Ve sürprizli bölüm sizlerle. Taylan ve Hilal ağırlıklı oldu. :)
***
Taylan gözünde güneş gözlüğü ile otele giriş yapmış, girer girmez de gözlüğünü çıkarmıştı. Yanında hızına yetişmek için koşuşturan Hilal, bir yandan da kulağındaki kulaklık ile etrafa talimatlar yağdırıyordu.
“Kaç saatlik boşluğum var Hilal hanım?”
“Bir saatlik efendim.”
“Tamam, havuzda olacağım.”
Hilal’in kaşları çatıldı ve birden durdu “Havuz mu? Ne alaka?”
Kadının durması ile Taylan da durup arkasına baktı, “Ne demek ne alaka? Sabah sporumu yapmadım, beş-altı tur yüzeceğim.”“Sabah sporu mu? Beş altı tur mu?” adamın dibine kadar geldi, “Ben ne yapacağım o arada?”
Taylan sırıttı, “Hilal hanım, asistanım olarak burada olduğunuzu sanıyordum. Yoksa sevgilim olsanız, gelin birlikte yüzelim derdim. Ya da sabah sporu yerine sevişirdik, ama sevişemiyoruz da. Yoksa sevişmek acayip kalori yakıyor biliyor musun?”“Yok bilmiyorum. Sevişmediğim için hiç.”
“Evet. Bende uzun zamandır sevişemiyorum.” Kendini beğenmiş bir edayla yaklaşıp, “Senin için,” dedi.
“Aman ne büyük bir lütuf. Alkışlamam mı gerekiyor seni?”
“Yok. Ama bir ‘evet’e hayır demem,” deyip cebinden yüzüğü çıkardı. “Benimle evlenir misin?”Hilal ofladı, “Hayır, Taylan bey! Hayır!”
“Yine Taylan bey olduk iyi mi? Az dengesiziz galiba,” dedi ama o sırada yanlarında duran otel görevlisinin ikisine şaşkın şaşkın baktığını fark edince hemen gülümsedi, “Şaka şaka. Çok seviyor beni. Hep sevgiden böyle yapıyor.”“Anladım efendim. Eşyaları odanıza çıkaralım mı?”
“Lütfen.”
Hep birlikte iç taraftaki odaların olduğu bölüme yürürken Taylan başını aşağı yukarı salladı, “Peki güzelim. Bunu sen istedin. Ben sana son bir şans vermiştim. Zaten o nikah ister seve seve ister ... kıyılacaktı. Neyse terbiyemi bozmayayım düğün günü düğün günü, gecesinde yeterince bozulacak.”*
Hilal sinirden odada bir sağa bir sola gidiyordu ki kapının çalması ile durdu. “Kim bu şimdi?” gidip açtığında karşısında otel görevlisini gördü. “Buyurun.”
“Taylan bey yoklar mı?”
“Havuzda.”
“Şu evrakların acil imzalanması lazımdı ama, hay Allah.”Hilal saçını karıştırarak arkaya attı, “Durun çağırayım.”
“Yok. Siz de atsanız olur.”
“Ben mi?” dedi şaşkınca.
“Resmi evrak değil. Otelle ilgili giriş ve toplantı onay evrakları. Eğer sorun olacaksa okuyabilirsiniz.”Hilal bu otelin prestijini biliyordu, o yüzden “Gerek yok, imzalarım,” dedi kibarca ve adamın açtığı üç sayfaya da imza attı.
Adam gülümsedi, “Teşekkür ederim. Tekrardan otele hoşgeldiniz.”
“Rica ederim, hoşbulduk,” deyip kapıyı örterek içeri girdi.O sırada adam vakit kaybetmeden Taylan’ı aradı.
“Efendim.”
“Hallettik efendim. Hayırlı olsun.”
Taylan sırıttı, “Çok teşekkür ederim memur bey. Nasıl bir hayır işlediğinizi anlatamam.”“Hayatımda böyle fobi de görmedim, umarım kötü bir şey yapmıyorumdur.”
Taylan kafasını kaşıdı, “Valla çok haklısınız memur bey, bende öyle fobi hiç görmedim. İşte nikah defteri görünce kriz geçiriyor. Allah sizi inandırsın kaç kere nikah masasından döndük artık sayamadım.”
“İyi hayırlı olsun o zaman, Allah bir yastıkta kocatsın.”“Amin amin. O yastığı görürüz inşallah. Çok teşekkür ederim.” Telefonu kapattıktan sonra sırıttı, “Ee Hilal hanım, böyle de Toprak yaparım soyadını ben. Romantikçe sordum olmadı, odunca sordum olmadı, kısmette zorbalıkla evlenmek varmış. Buna da şükür.” Havlusunu alarak içeri doğru yürümeye başladı, “Bir an önce karıcığıma hayırlı olsun demeye gideyim bari. Ayıp olmasın, müjdeyi vereyim. Eminim mutluluktan boynuma sarılıp, aşk manyağı yapacak beni,” diye kendi kendine konuşup, kahkaha attı. Onu öldürmese bari.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKLIMDASIN * BELA SERİSİ I - FİNAL
RomanceSorunlu bir ailede büyüyen, aşka, kadınlara dahası bir kalpte oluşacak herhangi bir duyguya zerre inanmayan Serhan, başarılı olduğu kadar sert, öfkeli ve taviz vermeyen bir iş adamıydı. Gecelere dair her olayda adını duyuran, çapkın, ukala ve oldukç...