Karşımda Ela'yı gözleri şiş bir şekilde görünce şaşırmıştım.
''Ela?''
''Şura ben iyi değilim.''
''Geç içeriye hadi.İçerde konuşalım''
''Müsait değilsen ben gidebilirim.''
''Yok sadece Yiğitler burada onları gönderebilirim istersen sen nasıl rahat edersen.''
''Be beni böyle görmesinler.Ben gideyim en iyisi.''
''Saçmalama Ela ben seni böyle kimse görmesin diye diyorum.Hadi sen geç odama.
''Peki''
Ela yukarıya odama çıkınca ben de bana seslenen Alper'e seslenip salona geçtim.
''Yok kimse kaçırmadı beni buradayım.''
''Kimdi gelen Şura?''
''Ela gelmişti de.''
"Çağan'ın ki mi?"
"Alper cıvıtma abicim."
"Ne dedim ki."
"Siz artık eve gitseniz olur mu durumu pek iyi değil. Yalnız kalsak daha iyi olur."
"Sende hep bizi kovuyorsun habire."
"Yiğit nazikçe sizi uğurlamak kovmak değildir."
"Hadi öyle olsun bakalım."
"Bende zaten kalkıyordum şimdi."
"Böyle apar topar oldu ama affedersiniz artık."
"Önemli değil."
"Biz de kalkalım o zaman hadi Yiğit."
"Kalktık işte."
Onları kapıya kadar yolcu edip odama geçtim. Ela sandalye de oturmuş dalgın bir şekilde düşünüyordu.
"Bekletmedim umarım. Bir şey ister misin?"
Ela başını sallayıp dolu gözlerle bana baktı. Konuşmaya zorlanır gibiydi. Bende üzerine gitmemek için konuşmadım. Kısa bir sessizlik sonunda Ela yutkunup konuşmaya başladı.
"Ben kaç gündür çok zor durumdaydım. Şura okula bile gelemeyecek kadar. Evde durumlar pek yolunda değil. Ben..."Ela konuşmasını kesince ben söze girmek zorunda kaldım.
"Anlatmak istersen dinlerim özel anlatamayacağım kadar da dersen yargılamam sadece ne istersen onu yap. Burada seni yargılayacak biri yok."
"Annem,babam,abim, sorunlar,duygular ne yaşadığımı bilmiyorum. Ev tam bir savaş alanı kimse kimseyle konuşmuyor..."
Ela içinde bulunduğu durumu anlatmıştı. Bende ses etmeden dinlemiştim. Ela ile aramız çok iyi değildi ama kötü anlaştığımızda söylenemezdi. Sınıf arkadaşından daha yakındık ama normal arkadaş kadarda yakın değildik. Bunların önemi yoktu çünkü belli ki çok zor durumda kalmıştı. Evi terketmişti ve gideceği belkide tek kişi bendim. Birinin ilk defa sığındığı kişi olmak beni başka hissettirmişti. İnsanların derdini paylaştığı insan ben değildim. Derdim olmadığını düşünen insanların sen zaten nereden bileceksin dediği insandım. Genelde derdi olanların özendiği yaşam biçimiydim.
"Yaşadıkların kolay şeyler değil Ela. Burada suçlu olan da sen değilsin. Hayatın kanunları oyunda ve kendi kanunları hüküm sürüyor. Kuralları belli üzüleceksin,acı çekeceksin sonra da güleceksin. Yapman gereken sadece bu döngüde yaşamak. Karmaşık gibi görünen bu basit döngüde hayatta kalmak. Şuan belki de yolunu kaybettin ama pusulaya ihtiyaç duyma. Kapat gözlerini hayatın seni götürmek istediği sese değilde uzakta uğultusu duyulan şu kahkahalara ses ver. Döngüyü tamamla."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYNI ÇIKMAZDAYIZ
Teen FictionÇıkmazda olanların kendinden bir parça bulacağı bir yer burası sınırları olmayan... Sahiden sınır nedir ki? Kim belirler? Amacı nedir? Kimin umrunda ki? Bu hikayede sınır yok çünkü bu hikayede katı düşüncelere sabit fikirlilere yer yok ! Bu hikaye...