18.BÖLÜM - CADI KAZANI

7.5K 745 190
                                    

Hadi buraları ateşe verelim :)

***
İçeri geçtiklerinde selamlaşma faslından sonra dedeleri gelmişti.
“Ooo... Burası gelin dolmuş. Tek tek istedik, ‘evlenmeyiz’ dediniz, ben anlamadım hepinizin aynı anda mı başınıza vurdu?” deyip kendi kendine kıkırdadı. “İyi iyi, evlenin.”


“Şimdi babacığım tam başımıza vurdu demesek, yanlış anlaşılma olmasın.”
“Sen sus! Senin hesabını ben ayrı keseceğim. Evlenmeden aynı evde kaldığını biliyorum.”
Kaan gözlerini devirecekti, “Kaçıncı yüzyıldayız baba ya? Ayrıca evleniyoruz yakında.”

“Biz evlenmeden kalmadık aynı evde dede,” dedi Taylan hemen ortaya atarak kendini.
“Ha ama evlenmeden her haltı yedin,” diyerek çıkıştı torununa.
“Hayda... Bugün de dedemin huysuzluğu üstünde.”

Bu sefer Serhan girdi araya, “Dedeciğim, ben ne bir halt yedim ne de aynı evde yaşıyorum.”
“O da kızın hanımefendiliğidir. Yoksa sende çok matah değilsin.”
Serhan öksürürken, Hilal yanında oturan kocasına baktı, “Şimdi anlamadım, ben hanımefendi olmuyor muyum bu durumda?”

“Aa ben bir de aynı evde yaşıyormuşum, ooo... Yeller esiyor hanımefendilikten,” diye homurdandı Yıldız.
“Yok, kızlarım sizlere lafım yok. Bizim oğlanlar sakat.”
“Üstelik çok affedersiniz bay dede babacığım ama biz gayet de nikahlıyız yani. Çok resmi, bayağı bayağı resmi. İmzalı, kaşeli. Ama ayağına basamadım.”

“O ne demek?” diye cırladı Kübra hanım.
Ve annesi ile dedesinin gözleri Taylan’a çevrilip, onun açıklamasını beklemeye başladılar.
“Evet oğlum seni dinliyoruz,” dedi Kübra hanım. “Ne demek bu resmili nikah?”

“Nasıl yani resmisiz nikah da mı var?”
“Taylan! Dalga geçme de anlat!”
“Şimdi aslında dayımla Serhan biliyor, Yıldız da biliyor-”

“Ha bi benim mi haberim yok,” dedi Kayra surat asarak.
“Yok benim de haberim yoktu, dert etme. İmzayı attım, evlenmişim haberim yok, o kadar düşün yani,” diye homurdandı Hilal.

“Ama akşam sana söyledim, çok da nezaketliydim. Neyse şimdi anneciğim ve sevgili dedeciğim, sanırım ortamda konuyu bilmeyen bir sizsiniz.”
Kayra başını eğdi, “Bende bilmiyorum dedim ya.”
“Tamam yengeciğim, bir de sen bilmiyorsun.”

“Serhan, bak bu iki kardeş beni dışlamış gördün mü? Bir ben bilmiyorum.”
“Annem de bilmiyor Kayracığım,” dedi gülümseyerek. Bu kız çok fenaydı. Başının etini yerdi artık.
Taylan derin bir nefes alıp verdi, sonra da “Biz dün Hilal ile evlendik,” dedi bir çırpıda.

“Onu anladık da, neden, ne ara, niye bu acele? Ay benim neden haberim yok oğlumun evlendiğinden? Ben bugünün hayali ile yaşadım ama ya!” diye sitem eden Kübra hanıma ilk cevap Hilal’den gelmişti.

“O evlendi benimle Kübra hanım. Valla benim dünyadan haberim yoktu.”
Kayra adamı dürtükledi, “Baksana, bunlar kıymış nikahı, dayın da haftaya kıyacak, bir biz kalacağız resmiyetsiz resmiyetsiz! Bende istiyorum resmi nikah!” dedi ellerini göğsünde bağlayarak.

“Tamam bebeğim sana da kıyacağım resmi nikah. Hem bizimki daha resmi, çok ama çok resmi olacak söz.”
“Banane! O resmi gelin artık. Önce biz olmalıydık. Şimdi o ilk gelin oldu. İlkler daha kıdemli olur.”
Serhan yüzünü buruşturdu, “O ne be? Askeriye mi burası?”

“Serhan! Ben çok ciddiyim. Ben ilk gelin olmalıydım. Ben senin kız kardeşinin kankisiyim.”
“Sen benim ilk gelinimsin. Hem assolistler en son çıkarmış sahneye.”
“Saçmalama Serhan lütfen!” diye çıkışıp Hilal’e gözlerini kısarak baktı. “Kaçak gelin.”

SAKLIMDASIN * BELA SERİSİ I - FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin