ZİYARET

15 2 0
                                    

Can ile Elçin gittikten sonra Ülfet Hülya'yı karşısına aldı.
-Hülyacığım benim gözüm bu Can'ı hiç tutmadı. Elçin çok genç. Doğru karar veremez.
Hülya bir derin bir nefes aldı.
Of ama Ülfetciğim senin gözün kimseyi tutmuyor ki...
-Ben hayal kırıklığına uğramayın diye uğraşıyorum. Artık abisi de yok. Sen yardımcı olacaksın. Kendini toparlamalısın.
Hülya "Artık abisi de yok," sözünü duyunca kendini tutamadı, ağlamaya başladı. Ülfet üzülmüştü.
-Hülyacığım, canım, sen üzül diye söylemedim.
Hülya hıçkırıkların arasından konuştu.
-Hühü, biliyorum. Hühühü.
Ülfet ne yapacağını bilmiyordu. Telefonu çalınca açmak zorunda kaldı. Konuşması bitince Hülya'ya döndü.
-Canım acilen çıkmam gerek. Seni yalnız bırakmak istemiyorum ama... Hilal'i arıyorum. Hemen gelir.
-Kimseyi rahatsız etme! Hü,hü. Ben yalnız kalırım.
-Olmaz öyle şey. Mesaj attım. Hemen geliyor. Hoşçakal kuzum.
Ülfet telaşla çıktı. Daha iki dakika geçmeden kapı calındı. Hizmetçi kız kapıyı açtı. Elinde bir buket beyaz gülle Mario içeri girdi.
Merhaba Hülya Hanim, kusura bakma ben söylemeden geldi. Sizi merak etti ben.
Hülya çiçekleri alıp hizmetçiye verdi.
-Buyurun Mario Bey, teşekkür ederim. Buyurun lütfen!
-Ben sizi üzgün görmek istememek.
-Sağolun! Ama çok zor.
-Değişiklik yapsa siz.
-Nasıl değişiklik?
-Bu gece benimle yemek. Ne olur, ne olur...
Hülya şaşırmıştı. Ne diyeceğini bilemedi. İmdadına kapı yetişti. Hizmetçiyi beklemeden koşar adımlarla kapıya gitti.Kapıyı açtı. Elinde koca bir paketle Bülent duruyordu. Bülent içinden söylenip duruyordu. "Kekçi, börekçi dedik. Kıza kek, börek taşıyan biz olduk. Adalete bak!"
-Hülya Hanım beni anneniz gönderdi. Sizin sevdiğiniz börekten yapmış. Sizsiz boğazından geçmemiş. Annem de tatlı gönderdi. Çok selamları var.
Hülya paketi gelen hizmetçiye verdi.
-Buyurun Bülent Bey, içeri geçin!
-Sizi rahatsız etmeyeyim.
-Olur mu, bir kahve içmeden bırakmam. Mario Bey de burada.
Bülent salona geçerken düşünüyordu. "Vay çakal Mario. Fırsatı kaçırmamış. Annem doğru söylemiş demek ki kızı boş bırakma, kurtlar çöker diye." Hülya'nın aklına Bülent'i görünce bu kadar sevineceği gelmezdi. İçinden "Sevgili yılanım, denize düşmeseydim seni içeri davet etmezdim," dedi. Gülümseyerek misafirlerine döndü.
-Beyler ne içersiniz?
Mario Bülent'in gelmesine bozulmuştu. Belli etmemeye çalışarak yeni gelen rakibinin elini sıktı. İki adam da biraz sonra er meydanında kapışacak güreşçiler gibiydi. Bülent sade Türk kahvesi istedi. Mario da aynısı olsun dedi. Kahveler gelene kadar Mario Bülent'e işiyle ilgili sorular sordu. Şirketin sahibi olmadığını, çalışan olduğunu öğrenince rahatladı. Kendisi dururken Hülya bu baldırı çıplağa yüz vermezdi her halde. Kahveler içildi. Konuşulacak konular bitti. Ama ne Mario ne Bülent gitmeye niyetli değildi. İlk giden olup meydanı rakibe bırakmak istemiyorlardı. Uzun bir sessizlik oldu. Sessizliği yine kapı zili bozdu. Hilal, Dartanyan gibi gelip Hülya'yı bu tuhaf durumdan kurtardı. Mario'nun burada olduğuna şaşırmıştı. Mario da Hilal'in gelişinden rahatsız olmuştu. Gitmek için ilk kalkan Bülent oldu. Hilal geldiğine göre şimdilik tehlike geçmişti. Mario da bir randevu bahanesiyle Bülent'in arkasından kalktı. Hilal üçlü koltuğa geçti. Salon kapısında bekleyen hizmetçiden bir soda istedi.
-Hülyacığım hayırdır, taliplerin baskın mı yaptı?
-Ben de anlamadım. Elçin'le erkek arkadaşı buradaydı. Onlar gitti. Ülfet'i işten acil çağırdılar. İki dakika geçmeden Mario geldi. Beş dakika sonra da Bülent. Annem börek göndermiş. Tam zamanında geldin.
Hülya hizmetçiye seslendi.
-Aynur Hanım bize çayla annemin gönderdiği börekten getirebilir misiniz?
Hilal sodasını yudumladı.
-Tuhaf bir durum. Mario'nun ne düşündüğünü bilemem. Ama eş olarak pek başarılı olmadığını biliyorum. Evlilikleri aldatma yüzünden bozuldu.
Hülya gözünü halının desenlerine çevirdi.
-Aman benden uzak olsunlar...




-

SAKIN UNUTMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin