Uzun ve güzel bir bölüm sizlerle :) İkiz kuleleri biraz daha delirtelim mi? Sanki en bi sevdiğimiz buymuş gibi geldi de :)
***
Hilal şaşkınlıkla karşısındaki adama bakarken, rahat tavrına sinir olmuştu. O nasıl bir rahatlıktı öyle. Asılıyorum da ne demekti? Terbiyesiz miydi bu adam?
“Bu şartlarda artık yanınızda çalışmamı beklemiyorsunuzdur her halde?”“Yo bekliyorum. Ayrıca,” dedi arkasına yaslanıp, sağ ayağını sol ayağının üzerine atarken. “Dürüstlük önemli bir meziyettir bence.”
“Evet ama ahlaklı olmak da önemli bir meziyet. Sizde o yok!”
“Ahlaksızca mı davrandım?”“Bunu siz söylediniz!” dedi inanamıyormuş gibi cırlayarak.
“Evet, ama sana asılmak değil ahlaksızca olan. Sen nişanlısın diye sana asılmak ahlaksızca ve güzelim galiba haklısın, çok da ahlaklı bir adam değilim. Ama çok güzelsin, beni yoldan çıkaran sensin yani, ben tamamen masumum.”Hilal sinirle kahkaha attı, “Allah bağışlasın sizi.”
“Sağol.”
“Ya-” diye inledi sakin olmaya çalışıp, derin derin nefesler alırken ama adam konuşmasına fırsat vermeden araya girdi.“Bu arada yarın Pazar zaten dinlenirsin, çünkü pazartesi gelmen lazım, büyük bir parfüm firmasının reklamını aldık, onun üzerine toplantı yapacağız. Toplantı öncesi sana ihtiyacım var.”
“Gelmeyeceğim!”“Hilal saçmalama, sana zarar verecek değilim. Parmağında o yüzüğün oldukça da yaklaşmam. Benim de prensiplerim var.”
“Yaa? Ama parmağımda yüzük varken aklımı karıştırırsınız değil mi?” diye gürledi elinde olmayan bir sinirle.Taylan duyduğu şeyle başını öne eğip güldü, sonra da kaldırıp kızın gözlerinin içine baktı. -Alev alevdi. “Aklını karıştırmam çok hoş.” Ayağa kalktı, “Çünkü sen benim aklımı başımdan alıyorsun. Ben çıkış işlemlerini yapayım da gidelim.”
Odadan çıktığında Hilal başını birden yastığa attı. Ne saçmalamıştı şimdi bu adam? Manyak mıydı deli miydi divane miydi? -Yoksa aşık mıydı?
Peki o neydi şimdi? Neden bu düşünce ile aptalca gülümsemişti! “O değil; manyak olan da sensin deli olan da hatta gerizekalı olan da! Sırıt böyle maymun gibi, aferin.”*
“Evet benim hasta ve küçük asistanım, eve kadar hizmetimizin sonuna geldik.”
“Çok şükür! Taksiyle de gelebilirdim.”
Taylan yüzünü buruşturdu, “Evet, nişanlın kalsaydı muhtemelen taksiyle gelirdin. Ama ben nişanlın değilim.”“Tabi tavlama aşamasında olan, çapkın ve edepsiz patronumsunuz.”
Taylan kahkaha attı, “Zeki kadınlara bayılıyorum. Gördüğün gibi ben yine masumum. Sen aradığım kadınsan bu benim suçum mu?”
“Hayır!” diye inledi, “Çok haklısınız. Karşınıza çıktım, bu tamamen benim eşekliğim!”“Estafurullah eşeklik değil de kusursuzluk diyelim, daha hoş,” dedi göz kırparak.
“Yarın gelmiyorum. Ertesi gün hiç gelmiyorum. Öbür gün hiç ama hiç gelmiyorum.”Adam başını eğip kızın evine baktı, “Tamam sorun yok. Bahçen büyükmüş. Biz ekipçe gelip burada çalışırız.”
“Of! Ya bela mısın başıma?”
“Tatlı ve yaramaz bir bela!”
“Gereksiz ve ahlaksız bir bela.”“Neyse ahlaksızlık kısmı tartışılmaz, arsızlığım da öyle ama gereklilik kısmını sonra tartışırız. Gelip yemek yapmamı ister misin sana? O zaman her eve gerekli erkek, deyip boynuma atılırsın belki.”
“Hatta nişanlımdan ayrılıp seninle evlenirim, ne dersin?”
Taylan evlilik lafını duyunca yutkundu. Daha neler, o evlenmezdi. Hiç kimse ile o kuyuya inmezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKLIMDASIN * BELA SERİSİ I - FİNAL
RomanceSorunlu bir ailede büyüyen, aşka, kadınlara dahası bir kalpte oluşacak herhangi bir duyguya zerre inanmayan Serhan, başarılı olduğu kadar sert, öfkeli ve taviz vermeyen bir iş adamıydı. Gecelere dair her olayda adını duyuran, çapkın, ukala ve oldukç...