hadi bakalım YB :)
***
Her duygunun rengi,
Her rengin bir tonu vardır...
Taylan kızın belindeki elini gömleğinin altından geçirip, onu tezgaha, kendini de kıza iyice yasladı. Dudaklarındaki öpücük tutkuyla devam ederken, eli çıplak sırtında hoyratça geziyordu. Diğer eliyle ise düğmeleri tek tek çözüyordu. Dört düğmeden sonra elini içeri geçirip, göğüslerini okşamaya başladı bu sefer.
Dudaklarından ayrılıp, boynuna indiğinde göğüslerindeki elini çıkarıp, parmakları ile dudaklarını sertçe okşamaya başladı.
Birden başını geriye çekip kızın dağılmış saçlarına, kıpkırmızı olan aralık dudaklarına baktı ve parmaklarını dudaklarında gezdirmeye devam etti. Kızın onun gözünün içine baka baka parmaklarını dudaklarının arasına alması ile gözlerini yumup, inledi ve elini çekerek "Siktir!" diye bağırıp, tişörtünü çıkardı. Sonra da kızın geri kalan düğmelerini çözüp, gömleğini çıkardı.
Başını kızın göğüslerinin arasına bastırıp, onu okşarken diğer eli eteğinin kenarını yavaş yavaş yukarı çekiyordu. Yeniden onun gözlerinin içine bakarak kendi kotunun düğmesini açtı.
"Taylan... Dur..."
"Durmam..." dudaklarını boynuna bastırıp, orayı sertçe ısırınca kız zevkle inledi. "Duramam..."
"Taylan lütfen! Dur..."
"Neden?" diye acıyla sordu. Alnını kızın göğüslerine dayadı. "Durmamız gerekmiyor."
"Durmamız gerekiyor." Onun yüzünü avcunun içine alıp, gözlerinin içine baktı. "Durmamız gerekiyor," dedi bu sefer bir şeyleri ima eder gibi. "Anladın mı?"
"Hayır!" diye diretti sertçe. "İkimizde şuan şu haldeyken, ikimizde baştan çıkmışken neden durmamız gerektiğini anlamıyorum! Anlamamı da bekleme." O da kızın yüzünü avuçlarının içine aldı, "Hala güvenmiyorsun değil mi? Sana aşık olduğuma inanmıyorsun, sana delirdiğimi görmüyorsun. Şuan ne halde olduğum hakkında en ufak bir bilgin bile yok. Beni anlamıyorsun Hilal."
Kız gülümsedi, "Bence sen beni ya çok yanlış anladın ya da hiç anlamıyorsun. Bunun güvenle ya da sana inanmamakla alakası yok." Derin bir nefes alıp verdiğinde, Taylan'ın elleri bedeninde yeniden hareketlenmişti. Bu sefer daha sakin, daha şefkatliydi dokunuşları. "Ne düşündüğünü bilmiyorum Taylan ama o gün, hastaneye gittiğimiz gün yani, Doğu'nun dediği şey..." eli ile saçlarını geriye atarak düzeltti. Bunu biraz da zaman kazanmak için yaptı, "Yani 'korunuyoruz' gibi söylediği o saçmalık doğru değil."
Taylan'ın gezinen eli önce yavaşladı, "Ne demek bu ben anlamadım. Doğu nereden çıktı şimdi Allah aşkına?" diye sinirle bağırdı. "Şuan şu haldeyken eski nişanlını mı konuşacağız? Onunla yaşadığın her ne varsa umurumda değil, geçmişini sorgulayacak bir geçmişe sahip değilim. Ama yaşadıklarını konuşabileceğim bir genişlikte hiç değilim."
Hilal güldü, "Taylan anlatmaya çalıştığım, ben onunla bir şey yaşamadım. Yani o gün neden öyle bir yalan attı bilmiyorum ama, o bana elini bile süremedi. Şu hale bile hiç gelmedik."
Taylan'ın tenindeki eli bu sefer tamamıyla durdu, "Yani?"
"Yani... İşte dediğim gibi, olmadı. O gün muhtemelen seni kıskandı ve sana inat öyle bir şey dedi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKLIMDASIN * BELA SERİSİ I - FİNAL
RomanceSorunlu bir ailede büyüyen, aşka, kadınlara dahası bir kalpte oluşacak herhangi bir duyguya zerre inanmayan Serhan, başarılı olduğu kadar sert, öfkeli ve taviz vermeyen bir iş adamıydı. Gecelere dair her olayda adını duyuran, çapkın, ukala ve oldukç...