Bülent

9 3 0
                                    

Hilal, Bülent adını duyunca şaşkınlıkla Ülfet'e baktı.
-Yoksa?
Ülfet Hilal'e yaklaşıp "Evet, o Bülent işte bu Bülent. Kusura bakma söylemeye fırsat olmadı," dedi.
Bülent Hülya'ya bir iki adım yaklaştı.
-Boyner Mağazalarının bilgisayar işlerini almıştık. Bu AVM'ye de yeni bir tane açılacak. Tesadüf işte... Kalabalığı görünce merak ettim. Sonra sizi gördüm. Yanınıza gelip başsağlığı dilemek istedim. Tam o sırada... Şey, bu olay oldu işte.
-Teşekkür ederim Bülent Bey, buraya kadar taşımışsınız.
-Rica ederim, önemi yok. Tekrar geçmiş olsun! Eşinizin kaybı için çok üzgünüm.
Hülya başıyla onayladı.
Bülent etrafındakilere baktı. Gözleri en son Hilal'de durdu.
-Ben size daha fazla rahatsızlık vermeyeyim. Hülya Hanım da dinlensin.Müsaadenizle!
Hilal Hülya ile Ülfet'e baktı. Umursamaz görünüyorlardı.
-Katiyen olmaz Bülent Bey. Misafirimizsiniz. Acil bir işiniz yoksa gitmeyin lütfen! Birazdan konuklarla ilgilenmemiz gerekecek. Hülya'ya göz kulak olursanız sevinirim.
Bülent çok mutlu olmuştu.
-İşim bitmişti. Bu gece İstanbul'a döneceğim.
-Güzel. Biz de gece döneceğiz. Bizimle gelebilirsiniz.
Bülent Ahmet Bey ile Mario'ya baktı. Mario biraz rahatsız olmuş gibiydi.
-Hilal israr yok. Belki Bulent Bey başka plan var. Ben Hülya'ya göz kulak olur.
Hülya tedirgin olmuştu. Mario ile yalnız kalmak istemiyordu. Hele o gazetecinin sözlerinden sonra.
-Bülent kalabilir. Siz eski bir ortak olarak davetlilerle ilgilenmeniz daha doğru olur.
Bülent sevinçle atıldı.
-Seve seve. Bir yardımım dokunursa ne mutlu bana.
Mario istemeye istemeye Hilal ile Ahmet'in peşinden gitti. O çıkınca Hülya derin bir Oh çekti. Ülfet Mario yanında kalmasın diye Bülent'in kalmasını istediğini anlamıştı. Denize düşen yılana sarılır misali. Ama yılan yılandır. Dikkatli olmak lazım deyip bir sandalye çekti. Hülya'nın yanına oturdu.
-İçecek bir şey ister misin Hülyacığım?
-Meyve suyu olabilir. Biraz şekerim düştü galiba.
Bülent "Hemen getireyim," deyip kalktı.
-Ülfet Hanım siz ne istersiniz?
-Ben bir soda alayım. Zahmet olacak size.
-Yo, ne zahmeti?
Bülent odadan çıkarken Ülfet kısık sesle "Pis yalaka" dedi.
Hülya kahkaha atmamak için kendini zor tuttu.
-Ne,yalan mı? Yalaka işte. Bu Mario bana sarmıyor. Gazeteci nereden çıkardı ilişkiniz olduğunu? Daha iki gündür tanıyoruz. Bunun altında bir iş var.
-Ne olabilir ki? Gazetecilerin abartmasıdır.
-Yok,yok? Birlikte görünmediniz. Bir geçmişiniz yok. Gazeteci niye böyle bir şey söylesin?
-Peki o zaman ne?
--Hiç sebep yokken böyle bir soru... Tabi ya kendisi servis ettiyse o başka. Yoksa gazeteciler nereden çıkaracak?
-Yapmış olabilir mi?
Tam o sırada Bülent içeri girince sustular. Bülent elindeki tepsiyi Hülya'nın yanında bulunan sehpaya bıraktı. Tepside beş bardak ve ikramlıklarla dolu bir tabak vardı.
-Kusura bakmayın. Hangi meyve suyunu sevdiğinizi bilmediğim için hepsinden aldım.
-Teşekkür ederim. Farketmez. Hepsini severim.
Hülya şeftali suyunu aldı. Ülfet kıkırdadı.
-Çok alemsiniz Bülent Bey. Çok teşekkürler. İnce düşünmüşsünüz.
Hülya meyve suyunu içince kendini daha iyi hissetti. Bülent "Mesut'un düğününde tanıştığı bir kızla sözlendiğini ama yürümediğini," anlattı. Oysa Hülya'da Ülfet'de biliyorlardı. Kız şişmandı. Bülent onun zayıflayarak Hülya gibi bir afete dönüşeceğini sanmıştı. Ama tersi olmuş? Kız daha da şişmanlamıştı. Bütün olanları Şükran Teyze'den duymuşlardı. Ama hiç belli etmediler. Bülent konuştukça açılıyordu. Sohbetin en koyu yerinde Mario içeri girdi.
-Oh Hülya çok üzgünüm.
Hülya ne olduğunu merak etmişti.
-Ne oldu?
- Gazatacilar, çok israr yapıyor.Sen ve ben. Love... Yok dedi ben ama çok israr.
Hülya'nın canı sıkılmıştı. Ülfet Mario'ya öfkeyle baktı. Bütün bunların onun başının altından kalktığına emindi.Hülya ayağa kalktı. Bir an önce buradan gitmek istiyordu. Kapıya yöneldi. Mario da hemen peşindeydi. Kapıyı açtığında flaşlar onu karşıladı. Şaşkınlıkla olduğu yerde kaldı. Gözleri kamaşmıştı. Mario yaklaşıp Hülya'ya sarıldı. Flash sesleri ve uğultu armıştı.




SAKIN UNUTMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin