Bölüm 2

506 133 236
                                    

Okuldan çıkmıştık. Halil Usta'nın yerine gitmek için biraz yürümemiz lazımdı. Daha sabah tanıdığım kişilerle en sevdiğim yerlerden birine gidiyordum. Hayat çok garipti işte...

" Ben çok acıktım. Varmadık mı daha Şura?

"10 dakikalık yolumuz kaldı Alper."

"Kantinde yiyecek kalmadı bir günde tükettin her şeyi sen hâlâ açsın."

" Ya Çağan lokmalarımımı sayıyorsun sen azıcık bir şey yedim ama sana çok geliyor."

"Senin azıcık yediğin şeyi millet bir haftada anca tüketir."

Onlar aralarında konuşurken telefonum çaldı.

"Efendim babacığım.
Çıktım okuldan aynen
Yok Halil Usta'nın yerine gideceğim sonra eve geçerim.
Ne zaman ?
Çok uzun kalıcak mısın peki?
Tamam o zaman vardığında ararsın beni görüşürüz."

Babam yine her zaman ki seyahatlerden birine çıkacaktı. Alışıktım zaten yanlız olmaya küçüklüğümden beri. Moralim biraz bozulmuştu. Çünkü bugün bizim ayda bir yaptığımız baba kız günüydü. Babam çok yoğun olduğu için vakit ayıramıyordu bana pek. Bundan dolayı küçükken böyle bir gün kurmuştu. Eskiden beraber eğlenirdik gezerdik ama şimdi çok vakti olmuyordu. Bu beni üzüyordu. Çünkü annemden sonra babamı eğlenirken sadece bize olan günlerde mutlu görürdüm. Son iki aydır da bu güne hep işi çıkıyordu zaten.

"Şura daldın gittin. Ne kadar kaldı. "

"Az kaldı Çağan köşeyi dönelim orda."

Çağan konuşmasa onları unutmuştum.
Hep tek geldiğim için birinin benle konuşması garip olmuştu bir an benim için.

"Geldik işte bakın sağdaki dükkan."

Beraber girdik içeriye. Çok dolu değildi bugün üst katta yediğim için yukarı çıkalım dedim. Merdivenlerden çıktık. En üst kata ve cam kenarında bir yere geçtik.

Biz oturduktan kısa bir süre sonra Halil Usta yanımıza geldi.

"Şura kızım hoşgeldin. Bu delikanlılar kim ilk defa yanında birini görüyorum.

Gülümsedim.

" Sınıf arkadaşlarım güzel bir mekan arıyorlardı. Bende onları buraya getirdim. Zaten senin yemeklerini yedikten sonra kesin onlarda müdavimi olurlar artık.

"Sağol kızım var olasın senden bu övgüleri duymak hep beni mutlu ediyor. Gençler ne vereyim size?

"Şura önersin zaten bizi burayada o getirdi. "

Yiğit'e baktım. Alaya mı alıyordu bana mı öyle geliyordu bilmiyorumdum.

"O zaman bize dört porsiyon senin kebabından içecek olarakta bardak ayran uygun mu size?"

Onlara baktım. Onayladık amaçla kafalarını salladılar. Halil Usta siparişleri alıp aşağıya indi. Bende karşımdaki manzaraya baktım. Güneş batmak üzereydi ve gökyüzü turuncu bulutlar ve kızıl bir örtüyle kaplanmıştı. Denizin üstündeki kuşlar sürü halinde usul usul süzülüyorlardı. Kuşların göç mevsimi başlamıştı artık . Yavaş yavaş gidiyorlardı. Bir süre manzaraya baktım her geldiğimde ne kadar güzel bir manzara diyordum hep. Biraz vakit geçtikten sonra Alper'in sesi ile birlikte onlara baktım.

"Şura sen hep böyle sessiz misin?"

"Buraya her geldiğimde manzaraya izlerim hep başkasıyla gelmeye alışık olmadığım için sizi hep unutuyorum. Özür dilerim."

"Gerçekten güzel bir yer Mardin'de böyle yüksek binalar olmadığı için biz çatıya çıktığımız zaman güzel manzaralar izleyebiliyorduk."

AYNI ÇIKMAZDAYIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin