13.BÖLÜM - 8 GECE 1 KABUS

7.9K 855 64
                                    

alışılmışın dışında, hüzünlü bir bölüm sizlerle ...


Yağmurlar mı ıslattı yanaklarını
Yoksa eller mi?
Söyle kim yerle bir etti
Sevmeye kıyamadığım yüreğini?
Ben seni sarmaya korkarken,
Kim kırdı kolunu kanadını?
Cesaret işidir sevmek, adam olmaktır gözlerinde,
Söyle kim kör etti aşka senin bakışlarını?
Herkesin sırları vardır,
Ya dilinin ucunda ya geçmişinin gölgesinde...
Anlat dök içini bana,
Dilsiz olurum uğruna, dinlerim sessizce...
Herkesin bir yarası vardır,
Ya bedeninde ya yüreğinde...
Bırak sarayım yaralarını,
Sevgimle, ellerimle...

Yıldız nefes nefese adamla birbirlerine bakarlarken Kaan gülümsedi, “İlk öpücüğümü alsam mı artık? Yoksa ellerini, kollarını bağlayıp alacağım o öpücüğü,” dedi gülerek.
“Bağlamak mı?” diye sordu birden bire adamın kollarından kurtulup. Kalbi duracaktı, heyecandan değildi ama bu, korkudandı. Korku tüm bedenini ele geçirmişti.

Kaan onun tir tir titrediğini görünce kaşlarını çattı, “Yıldız, korkuttum mu seni?”
Yıldız başını sağa sola salladı ama gözlerindeki korku o kadar somuttu ki, inkar etse de Kaan farkındaydı korktuğunun.

“Yıldız, aşkım üzgünüm. Yanlış bir şey mi dedim? Yani ben...”
“Gitmem lazım!”
Kaan bir şey anlamıyordu, “Hayır, bu şekilde izin vermem gitmene. Neyin var, ne oldu ben bir şey anlamıyorum.”

“Ben... O gün...” ellerini ovalayıp, ardı ardına nefes alıp veriyordu. “O gün...”
Kaan’ın kaşları çatıldı ve öfkeyle bağırdı, “Ne günü Yıldız? Ne oldu? Hangi gün?”
Yıldız kulaklarını kapatıp, ağlamaya başladı, “Eve gitmek istiyorum! Eve götür beni!”

Sinirden gülmeye başlayan Kaan, hiçbir şey anlamamanın da üstüne eklenmesi ile öfke patlaması yaşıyordu, “Ne oluyor Yıldız? Seninle sevişmek istemem mi sorun? Tamam dokunmuyorum sana, ama kendine gel lütfen!”

Başını sağa sola sallayıp yere çöktü, “Gitmek istiyorum.” Titremesi artıp, nefes alması zorlaşınca Kaan korkmaya başladı ve yanına çöküp, ona dokunmaya çalıştı ama Yıldız hemen geri çekildi. “Bağlama, bırak beni!”

“Yıldız yalvarıyorum sakin ol! Bir şey yapmıyorum, dokunmuyorum sana! Sakin ol lütfen, tamam eve götüreceğim seni, sadece önce sakinleş!”
“Ne-neredeyim?”
Kaan bu sefer daha da tedirgin olmuştu, “Hayatım benim evimdesin, benim Kaan.”

“Pa-panik atak! Hilal! Hilal nerede?”
Kaan telefonu çıkarıp, hemen Hilal’i aradı. İkinci çalışta açılan telefonla Hilal’in ‘efendim’ demesini beklemeden Kaan konuştu.
“Yıldız panik atak geçiriyor, ne yapmam lazım?”

Hilal’in kanı donmuştu. Ne olmuştu da yıllar sonra panik atak geçiriyordu, ne hatırlatmıştı ona o günleri? “Nerdesiniz?” diye sordu. Korkudan sesi titremeye başlamıştı.
“Hangi cehennemde olduğumuzu bırak da ne yapmam gerektiğini söyle!” diye gürleyince Hilal hemen sıralamaya başladı.

“Önce nefes almasını kolaylaştır, ellerinin bağlanmadığını ona anlatmaya, dahası göstermeye çalış, kendine gelmezse soğuk bir duşa sok! Duştan sonra muhtemelen uykusu gelecek, güvende olduğunu bilip, uyumasını sağla.”
“Tamam. Ararım seni.”
“Kaan bey nere-”

Kaan telefonu kapatıp “Bırak! Eve gitmek istiyorum!” diye sayıklayan kadını kucağına alıp, koridordaki banyoya koştu. Onu klozete oturtup, saçlarını geriye attı ve “Yıldız nefes al, Yıldız yalvarıyorum nefes al!” diyerek onu sakinleştirmeye çalıştı. Sonra ovuşturduğu ellerini avuçlarının içine aldı, “Birtanem, ellerin bağlı değil,” dedi kıza ellerini göstermeye çalışarak. “Yıldız birtanem, sakinleş yalvarıyorum, bak bağlı değil ellerin.” Ama işe yaramayınca, hemen suyu açıp, yeniden kucağına aldı onu ve birlikte suyun altına girdiler.

SAKLIMDASIN * BELA SERİSİ I - FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin