Emir ile birlikte okula girdiğimizde birinci dersin bitmesine 10 dakika vardı. Sınıfın kapısını tıklatıp girdiğimizde ise sınıftakilerin şok olmuş ifadeleri ile içeri girdik. Sınıftaki sessizliği bozup hocaya sordum.
"Geçebilir miyiz hocam?"hoca şaşırmış ifadesi hala devam ederken konuşmaya başladı.
"Şu şura kızım sen nasıl..."
Hoca sözünü tamamlayamadan Yasemin söze atladı.
"Hocam bunun burada ne işi var?"göz devirip ağzımı araladım ama Yasemin yine lafa atladı.
"Hocam daha dün bir arkadaşımızı bıçaklayan birinin burada olmaması lazım. Can güvenliğimiz tehlike de."
Sınıf da Yasemin'in sözünü destekleyen tepkiler verince gülümseyip kafamı sınıfa çevirdim.
"Mal güvenliği olmasın o Yasemin. Her neyse sakin olursanız anlatacağım her şeyi." dedim.
Derin bir nefes alıp olanları anlattım. Anlattıklarım bitince de hoca sınıfı susturup söze girdi.
"Tamam arkadaşlar arkadaşınızı duydunuz. Zaten aksi bir durum da burada olmazdı değil mi?."zil çalınca hoca sözünü kısa kesip "Diğer ders kaldığımız yerden devam edeceğiz."diyip sınıftan çıktı.
Hocanın sınıftan çıkmasıyla birlikte Alpergil yanıma geldiler.Önce Ela sarılımıştı.
"Bu yüze bakılsa bile bir suç işlemediği anlaşılırdı zaten."gülümseyip ayrıldım Ela'dan.
"Ben size demiştim hemşerim yapmaz öyle bir şey diyip Alper de sarılmıştı.
Alper'e gülümseyip "Mantıken de mantıksızlıklar vardı bende inanmamıştım."diyip oda sarıldı.
Saçının önündeki tutamları karıştırarak gelen Yiğit yüzüme baktı. Yüzünde anlamlandırmadığım ifadeyle dudağını araladı.
"Hoşgeldin. Suçsuz olmana sevindim."diyince kafamı sallayıp tebessüm ettim.
"Ben hiç inanmamıştım ama aramızda inananlar vardı."Alper'in sözünü sinirle kesen Yiğit"Sherlock Holmes değiliz ya olay öyle görünüyordu öyle zannettik."diyince Alper Yiğit'in sözüne yönelik konuştu.
"Sen tek zannettin Yiğit. Sevdiceğinin lafına kanan sendin aramızda bir tek."
"Kamerada bile öyle görünüyordu. Hem öyle sandıysam ne olmuş ki? Bu dünyada bana göre her şey herşeyi yapabilir. Madem bir şey sorgulayacaksınız Emir'in yüzünü sorgulayın."Yiğit'in lafı dağıtmak için söylediği laf ile gözler Emir'e çevrilmişti ama böyle bir şeye inanmasına biraz üzülmüştüm.
"Kanka sen sınıfın sessiz çocuğu değil miydin? Bu halin ne her gün kavga eden Bağcılar çocuğu gibi dağılmış yüzün."Alper'in kurduğu cümle ile dudağımı bastırdım gülmemek için.
"Bağcılar çocuğuyum demeyelim de onlara bulaşmayı seviyorum diyelim. Hep denk geliyorum da."
"Emir dün gasp edilmiş. Dün karakoldan çıktıktan sonra."
"Niye onu da mı tutukladılar."
Gülüp kafamı olumsuz anlamda sallayıp hem Emir'in başından geçenleri hemde olayları daha detaylı anlattım. Ben olayları anlatana kadar zil çalınca geçip yerlerimize geçtik. Yiğit yerime çantasını koyduğu için mecbur onun yanına oturmuştum. Emir kendi eski yerine önümüze geçmişti.Sessize almadığı telefonu çalınca da hızlıca dışarı çıkmıştı.
Sebepsizce kendimi çok gergin hissediyordum. Yiğit'in son zamanlarda ki tavırları beni çok geriyordu. Utanmasa bugün hâlâ sen yaptın diye sorgulayacaktı resmen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYNI ÇIKMAZDAYIZ
Novela JuvenilÇıkmazda olanların kendinden bir parça bulacağı bir yer burası sınırları olmayan... Sahiden sınır nedir ki? Kim belirler? Amacı nedir? Kimin umrunda ki? Bu hikayede sınır yok çünkü bu hikayede katı düşüncelere sabit fikirlilere yer yok ! Bu hikaye...