm. Ateş beni bırakmamıştı ama.

"Sana neden inanayım ki?" Dedim. Bu söz artık çoğu filmde gördüğüm klişe bir sözdü.

Sadece lafı uzatıyorum.

Onu affetmek istiyordum, evet. Ama bunu ona hemen söylemekte istemiyordum.

Ateş gülümseyerek bana bakmaya devam ediyordu.

Bir dakika!

Niye gülüyor lan bu!?

"Bebeğim, lafı nereye çalıştığını anlayabiliyorum. Bence uzatmayalım artık" alt dudağını sarkıtıp konuşmaya devam etti "bu ayrılık bana iyi gelmedi"

Bu kadar şirin olması iyi değildi.

Devam edecek...

FENOMENİST/ TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin