ANILAR

9 3 0
                                    

Hülya beş yıl önce bir kaza geçirdi. Ölümden döndü. Eski nişanlısı ne yazık ki kurtulamadı. Hülya dört ameliyattan sonra hayata tutundu. Maddi manevi kaybı oldu. Şükran teyzenin eski evine taşındılar. Komşuları Nurten Hanım, Hülya’yı oğlu Bülent için düşünüyordu. Ama Bülent tam bir öküz çıktı. Kıza yapmadığı eziyet kalmamıştı.
Hilal sevgiyle Hülya’ya sarıldı.
-Ah canım, neler yaşamışsın.
Hülya "Çok zor günlerdi," dedi.
-Bülent sadece öküz değil aptalmış da. Hülya gibi bir kız kaçırılır mı?
Ülfet "İyi ki de kaçırmış," dedi. Hülya "Ülfet elimden tutmasaydı bu halime hiç gelemezdim," diyerek arkadaşına minnetle baktı.
-Ülfet beni yeniden yarattı.
Ülfet mahcup olmuştu.
-Abartılacak bir şey yok. Sadece kendine gelmesini sağladım.
"Ya, harikasınız" dedi Hilal. "Dostluğu özlemişim. Benim her şeyimi paylaşacak bir dostum olmadı. Kocam çok iyi ama ona da her şey anlatılmaz ki. Daha doğrusu hissetiklerimizi bir kız arkadaş kadar anlayamaz erkekler. Ben de işte hırs yaptım. Çok şükür bu duruma geldik.
Hülya ne kadar şanslı olduğunu düşünüyordu. Yanında Ülfet gibi bir dostu vardı.
-Artık biz varız Hilalciğim. Bu arada enişte nerede?
-O İspanya'da. Barcelona'da mağaza açılışımız var. İstanbul’daki ile aynı zamana denk geldi. O yüzden burada değil.
Ülfet merak etmişti.
-Maşallah, maşallah! Kaçıncı mağaza oldu?
-31 ülke, 49 mağaza. Unutmadan kızlar haftaya İzmir'de açılış var. Oraya ikinizi de bekliyorum. Unuttum, haberim yok anlamam. Beraber gideceğiz.
Hülya başını önüne eğdi.
-Ben gelmesem olmaz mı? Buraya da tehditle geldim.
Hilal gülümsedi.
-Ne tehditiymiş o?
Ülfet muzip muzip gülüyordu.
-Şükran teyzeyi çağırmakla tehdit ettim. Zavallı kadın Hülya’nın bu halini görse perişan olur. Ama onu da o yatakta yatırmaz. Ağlamasına bile müsade etmez.
-Hülya gelmezsen Şükran teyzeyi ararız.
-Tamam, tamam. Geleceğim. Ama önce Elçin'le ve Ersin'in anne babasıyla görüşmem gerek. Ersin...
Yine gözlerine yaşlar dolmuştu.
-O'nu kaybettiğimden beri görüşmedim. Sadece telefonla bir iki kez konuştuk. Onları görünce kendimi tutamam, onları da üzerim diye hep erteledim.
-O zaman haftaya Perşembe'ye kadar hallet. Perşembe gideriz. Kız kıza biraz vakit geçiririz. 50.mağaza bizim için çok önemli. Bu işe başlarken en az elli mağaza hedeflemiştik. Gerçekleşmiş olacak. Ahmet de gelecek açılışa. Hem tanışmış olursunuz.
Gazetecelilerin çoğu Hülya Saner’den ümidini kesmiş ve mağazadan ayrılmışlardı. Mağaza müdürü Hülya ile Ülfet’in personel çıkışından ayrılmasını sağladı. Gazetecilere görünmeden garaja indiler. Eve geldiklerinde Hülya karışık duygular içindeydi. Dışarı çıkarak, mutlu olarak Ersin'in acısına ihanet ettiğini düşünüyordu. Duş alıp odasına geçti. Ülfet onun üstüne gitmek istemiyordu. Zamanla acının hafifleyeceğini ve daha mantıklı olacağını umut ediyordu. Hilal tam zamanında ortaya çıkmıştı. Yeni insanlar, yeni yerler Hülya’nın daha çabuk toparlanmasını sağlardı. Hülya’dan ses çıkmayınca odanın kapısını tıklattı. Cılız bir ses "Ülfet gelebilirsin" dedi. Hülya yatağa uzanmış,yorganı beline kadar çekmiş, iki koluyla Ersin’in yastığına sarılmıştı.
Ülfet bir şey demeden "Ben uyuyacağım," dedi. Ülfet gülümsedi.
-O zaman kapı açık dursun!
Hülya tamam anlamında başını salladı. Ülfet salonda biraz televizyon seyrettikten sonra uyumaya karar verdi. Bugünün stresini ancak bol aksiyonlu bir film atabilirdi. Netflix'ten bir film açtı.
Hülya’nın çığlığıyla yerinden sıçradı. Filmi izlerken uyuya kalmıştı. Kalbi korkuyla çarpmaya başladı. Koşarak Hülya’nın odasına girdi. Hülya yorganı başına kadar çekmiş bağırıyordu. Ülfet yorganı indirdi. Hülya’nın elini tuttu.
-Ne oldu canım? Kabus mu gördün?
Hülya pencereyi işaret ediyor, konuşmuyordu. Ülfet "Ne oldu? Bir şey mi gördün?" diye defalarca sordu. Neden sonra "Ersin buradaydı," diyebildi. Ülfet iç geçirdi.
-Kabus görmüşsün.
-Hayır, buradaydı. Kokusunu duydum.
Ülfet tuvalet masasına baktı. Ersin’in parfümü masanın üstündeydi. Kapağı açık, yanında duruyordu. Açık pencereden perde gölgeler bırakarak uçuşuyordu.
-Korkma canım, camın önündeki ıhlamur ağacının dallarının gölgesini insana benzetmişsindir. Bak gerçekten benziyor. Ersin’in parfümünü açık bırakmışsın. Rüzgarda onun kokusunu sana getirmiş. Gördün mü korkmana gerek yok.

SAKIN UNUTMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin